Örgüleriyle hem geçimini sağlıyor hem de kültürel geleneği yaşatıyor
Kuşatma ve yüksek fiyatlar, birçok kadını geleneksel yün zanaatlarını yeniden canlandırmaya yönlendirirken, Rehan Sharab da bu el işini modern tasarımlarla birleştirerek hem kültürel geleneği yaşatıyor hem de bağımsız gelir elde ediyor.
RAFIF ESLEEM
Gazze- Gazze Şeridi’ndeki kuşatma, yükselen fiyatlar ve temel ihtiyaç maddelerinin kıtlığı gibi zorluklar, birçok kadını annelerinden ve büyükannelerinden miras kalan geleneksel zanaatları yeniden canlandırmaya yönlendiriyor. Bu zanaatlar, kadınlar için hem hayatta kalma hem de günlük yaşamın güçlükleriyle başa çıkma aracı olarak öne çıkıyor.
‘Hem kültürel geleneği yaşatıyor hem de kendi gelirini sağlıyor’
Bu kadınlardan biri olan Rehan Sharab, kış mevsiminin gelişiyle birlikte yün iplikleri tığla örerek nesiller boyu aktarılan geleneksel bir zanaatı yeniden canlandırıyor. Bebekler ve giysiler de dahil olmak üzere çeşitli yün eşyalar üreten Rehan Sharab, geçmişin otantikliğini günümüzün modern tasarımlarıyla harmanlayarak bağımsız bir gelir kaynağı yaratmayı hedefliyor. Büyükannesi, annesi ve ailedeki diğer kadınlar gibi Rehan Sharab da bu mirası günümüzde sürdürerek hem kültürel geleneği yaşatıyor hem de kendi gelirini sağlıyor. 15 yaşına geldiğinde, kazak, şapka, atkı ve diğer el işleri de dahil olmak üzere çeşitli ürünler yapabilmek için yün örmeyi öğrenen Rehan Sharab, bu hobisinin eğitim hayatını etkilemediğini söylüyor.

Ailedeki kadınlar, yün işine tutkuyla bağlı Rehan Sharab’a, erkekler, kadınlar ve çocuklar için, hatta özel günler ve kutlamalar için düzinelerce ürün üreten teyzesinin adını şaka yollu olarak vererek “Hacı Ümmü Mustafa” diye sesleniyorlar. Rehan Sharab, bu ismi önemsemiyor; aksine, ona daha fazla parça üretme ve çalışmalarını diğer kadınların eserlerinden farklı kılma tutkusunu hatırlattığı için seviyor.
‘Sabırsızlıkla benden alışveriş yapmayı bekleyen onlarca müşterim var’
Tasarımlarının diğer kadınlardan farklı olduğuna dikkat çeken Rehan Sharab, sözlerinin devamında şu ifadelere yer veriyor:
“Diğer kadınlardan farkım, yün işçiliğini estetik detaylarla zenginleştirip ardından ürünlerimi satmam. Şimdi her sezon benden alışveriş yapmak için sabırsızlıkla bekleyen onlarca müşterim var. Ailemdekiler ise üretimlerini birkaç ürünle sınırlıyor ve bunu sadece hobi olarak yapıyorlardı, deneyimli zanaatkar gibi değillerdi. Ben işime sadece bir yumak yünle başladım; yeni doğmuş bir bebeğin annesi için birkaç parça örmüştüm. Sonucu görünce çok şaşırdım. İşte o zaman, daha fazla parça üretmeye ve bunları dijital medya hesaplarım aracılığıyla pazarlamaya karar verdim. Kadınlar, bu kadar yenilikçi şekilde yapılmış yün ürünleri gördüklerinde gerçekten etkilenecekler. Son kreasyonlarım arasında özellikle yaptığım koyun bebekler de var. Bu adım hayatımda bir dönüm noktası oldu. Başladıktan sonra, evimi ve iki çocuğumu geçindirecek bağımsız bir gelir elde edebildim. Büyükanneme, bana yoksulluktan ve zorluklardan korunmamı sağlayacak bu zanaatı öğrettiği için minnettarım. Ayrıca, her parçaya hayat katmak için çocuklar için çizgi film karakterleri, renkli çiçekler ve çeşitli süslemeler gibi birçok tasarımı birleştiriyorum.”

Rehan Sharab, büyükannelerin ürettiği giysilerin geleneksel ve süslemelerden yoksun olduğunu söyleyerek, “Ama şimdi biz kadınlar bu giysilere yeni renkler ve detaylar ekleyerek yenilik yapıyoruz. Yine de geçmişten gelen her şeyin güzel olduğunu ve kendine özgü bir cazibesi olduğunu kabul ediyorum. Teknikler giysiden giysiye değişiyor. Beğendiğim bir tasarımı öğrenmek için YouTube uygulamasını açıp adım adım inceliyorum. Nakışı yünle birleştirdiğimde veya ince ipek yün kullanarak canlı renklerde, kötü havalarda bile giyilebilecek özel gün elbiseleri tasarladığımda işimden büyük bir memnuniyet duyuyorum” diye belirtiyor.
‘Kadınların kimliklerini yansıtan tasarımlar’
Gazze Şeridi’nden ayrılırken yanında götürmek üzere birkaç parça giysi diktiğini anlatan Rehan Sharab, “Bunlar arasında Filistin haritasıyla süslenmiş beyaz bir elbise, ortasında bölünmüş bir karpuz bulunan bir ceket ve zeytin yaprağı desenleriyle süslenmiş bir şal vardı. Tüm bu semboller Filistin’e özgüdür ve kadınlar bunları kimliklerini ve otantik miraslarını ifade etmek için taşırlar. Önceki kış sezonunda artan fiyatlar nedeniyle yünlü ürünlere olan talep yükseldi. Ancak şimdi, malların akışı ve ham yünün yüksek maliyeti nedeniyle talep biraz azaldı. Hammadde kıtlığı yaşanıyor ve Gazze Şeridi’nin bölgeleri arasındaki ulaşım zorluğu ile bu malzemelerin yakındaki pazarlarda bulunmaması, onları temin etmek için uzun mesafeler yürümeyi gerektiriyor” diyor.