Rojhilat tiyatrosu savaşın gölgesinde: Perde erken kapandı
Rojhilat’ta tiyatro sahnesi 12 günlük savaşın ardından kapandı. Salonların açılmaması ve oyunların yarıda kalması, özellikle kadın sanatçılar için hem maddi hem manevi ağır kayıplar doğurdu.

ŞEBNEM RAHİMZADE
Bokan - İsrail’in İran’a saldırmasıyla başlayan 12 günlük savaş boyunca tüm tiyatro salonları kapatıldı ve sanatsal etkinlikler durduruldu. Böylece aylarca üzerinde çalışılan projeler yarım kaldı.
Tiyatro oyuncusu Ferozan K., savaşın sanat üzerindeki etkilerine değindi. Savaş başlamadan önce 25 oturumluk bir provayla oyunlarını sahnelemeye hazırlandıklarını belirten Ferozon K., “Ancak savaşla birlikte tüm takvim bozuldu, provalar yarıda kaldı. Bu hem maddi hem de psikolojik olarak büyük zarar verdi. Rolün hakkını vermek için provanın devamlılığı çok önemli. Bu durum yalnızca bizim grubumuzun değil, tüm tiyatro topluluklarının başına geldi” dedi.
‘Geride maddi kayıplar kaldı’
Ateşkes sonrası da bazı gruplar sahneye çıkamadı. Tiyatro faaliyetleri uzun süre durma noktasına geldi.
Tiyatro dekor ve sahne tasarımcısı Şîda X., gösteri için tüm hazırlıkların bittiğini ama ateşkesten sonra bile sahneye çıkamadıklarını belirtti. Şîda X., “Çünkü Muharrem ayı yaklaşmıştı; hem izleyiciyi çekmek için gerekli tanıtım çalışmalarına vakit yoktu hem de bu ayda tiyatro gösterileri yasak. Geride sadece büyük maddi kayıplar kaldı” dedi.
Şîda X, “Muharrem’den sonra sahneye dönmek için çabalıyoruz ama bu kez çok daha zor olacak. Rojhilat tiyatrosu, iktidarın ve çeşitli güçlerin susturmak istediği sesleri yaşatma çabasıdır. Bugün bu sesler, her zamankinden daha güçlü bir şekilde direnme isteğine sahip” diyerek mücadele edeceklerini söyledi.
Mahabad, Sine, Bokan, Urmiye, Maku, Seqiz gibi kentlerde tiyatro, sınırlı imkân ve yüksek özveriyle hem halkın acılarını sahneye taşıyor hem de Kürt halkının kültürel varlığının canlı kanıtı oluyor. Ancak savaş sonrası baskı ortamı, Kürt tiyatrosunu da derinden etkiledi.
‘Sivil direnişin bir parçası’
Oyun ve senaryo yazarı Leyla E., Kürt tiyatrosunun, Tahran’daki gibi bir ekonomik döngünün parçası olmadığını; Rojhilat’ta “sivil direnişin” bir parçası olduğunu söyledi. Leyla E., şöyle konuştu: “Her seferinde farklı biçimlerde saldırıya uğruyor. Kültürel ve cinsiyet temelli ayrımcılık, imkânsızlıklar ve maddi sorunlar zaten vardı; savaş sonrası bu sorunlar katlandı.”
Leyla E.’ye göre, izleyici de ruhen olumsuz etkilenmiş durumda. Leyla E., bu durumu şu şekilde özetledi: “İnsanların tiyatroya ya da sinemaya gitme isteği yok. Kriz ya da savaş sonrası kültür-sanat için herhangi bir özel protokol uygulanmıyor. Birçok kişi, özellikle kadınlar, sanat ve ondan elde ettikleri gelirle yaşamlarını sürdürüyor. Ancak Rojhilat’ta durum giderek kötüleşti ve iktidar, bu ağır darbeyi Kürt sahne sanatları için memnuniyetle izliyor.”