‘Kadınların iş gücüne katılımındaki zayıflık, kalkınma önünde engeldir’
Fas’ta Toplumsal cinsiyet ayrımcılığının giderilmesi, kadınların iş gücüne katılımının artırılması ve karar alma mekanizmalarındaki temsillerinin yükseltilmesi için güçlü bir siyasi irade ve toplumsal bir değişim gerekmektedir.

RAJA KHAYRAT
Fas – Çalışma yaşamına kadınların katılımı önünde toplumsal cinsiyet eşitsizliği başta olmak üzere birçok sistemsel neden bulunmakta. Fas’ta da verilen kadın mücadelesi ile toplumsal ve sistemsel birçok engel aşılmış olsa da kamusal yaşamda, çalışma yaşamında kadınların varlığı sınırlı. Özellikle yönetici kademelerinde neredeyse kadın çalışan görmek mümkün değil.
Demokratik Çalışan Kadınlar Derneği Başkanı İman Ganemi, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılığın ekonomik büyüme için bir engel oluşturduğunu belirtti.
İman Ganemi, kadınların ilerlemesini engelleyen klişelere karşı savaşılmasını, bu klişeleri kırmak için bilinçlendirme kampanyalarının başlatılmasını ve eşitlik anlayışının okullarda müfredatlara dahil edilmesini gerektiğini vurguladı.
Çalışma yaşamındaki eşitsizlikler
Kadınların iş gücündeki durumuna gelince, hala birçok alanda ayrımcılık yaşandığı görülmektedir. Bu ayrımcılık, kadınların ve erkeklerin aynı görevleri yerine getirmelerine rağmen arasındaki ücret farklarında ve özel sektörün üst düzey pozisyonlarına ulaşmadaki zorluklarda kendini göstermektedir. İman Ganemi, durumun bu şekilde devam etmesinin sadece kadınların hakları açısından değil, aynı zamanda ekonominin gelişimi açısından da olumsuz sonuçlar doğurduğunu kaydederek, şöyle konuştu: "Kadınlar ve erkekler arasındaki mesleki eşitlik sadece bir hak meselesi değil, aynı zamanda ekonomiyi güçlendirmek için çok önemlidir. Bu eşitsizlik, toplumu kadınların tam potansiyelinden faydalanmaktan alıkoyuyor. Kadınları iş gücüne entegre etmek, onları marjinalleştirmekten korumak ve bu alandaki eşitsizlikleri ortadan kaldırmak için değişim gereklidir.”
Eşitsizlik hak temelli bir konu olmanın ötesinde
Hâlâ kadınlar, iş gücünde erkeklerle aynı görevleri yerine getirmelerine rağmen daha düşük ücretler almakta, aynı pozisyonlara ulaşmada erkeklere göre daha fazla zorluk yaşamaktadır. Bu durum, toplumsal cinsiyet eşitliği ilkeleri ile çelişen ciddi bir sorundur.
Ayrıca, kadınların üst düzey yöneticilik pozisyonlarına ulaşmakta yaşadıkları engeller, kurumların karar alma süreçlerinde kadınları dışlamaktadır. Hukuki açıdan, Fas önemli adımlar atmış olsa da bu yasaların uygulama aşamasında ciddi zorluklar yaşanmaktadır. Denetim mekanizmaları zayıf ve özel sektörde bu yasaların tam olarak uygulanmadığı bir gerçeklik söz konusu.
Kadınlar ve erkekler arasındaki mesleki eşitlik, sadece hak temelli bir konu olmanın ötesinde, ekonomik ve sosyal bir zorunluluktur. Toplumsal cinsiyet ayrımcılığı, kadınları iş gücüne entegre etmeyerek, kadınların tam potansiyelinden faydalanmayı engellemektedir. Bu eşitsizliğin giderilmesi, kadınların iş gücüne katılımının artırılması ve karar alma mekanizmalarındaki temsillerinin yükseltilmesi için güçlü bir siyasi irade ve toplumsal bir değişim gerekmektedir.
Dünya Bankası, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Dünya Ekonomik Forumu’nun raporlarına göre; toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesi, ülkelerin ekonomik büyüme oranlarını önemli ölçüde artırabilir. Kadınları iş gücünden dışlamak, ekonomilerin verimlilik ve yenilik gücünden önemli ölçüde kayıp yaşamasına sebep olur. Fas’ta kadınların iş gücüne katılım oranı düşük seviyelerde kalmaktadır (yaklaşık yüzde 22, erkeklerin ise yüzde 70) ve bu durum, ülkenin ekonomik büyüme potansiyelinin büyük ölçüde kaybedilmesine neden olmaktadır.
Kadınlar arasındaki ücret farkının giderilmesi gereklidir
Fas İstatistik Kurumu'nun verileri, iş gücünde cinsiyetler arasındaki ücret farkının büyüdüğünü göstermektedir. Verilere göre, ücret farkının yüzde 91'i cinsiyet ayrımcılığından kaynaklanırken, sadece yüzde 9'u kadın ve erkeklerin bireysel özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Bu durum, kadınların aynı işte erkeklerle aynı işi yapmalarına rağmen daha düşük maaş almalarının kabul edilemez olduğunu göstermektedir.
Bu tür veriler, iş gücünde cinsiyet eşitsizliğinin sadece bireysel bir sorun olmadığını, yapısal bir sorun olduğunu da gözler önüne serdiğini söyleyen İman Ganemi, “Kadınlar, eşit eğitim ve deneyime sahip olsalar dahi sadece cinsiyetlerinden dolayı daha düşük ücretler almakta ve daha düşük statülü işlerde çalışmaktadırlar. Bu, kadınların ekonomik bağımsızlıklarını ve güçlerini sınırlamaktadır. Bu sorunun çözülmesi için, cinsiyet eşitliği konusunda kapsamlı bir yaklaşım benimsenmeli, kadınların ücret eşitliği konusunda daha güçlü haklar elde etmeleri sağlanmalıdır” dedi.
Çalışma alanında ayrımcılığın kaldırılması için ne yapılmalı?
Çalışma alanında cinsiyet ayrımcılığının sona erdirilmesi için bir dizi önlem alınması gerekmektedir. Bu önlemler arasında, iş yerlerinde şeffaflık sağlanması, eşit işe eşit ücret prensibinin uygulanması, kadınların karar alma süreçlerinde daha fazla yer almasını sağlamak için teşvik edici politikalar geliştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, cinsiyet eşitliğine dair farkındalık oluşturmak amacıyla eğitim ve bilinçlendirme kampanyaları başlatılmalıdır.