‘Evin Cezaevi’nde kadın tutsaklar yaralandı’

İsrail’in Evin Cezaevi’ne saldırısının ardından açıklama yapan Doğu Kürdistan ve İran’daki siyasi tutsaklar, tutsaklara yemek ve su verilmediğini, kadın tutsakların sevk sırasında yaralandığını belirtti.

Haber Merkezi- Doğu Kürdistan ve İran’daki 47 farklı cezaevinde bulunan siyasi tutsaklar, “Salı Günleri İdam Cezasına Hayır” kampanyası kapsamında her Salı günü açlık grevi ve açıklamalarla seslerini duyurmaya çalışıyor.

Bu hafta yayımlanan açıklamada, İran-İsrail savaşı sırasında Tahran’daki Evin Cezaevi’nin İsrail tarafından hedef alınmasına tepki gösterildi.

Grevin 74’üncü haftası

Grevin 74’üncü haftasına girildiği belirtilen açıklamada, “Grevin 73’üncü haftasında, savaş ve infazların rejimin öldürme ve baskı politikasının iki yüzü olduğunu ilan ettik.

Tutsakların hayatlarının tehlikede olduğunu ve infaz süreçlerinin artabileceğini söyledik.

Rejim tarafından internetin kesilmesine rağmen, yayınlanan habere göre maalesef tahminimiz doğru çıktı. İsrail, saldırı ve bombalama dalgasında Evin Hapishanesi'ni bile es geçmedi ve otoriter rejimin esiri olan tutsaklara saldırdı” denildi.

‘Tutsaklara yiyecek ve su verilmiyor’

Saldırıların ardından hasar ve can kaybına dair kesin bir bilginin olmadığına değinilen açıklamada, “Ancak yayınlanan haberlere göre cezaevinin 4, 7 ve 8 numaralı kadın koğuşları da dahil olmak üzere tüm genel koğuşları ciddi şekilde hasar gördü. Genel koğuşlardaki tutsaklar, gardiyanlar tarafından kuşatma altında; yiyecek ya da su olmadan, çok korkunç bir durumda. Cezaevi müdürü ve baskıcı unsurların baskısı altında oldukları için derhal Büyük Tahran Hapishanesi’ne nakledilmeleri gerekiyor” ifadelerine yer verildi.

Tutsaklar bilinmeyen yerlere sevk edildi, yaralılar var

Açıklamada, “Siyasi tutsaklar, güvenlik güçleri tarafından İstihbarat Bakanlığı’na ait 209. Güvenlik Koğuşu ve IRGC İstihbaratı’na ait 2A Koğuşu’ndan bilinmeyen bir yere transfer edildi. Ne yazık ki kadın koğuşu ile 4, 7 ve 8. koğuşlardaki çok sayıda tutuklu yaralandı” ifadeleri yer aldı.

Haziran ayında 5 kadın idam edildi

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “Son günlerde kriz ve savaş koşullarına rağmen infaz makinesi durmadan ’kurbanları’ almaya devam etti. Haziran ayında en az 140 kişi idam edildi; bunlar arasında 5 kadın mahkûm da vardı.

Geçtiğimiz hafta, en az iki siyasi tutuklu Mohammad Darwish Naroei ve Yasin Qabadani adil bir yargılama yapılmadan, savaş ve isyan suçlamalarıyla idama mahkûm edildi. İki tutuklu Majid Musaibi ve Mohammad Amin Mahdavi Shayesteh ise casusluk suçlamasıyla idama mahkûm edildi. Ayrıca onlarca kişi, çeşitli şehirlerde bilgileri olmadan tutuklandı ve savaş koşullarında adil bir yargılama yapılmadan yargılanıp idam edilebilirler.

Uluslararası insan haklarının ihlalidir

Cezaevlerine hava saldırıları yapılması ve savunmasız tutsakların hayatlarının tehlikeye atılması, tüm uluslararası insan hakları standartlarının açık bir ihlalidir. ‘Tuesdays No to Executions’ kampanyası, hastaneler ve cezaevleri de dahil olmak üzere sivil tesislere yapılan saldırıları şiddetle kınıyor. Aynı zamanda, tutsakları koruma sorumluluğu hükümete aittir. Ancak tutsakları korumak yerine, Velayet-i Fakih hükümetinin tutsaklara yönelik baskıcı önlemlerinin genişlemesine tanık oluyoruz. Derhal ateşkes ve siyasi, dini tutsaklar da dahil olmak üzere tüm tutsakların serbest bırakılması çağrısında bulunuyoruz.

Uluslararası hak savunucularına çağrı

‘Tuesdays No to Executions’ kampanyası, savaş ve idamlara karşı olan herkesi, savaşın gölgesinde daha fazla insanın kurban edilmesine ve idam edilmesine izin vermemeye çağırıyor. Tüm uluslararası ve insan hakları örgütlerini, taraflara savaşı durdurmaları için baskı yapmaya çağırıyoruz.

Tutsakların hayatları tehlike altında

Özellikle Evin Cezaevi’ndeki tutukluların durumu ve nereye nakledilecekleri bilinmeyen idam cezasına çarptırılanların durumu konusunda derin endişelerimizi dile getiriyoruz. Savunmasız tutukluların baskı ve güvenlik önlemleri altında aniden zorla nakledilmesini şiddetle kınıyoruz.

Savaş durumu göz önüne alındığında, tutukluların hayatları ciddi tehlike altındadır. Aziz ve onurlu halkı, tutukluların mümkün olan her şekilde serbest bırakılmasını talep etmeye çağırıyoruz. Özellikle cezaevlerinin önünde toplanarak, tutukluları bu tehlikeli koşullarda yalnız bırakmayın.”