Kizwan Dağı'nda kuruyan su kaynaklarına kadınlar alternatif çözüm arıyor
Kizwan Dağı'na bağlı El-Biwêda ve Xera köylerinde yaşanan su sorunlarına kadınlar çözüm ararken, aynı zamanda su kaynaklarının azalmasından kaynaklı çeşitli hastalıkların artmasından şikayetçi. Kadınlar çözümü yer altı su depolarının yapımında görüyor.

SORGUL ŞÊXO
Til Temir– Kuzey ve Doğu Suriye’nin Cizir Kantonu’na bağlı Kizwan Dağı eskiden bol su kaynaklarıyla tanınıyordu. Su kaynaklarının kurumasında özellikle küresel sıcaklıklarda artış ve iklim değişikliği etkili olmuştur. Birçok kaynağın kuruması nedeniyle kadınlar büyük kaynaklardan su alabilmek için eşeklerle kilometrelerce yol yürümek zorunda kalıyor. Ailelerin kalabalık olması nedeniyle bölgede içme suyu her zaman sorun teşkil etmektedir.
Kizwan Dağı'ında yaşayan halklar, Baas rejimi tarafından ihmal ve göz ardı edilmişti. Baas rejimi döneminde su şebekesi yapılmadığı gibi köylere dağıtılmadı. Özerk Yönetimin, halka dönük geliştirdiği su şebekeleri çözümün giderilmesinde önemli ölçüde çözüm sağlasada yeterli olmamaktadır.
Kadınlar suya nasıl ulaşıyor?
Bölgede yaşayan halk içme sularını su sarnıçlarından satın alarak karşılıyor. Yine bölgede yaşayan halk, kuyu suları açarak içme suyuna ulaşabiliyor. Bu su aynı zamanda tarımsal alanda da kullanılıyor. Halkın büyük bir bölümü plastik su depoları kullanırken, kimisi de yer altı su depoları kullanıyor. Fakat kadınların birçoğu eşeklerle birlikte çok uzun mesafelerle yol alarak, evlerine temiz içme suları getiriyor. Kadınlar, aşırı sıcak ve soğuk havada bu durumu günlük olarak her zaman yapıyor. Bu nedenle, kadınlar özellikle yiyecek ve içeceklerin güvenliğini sağlamak yine yaşadıkları toplumun sağlık koşullarını korumak ve düşünmek zorunda kalıyorlar.
'Büyüklerimizden kalan yer altı depoları'
Fatima Xilêf, Kizwan Dağı'na bağlı El-Biwêda köyünde yaşamaktadır. Bu köyde yaşayan halk yer altı su deposu yaparak su ihtiyacını karşılıyor. Fatima Xilêf, içme suyuna ulaşmada yaşadıkları zorlukları dile getirerek, suyu depolama yöntemini kullandıklarını belirterek, şunları söyledi:
"Suyu yer altında depolama yöntemi eskiye dayanan bir gelenektir. Kadınlar zorlu koşullarda saatlerce yürüyor fakat eşeklerin taşıdığı su 70 litreyi geçmiyor. Günde yaklaşık 2-3 kez kadınlar su almaya gidiyorlar yine de ailelerin ihtiyacını karşılamaya yetmiyor. Büyüklerimiz alternatif çözüm olarak yer altı su depoları inşa etmişler. Bu depolar suyu korumak amacıyla çimento ve demirden yapılmış, yaklaşık 2 metre uzunluğunda ve 3 metre derinliğindedir. Bu depolarda su her zaman temiz ve soğuk kalıyor yine plastik kokusu gelmiyor. En önemlisi ise, su doğal kalıyor."
Fatima Xilêf konuşmasını sürdürerek, plastik su depolarını neden kullanılmadığını şöyle anlattı: "Plastik su depolarında uzun süre kalan su hastalıklara neden oluyor. Aynı zaman da ailelere de yetmiyor. Su sarnıçları 5-10 varil su depoları için köye gelemiyorlar, çünkü köyün yolları uzun ve yollarda sorunlu. Köyde bulunan yer altı depoları sayesinde 60 varil su ihtiyacını karşılayabiliyoruz. Depoda su bittiğinde depoyu temizliyor ve yeniden su dolduruyoruz. Bu yöntemle su daha sağlıklı ve temiz kalıyor. Bu su daha çok temel ihtiyaçlarda kullanılırken, tarımsal alan da ise daha çok kuyu suyunu kullanıyoruz. Yer altı su depoları yaklaşık, 30 yıl varlığını sürdürüyor ve şeklini koruyor. Eskiden kadınlar günlerinin tamamını suya gidip gelerek geçirirlerdi ancak bu depolarının olması kadınların yükünü hafifletti. Bu nedenle en uygun çözüm yer altı su depolarını yaptırıp kullanmaktır."
Fatima Xilêf, su şebekelerinin oluşmasını umut ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Su şebekelerinin inşa edilmesini ve köylere ulaştırılmasını istiyoruz. Kadınların bu konudaki misyonlarını daha da hafifletecek kalıcı çözümler oluşturulmalı.”
'Plastik depo suları hastalıklara neden oluyor'
Xera köyünde yaşayan Ayşa Ehmed de plastik depo kullandığını belirterek, "Genel olarak, Kizwan Dağı'nda herkesi etkileyen temel bir sorundur. Plastik depo suları sağlıklı olmadığı için ishal ve çeşitli hastalıklara neden oluyor. Doğrusu yer altı su depolarını yapabilme imkanlarımız da yok. Plastik su depoları da zamanla bozuluyor. Plastik depo suları havaların aşırı sıcak olmasından kaynaklı suda bakterilerin ve solucanların olmasına yol açarak iç hastalıklara neden oluyor. Hastalıkların oluşmaması için su depolarını yıkıyor ve yeniden dolduruyoruz” dedi.
Ayşa Ehmed, su depolarının sağlığı tehdit ettiğine ve bundan dolayı böbrek hastası olduğunu ifade ederek, "Suya bir bakır tası atsak, bir hafta sonra su siyaha dönüşür ardından da beyazlaşarak kirece dönüşür. Yani böbreklerimizin ne hale geldiğini ve bu sudan ne kadar zarar gördüğünü düşünün. Böbreklerimde taş oluştuğu için günde birkaç kez hastaneye gitmek zorunda kalıyorum, ilaç kullanmadığım takdirde durumum daha da kötü oluyor."
'Her köye su filtreleri dağıtılmalı'
Ayşa Ehmed sözlerini şöyle tamamladı:
"Suyla ilgilenen tüm tarafları, sadece sağlıklı ve temiz su sağlanması ve yine her köye su filtrelerinin dağıtılması yönündeki taleplerimizi yerine getirmeye çağırıyoruz."