Kadın dayanışmasıyla büyüyen dükkan: Huraman

Rojhilat Kürdistan’ın Sine kentinde yaşayan 4 kadın, 1991 yılından bu yana ‘Huraman’ isimli dükkanı işletiyor. Kadınlar hiçbir destek almadan dükkanı kurduklarını belirterek, “Zor, ama alıştık. Beraber olmak işi kolaylaştırıyor” diyor.

SENYA MORADÎ

Sine- Sorumluluktan kaçmak, kadınların lügatinde yok. Kadınlar; irade, akıl, sevgi ve barışla sadece kendi hayatlarını değil, başkalarının da yaşam yolunu aydınlatıyorlar.

Savaş ve şiddet, kadın ruhuna ait değil; onlar yaşam vermek için ölüme yürür, her zaman barış dolu bir dünyayı arzulamışlardır.

Zorluklara karşı ayakta durmayı esas alan Sineli kadınlarda, kendi ekonomik bağımsızlıklarını oluşturarak, ataerkil zihniyetin dayattığı kalıpları yıkıyorlar.

Kadınların emeği ile kurulmuş bir dükkân

Betûl Muhammedi, Atiye Şirini, Sade Sadeqi ve Şaper Ahmedî sadece hayatlarının başkahramanları değil; aynı zamanda bu hikâyeyi yazanlar. Kahraman olma iddiasında değiller çünkü zaten onlar, başkalarına da ilham veren, hayatı anlamlandıran kadınlar.

Bu dört kadın Rojhilat Kürdistan’ın Sine kentinde, 1991 yılından bu yana ayakta duran ‘Huraman’ fırınını işletiyor.  Burası yalnızca bir iş yeri değil; aynı zamanda dört kadının dayanışmasının da vücut bulduğu bir mekân. Her gün burada, Kürdistan’ın hafızasında yer etmiş kolire, kelane, bersaq gibi geleneksel lezzetler kadınların ellerinde hayat buluyor.

Atiye Şirini, ‘Huraman’ dükkanını kurma aşamasını şu sözlerle anlatıyor:

“Bu dükkânı 1991’de bu kadın kadrosuyla kurduk. O günden bugüne, hiçbir destek almadan yalnızca kendi çabamıza güvenerek ilerledik. Ne sigortamız var ne başka bir güvencemiz.”

Atiye Şirini yazın sıcağında kışın ayazında gece gündüz tandır başında olduklarını kaydederek, “Aynı zamanda ev işlerine de yetişmek zorundayız. Ama tüm zorluklara rağmen, bu işi onurlu buluyorum. Anlamsız ve değersiz bazı işlerle karşılaştırılamaz” diyor.

‘Zor ama alıştık’

Şaper Ahmedî de zorluğa alıştıklarını söyleyerek şöyle konuşuyor:

“Sabah erken saatlerden akşama kadar buradayız. Zor, ama alıştık. Beraber olmak işi kolaylaştırıyor. Kadın olmamız, müşterin güvenini artırıyor; çünkü daha dikkatliyiz. Biz de bu güvene saygı duyuyoruz.”

Yorgun olsa da şikâyet etmeyen Şaper Ahmedi, “Herkes farklı bir işi yapıyor ama düzen için görev dağılımı yaptık” diye ekliyor.

Dayanışmanın gücü

Huraman dükkânındaki bu dört kadın, farklı karakter özellikleriyle toplumu temsil ediyorlar. 
Farklılıkları onları ayırmak yerine birleştiriyor; bu çeşitlilik, dayanışmalarının gücünü oluşturuyor. Omuz omuza, birlikte üretmenin anlamını bilerek yeniden inşa ediyorlar.

Hiçbir dış destek ya da güvence olmadan, Huraman’ın ışığı yıllardır bu dört kadının emeğiyle sönmeden yanıyor. Biri eksik olsa, işleyiş aksıyor. Çünkü aralarındaki bağ bir zincirin halkaları gibi; herhangi bir kopukluk, sistemin tümünü sekteye uğratıyor. Huraman sadece bir iş yeri değil, aynı zamanda kadınlardan oluşan küçük bir özerklik.

Bu dükkânda çalışan her dört kadında birlikte karar alıyor, görevleri paylaşıyor ve kolektif çalışmaya sadık kalıyor.