‘Konuşanların sesini duymak kolay asıl zor olan sesi olmayanları duymaktır’

“Konuşanların sesini duymak kolay olabilir ama asıl zorluk, sesi olmayanları duymaktır” diyen Hamida Bouzeriba, iki kızının sessiz yolculuğunu ve bu yolculuğun duraklarında verdiği mücadeleyi anlattı bu sözlerle.

İBTİSAM AXFİR

Bingazi- Neredeyse tüm toplumlarda özel gereksinimli bireyler toplumsal yaşama katılmada birçok sorunla karşı karşıya kalıyor. Ayrımcılığa uğrayan ve dezavantajlı bireyler olarak tanımlanan engelliler arasında da kimi ayrımların yapıldığını biliyor muydunuz? Ya da kimi engellerin görmezden gelindiğini duydunuz mu?

Hamida Bouzeriba’nın anlattıkları işitilemeyen seslerin olduğu bir dünyada yaşadığımızı hatırlatan bir hikâye. Hamida Bouzeriba’nın iki kız çocuğu var. Çocuklar konuşma ve işitme engelli. Çocuklarının ve kendisinin toplum tarafından dışlandığını anlatan Hamida Bouzeriba, çocukları için verdiği mücadeleyi anlattı.

‘Seslerini iletebilecek insanlara ihtiyacımız var’

"Sağır insanlar, yeterli ilgiyi görmedikleri için hakları çiğnenen bir grup olarak görülüyor" diyen Hamida Bouzeriba, "Örneğin, engelliler için yapılan konferanslarda, körler ve motor engelliler gibi grupların temsil edildiğini görüyoruz, sağırlar ise görmezden geliniyor. Dahası, sadece az sayıda insan işaret dilini biliyor, bu da seslerinin hükümet yetkilileri tarafından duyulmamasını sağlıyor ve haklarına erişimlerini engelliyor. Bu gruptaki kadınlar, eğitimleri ve kariyerleri boyunca çok sayıda toplumsal baskıya maruz kalıyor. Bu nedenle, sessizlerin seslerini iletebilecek insanlara acilen ihtiyacımız var ve medyanın bu gruba, özellikle kadınlara özel ilgi göstermesini umuyoruz" şeklinde konuşuyor.

Zorbalığa karşı durdu

Özellikle ataerkil toplumlarda sağır kız çocuklarının daha çok zarar gördüğünü anlatan Hamida Bouzeriba, kız çocuklarının topluma entegre olmaları için ihtiyaçlarının anlaşılması gerektiğine dikkat çekiyor ve “Kızlarımın çevresindeki insanlar tarafından zorbalığa uğramamasına çok dikkat ettim” diyor. Kızlarına her zaman destek verdiğini söyleyen Hamida Bouzeriba, onların bu son derece sinir bozucu ve istismarcı ortamla baş etmelerini kolaylaştırdığını kaydediyor.

‘Kızlarım kendini geliştirebildiler’

Kızlarının desteklenmesi sayesinde daha öz güvenli olduklarını söyleyen Hamida Bouzeriba, “Kızlarım kendilerini geliştirebildiler ve daha yüksek dereceler elde edebildiler. Ben de onları destekledim onları bu başarı aşamasına getirebildim. Ancak hükümet, çeşitli kurumlarıyla bu grubu umursamıyor. Onların haklarını ihmal ediyor ve onlar her türlü dışlanmadan zarar görüyor” şeklinde konuşuyor.

Çocuklar desteklenmeli

Büyük kızının Tıp Fakültesi'nden mezun olduğunu, diş hekimliği ve ağız cerrahisi alanında uzmanlaştığını büyük bir gururla anlatan Hamida Bouzeriba, kızının şimdi engelliler için kurulan bir klinikte diş hekimi olarak çalıştığını söylüyor. Diğer kızının da evlendiğini ve aynı engele sahip çocuklarının olduğunu belirten Hamida Bouzeriba, çocuklara aynı zamanda otizm tanısı konduğunu ancak işaret dili bilen bir eğitmen olmadığı için eğitimden mahrum kaldıklarına dikkat çekiyor.

Çocukları destekleyen derneklerin gerekliliğine vurgu yapan Hamida Bouzeriba, "Körler için yerler var. Sağır ve dilsizlere gelince, işaret dilini kullandıklarında bile bunu çok az kişi anlıyor ve bu da haklarının ihlal edilmesine yol açıyor. Geçmişte bir sağır derneği olmasına rağmen kapatıldı ve onlar için alternatif bir dernek kurulmadı. Ayrıca, olağanüstü hizmetler sunan enstitü savaş sırasında yok edildi" diye konuşuyor.

‘Özgüvene odaklanılmalı’

Sağır nüfusun az olmadığını, işitme kaybı yaşayan çok sayıda çocuğun bulunduğunu anlatan Hamida Bouzeriba, engelli bireylerin kamu okullarına entegrasyonunun daha fazla dikkat gerektirdiğini ve onlar için uygun eğitim ortamlarının yaratılması gerektiğini vurguluyor. Hamida Bouzeriba, konuşmasının sonunda annelere, bu durumla baş edebilmek için durumu kabul etmeleri gerektiğini, çünkü inkarın ebeveynlik sürecini zorlaştırdığını söylüyor ve ekliyor: “Kabul eden bir anne güçlü olabilir ve çocuklarına doğru bir yetiştirme sağlayabilir. Özgüvene odaklanmalı ve durumu kabul edip bununla yaşadıklarında başarı gelir.’