Filistinli Şuruk El-Cercevi: Pes etmeyi reddediyorum

Gazze’de yaşanan tüm kayıplara karşın yaşama sımsıkı tutunan Şuruk El-Cercevi, yokluklar içinde çocuklara küçük pastalar yapıyor. Şuruk El-Cercevi “Sattığım her pasta dilimi bir zaferdir” derken gözlerindeki ışıkla herkese umut oluyor.

NAGHAM KARAJEH

Gazze- İsrail saldırıları altındaki Gazze Şeridi’nin her bir yerleşim yerinde harabeye dönmüş sokakları yüzlerce hikayeyi de yıkıntıların arasında saklıyor. Hikayelerin kimisin de kayıpların yası, kimin de her şeye rağmen patlayan bombalardan güçlü bir mücadele ve direniş var.

Gazze Şehri'nin doğusundaki Şucaiyye Mahallesi'ndeki harap bir okulun köşesinde, evsiz ve yerinden edilmiş insanlara yönelik en korkunç katliamlardan birinde bacağı kesilen yirmili yaşlarındaki Şuruk El-Cercavi adlı bir kadın oturuyor. Şuruk El-Cercavi, kayıplarına rağmen acılarına bir yenisinin eklenmesini reddediyor ve acı verse de hayatını istediği gibi yaşayacağını söylüyor.

Eşini patlamada kaybetti

Şuruk El-Cercevi eşiyle birlikte yiyecek bulma arayışındayken aniden patlayan bombayla hayatının şokunu yaşadı. Orada eşini kaybetti. Hala nasıl hayatta kaldığına inanamayan Şuruk El-Cercevi, eşinin cenazesinin günlerce patlamanın yaşandığı sokakta kaldığını anlatıyor. Şuruk El-Cercevi, "Eşimin parçalanmış bedeninin önünde durduğumda çok ağladım ama çocuğumun gözlerinin içine baktığımda ona destek olmam gerektiğini biliyordum" diyor.

Yemek yapıp çocuklara dağıttı

Patlamada bacağını kaybeden Şuruk El-Cercevi, zor koşullara ve kıt kaynaklara rağmen aylarca El-Şifa Hastanesi’nde kaldı. Bacağının kesilmesinin kendisi için daha fazla zorluk anlamına geldiğini ifade eden Şuruk El-Cercevi, bu yeni başlangıca rağmen vazgeçmedi. Şuruk El-Cercevi, şunları söylüyor: "Ameliyattan uyandığımda çığlık atıyordum. Hareket etmek istiyor ve oğlumun yanına gitmek istiyordum. Ondan sonra onu sadece haftada bir kez gördüm. Ampute olduğum için onu kucağıma alamadım bunu düşünebiliyor musunuz?”

Daha sonra orada durumunu umursamadan elindeki malzemelerden bir miktar pilav pişirip, etrafındaki aç çocuklara ve kadınlara dağıtmaya karar verdi. Şuruk El-Cercevi "Benim de her şeyim yoktu. Ne battaniyem ne kıyafetim ne de unum vardı; ama açlıktan çığlık atan bir çocuk gördüğünüzde, onun için her şeyi yapmanın sizin göreviniz olduğunu hissediyorsunuz" şeklinde konuşuyor.

‘Her pasta dilimi zaferdi’

Günden güne iyileşince bir şeyler yapmak isteyen Şuruk El-Cercevi'nin ne bir üniversite diploması ne de bir mesleği vardı. Sadece tatlı ve pasta hazırlama konusunda basit bir el becerisine sahipti. Bulabildiği basit araçları topladı ve ürünlerini sağlık çalışanlarına ve yerinden edilmiş insanlara satmaya başladı. Kazançlar çok büyük değildi ama onun yaşayabileceğini hissetmesine yetiyordu. “Sattığım her pasta dilimi bir zaferdi" diyen Şuruk El-Cercevi şöyle konuşuyor:

“Enkazın ortasında kendi ellerinizle bir rüyayı andıran bir şey yaratmak ve oğlunuza alnınızın teriyle kazandığınız şeyleri yedirmek paha biçilemez. Ben kar peşinde değildim, tüm bu yıkımın ortasında varoluşumda anlam arıyordum."

‘Pes etmiyorum’

Şuruk El-Cercevi, protez alabilmek için fizik tedavi görmekte ısrar ediyor. Önünde çok fazla engel olan Şuruk El-Cercevi , "Bazen birinin beni çukurların üzerinden kaldırmasına veya tekerlekli sandalyemi tamir etmesine ihtiyacım oluyor. Sadece acıdan değil, aynı zamanda tam bir çaresizlik hissinden de ağlıyorum, ancak pes etmeyi reddediyorum. Yoluma devam etmek, işimi yeniden açmak ve oğlumu düzgün bir şekilde büyütmek istiyorum, gelmeyen yardımlara güvenmek istemiyorum" diye konuşuyor.

İsrail saldırılarından kaçmanın şu an ki durumuyla daha da zorlaştığını anlatan Şuruk El-Cercevi’in her şeye rağmen gözlerindeki yaşama umudunu gösteren ışık sönmüyor.

Şuruk El-Cercevi, "Savaş ayaklarımı çalmış olabilir ama irademi çalmadı. Yaşama olan özlemimi söndürmedi. Her gün gözlerimi açtığımda kendime şunu söylüyorum: Hala buradayım, hala yetenekliyim ve annem, çocuğum ve kendim için öyle kalacağım" diyor.