Zorluklara rağmen Tunuslu kadınlar zanaatkârlığa yöneliyor

Tunus'ta zanaatkârlık, kadınlar için yalnızca geçim kaynağı değil; aynı zamanda kültürel mirası yaşatma ve bağımsızlık arayışının da simgesi haline geldi. Kadınlar her şeye rağmen üretmeye devam ediyorlar.

NAZİHA BOUSSAİD 

Tunus- Tunus’ta kadınlar, işsizlik, ekonomik zorluklar ve toplumsal cinsiyet engellerine karşı mücadelelerini elleriyle ürettikleri ürünlerle sürdürüyor. Zanaatkârlık, onlar için yalnızca bir geçim alanı değil; aynı zamanda bir ifade biçimi, bir direniş yolu. Geleneksel dokuma, seramik ve daha birçok alanda üretim yapan kadınlar hem yerel mirası koruyor hem de modern pazarlarda yer edinmeye çalışıyor. Kimi devlet memurluğundan vazgeçip kendi işini kurmuş, kimi üniversite diplomasına rağmen iş bulamayınca el sanatlarına yönelmiş. Hepsinin ortak noktasıysa: direnç, yaratıcılık ve üretme tutkusu.

Kadınların sevdiği işleri yapması

Fethiye Abdülhak, Eğitim Bakanlığı’ndaki görevinden istifa ederek küçük bir zanaat işletmesi kurmuş. Fethiye Abdülhak “Görevimi bıraktım ve Tatavin şehrinde hurmanın işlenmesiyle ilgili bir işletme kurdum. Hurmayı farklı gıda ürünlerine dönüştürüyorum: hurma pekmezi, hurma şekeri, hurma çekirdeği kahvesi ve hurma sirkesi” diyor.

Zamanla bu ürünlere çeşitli yenilikler ekleyerek hurma pekmezini susamlı alternatif, katkısız hurmalı çikolata alternatifi ve karamelize hurma pekmezi gibi sağlıklı ürünlere dönüştüren Fethiye Abdülhak “Bu ürünlerden bazıları ödül de kazandı” diye anlatıyor. Fethiye Abdülhak, işsiz üniversite mezunu kadınlara şu mesajı veriyor: “Kadınlar kendi içinde sevdiği bir şeyi bulmalı ve azimle çalışarak başarılı olmaya çalışmalıdır.”

Zanaatkârlığın yaratıcı ve yenilikçi yönünün geniş olduğunu ve her kadının kendi bölgesine özgü bir alan bulabileceğini söyleyen Fethiye ayrıca zanaat işletmesini kurarken pek çok engelle karşılaştığını, özellikle pazarlamada büyük zorluk yaşadığını, çünkü tanıtım için neredeyse tek fırsatın fuarlar olduğunu ve bu fuarların düzenli yapılmadığını dile getiriyor. Fethiye Abdülhak, son olarak tüm bu zorluklara rağmen Tunuslu kadınların, sevgiyle ve büyük özveriyle çalışarak kültürel mirası koruduğunu vurguluyor.

Zanaatkârlık geniş bir alan

Esma Merwani, süs eşyaları ve hasır sepetler üreten bir zanaatkâr. Ürünlerinin yüzde 100 doğal, ambalajlarının ise sağlıklı ve çevre dostu olduğunu belirtiyor. Üniversiteden mezun olduğu dönemde erkeklere iş fırsatlarında öncelik verildiğini ifade eden Esma Merwani, bu nedenle bir süre çocuklara yönelik medya alanında çalışmış, ardından bir anaokulu açmış. Ancak COVID-19 pandemisi ile birlikte her şey durmuş ve bu nedenle başka bir alanda çalışmaya yönelmiş. Önce bazı zanaatkârlar için online pazarlama yapmaya başlayan Esma Mervani, sonra fuarlara katılma ve atölye açma kararı almış.

Zanaatkârlığı sevdiğini vurgulayan Esma Merwani, Tunuslu kadınları yaratıcı ve yenilikçi olarak tanıtırken bir yandan da pazarlama imkanlarının sınırlı olduğunu belirterek, “Ürünlerimiz aslında yurt dışı pazarına da uygun. Tunus’u ziyaret eden yabancı turistler bu ürünlere büyük ilgi gösteriyor” diyor.

Pazarlama en büyük sorunlardan biri

Sirin Semmin, bitkisel yağlar ve şifalı otların damıtımı konusunda çalışan bir zanaatkâr. Üniversite mezunu olan Sirin, doğal bitkisel yağların faydaları üzerine yüksek lisans yapmış ve bu alanda çeşitli eğitim programlarına katılmış. Ayrıca doğal yöntemlerle güzellik uygulamaları alanında da eğitimler almış.

Yüksek lisansın ardından laboratuvar ya da özel şirketlerde iş ararken, bir üniversite hocasının tavsiyesiyle kendi işini kurmaya karar veren Sirin Semmin, küçük bir kredi alarak bu işe başlamış. Bu, onun için hem mali bir risk hem de aileden uzak kalmayı gerektiren bir girişim olmuş. Sirin Semmin hammadde temini ve ambalajlama gibi konularla da ilgilenmesi gerektiğini aktarıyor. Bazı eğitimlerin bu alanda bilgi sunma, soruları yanıtlama ve dijital pazarlama konusunda yardımcı olduğunu dile getiren Sirin Semmin, 2023’ten bu yana adım adım ilerlediğini söylüyor. Karşılaştığı en büyük zorluğun pazarlama olduğuna dikkat çeken Sirin Semmin, “Ürünün kalitesi ve yerel özgünlüğü ile fark yaratmaya çalışıyorum. Tunus imzasını korumaya gayret ediyorum” şeklinde konuşuyor.

Ürünlerinde lavanta, pelin otu ve çörek otunun Tunus’ta yetişen türlerini kullandığını belirten Sirin, bu bitkilerin yüksek tıbbi özelliklerini sayarak bağışıklık sistemi eksikliği, migren, baş ağrısı ve mantar tedavisinde etkili olduğunu ifade ediyor.