Saldırıların durmadığı Gazze’de kadınlar arasında kalp krizi vakaları artıyor
Gazze Şeridi'ndeki saldırılar nedeniyle kadınlar arasında kalp krizi vakaları arttı. Dr. Suha Şaat, psikolojik rehabilitasyon atölyelerinin öncelik haline getirilmesi gerektiğini belirterek, alınacak önlemler hakkında tavsiyelerde bulundu.

RAFIF ESLEEM
Gazze – Gazze Şeridi’nde devam eden yoğun hava saldırıları, halk üzerinde ağır psikolojik etkilere yol açıyor. Özellikle kadınlar arasında, şiddetli korku ve panik nedeniyle kalp krizi vakalarının arttığı bildiriliyor. Gelen bilgilere göre, onlarca kadın kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Bazıları saldırılar sırasında olay yerinde yaşamını yitirirken, bazıları ise hastaneye kaldırıldıktan sonra yoğun bakımda hayatını kaybetti. Uzmanlar, aralıksız süren bombardımanın halk üzerinde yıkıcı psikolojik etkilere neden olduğunu belirtiyor.
Savaş ortamında sürekli tetikte yaşayan sivillerde yüksek düzeyde stres, anksiyete ve travma sonrası stres bozukluğu gibi durumlar yaygın şekilde görülüyor. Özellikle kadınlar ve çocuklar, yaşanan şiddetin ve güvensizlik ortamının en ağır sonuçlarını taşıyor. Saldırılar sadece fiziksel kayıplara değil, aynı zamanda toplumun ruh sağlığında derin yaralara yol açıyor. Gazze halkı hem hayatta kalma mücadelesi veriyor hem de her an yeni bir saldırı korkusuyla yaşamını sürdürüyor.
Sağlık koşulları yetersiz
Ateşkesi ihlal eden İsrail'in 18 Mart gecesi saat 02.00 sularında Gazze Şeridi'ne düzenlediği yoğun hava saldırısı, sivil halkta büyük korku ve panik yarattı. Bu sırada 30 yaşındaki Haya Murtaja, yaşadığı şiddetli stres nedeniyle kalp krizi geçirdi. Hastaneye kaldırılan Haya Murtaja, on gün boyunca yoğun bakımda yaşam mücadelesi verdi. Ancak sağlık koşullarının yetersizliği nedeniyle tıbbi müdahaleye rağmen hayatını kaybetti. Haya Murtaja ölümünün ardından geride annelerini arayan Şam ve Meryem isimli iki küçük kız çocuğu bıraktı.
Haya Murtaja, şarkılar ve çocuk eserleri üretmesi, aynı zamanda çizgi film karakterlerine seslendirme yapmasıyla tanınıyordu. Kendisine ait bir YouTube kanalı da bulunan Haya Murtaja, burada eğlenceli içeriklerle çocuklara hitap ediyordu. Ayrıca, Birleşmiş Milletler Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) ile işbirliği yaparak, eğitim derslerini çocukların aktif ve eğlenceli bir şekilde etkileşime girebileceği çizgi filmlere dönüştürmeyi başarmıştı.
İsrail saldırılarında evi yıkıldı
Haya Murtaja, 2023 saldırısının başında Refah’tan Nuseyrat’a ve diğer birçok bölgeye göç ederek Gazze Şeridi’nin güneyindeki sığınaklara yerleşti. Binlerce Filistinli kadınla birlikte bir okulun sınıfında kalmaya başladı. Daha sonra geri döndüğünde El-Nas Mahallesi'ndeki evinin İsrail hava saldırılarıyla tamamen yerle bir olduğunu gördü. Hava saldırılarının sürekli sesiyle yaşamaya alışmaya çalışan Haya Murtaja, zorluklara göğüs gererek bu durumla başa çıkmaya çalıştı.
Haya Murtaja, sürekli meydana gelen baskınlar ve patlama seslerine dayanmakta zorlandı. Özellikle seslerin yaklaştığı ya da evin sallandığı anlarda, vücudu şiddetle titriyordu. Ayrıca, iki kızının saldırılar nedeniyle yaşadığı dehşete de tanıklık etmek, ona büyük bir zorluk yaşatıyordu. Kendini mi sakinleştirmesi gerektiğini, yoksa kızlarını mı rahatlatması gerektiğini bir türlü bilemiyordu. Kendini güvende hissetmek için birine ihtiyaç duyduğunda, bunun nasıl mümkün olacağını hep kendine sorardı.
Hava saldırıları yüzünden birçok kişi kalp krizi geçirdi
Gazze Şeridi’ne düzenlenen saldırılar sonucu kalp krizi geçiren tek kişi Haya Murtaja değildi. Gazeteciler Suad Skeik, Fatima Kariri, Marah Awida, Wafaa Abu Al-Rous ve daha birçok kişi de bu saldırılar sonucu hayatını kaybetti. Her birinin, İsrail güçlerinin her gün tonlarca roket ve patlayıcıyla kuşattığı bir şehirde, korkuya dayanamayarak ölmeden önce yaşadıkları farklı bir hikâyesi vardı. Bu trajik kayıplar, sadece bireylerin değil, tüm bir halkın yaşadığı acıyı ve korkuyu gözler önüne seriyor.
Konuyla ilgili ajansımıza konuşan Doktor Suha Şaat, şu ifadelerde bulundu: "Filistinli kadınlar, aralarında yanma, açlık ve şiddetli panik gibi korkuya dayalı çeşitli ölüm biçimleriyle karşı karşıya kaldılar. Kalp krizi geçiren kadınların vücutlarında, kalp kasının kaldıramayacağı kadar fazla adrenalin salgılandığı için bu durum sonucunda kalp çalışmaz hale geliyor. Korku sonucu meydana gelen ölüm, duyduğumuz seslerin sınırlarını aşan, yoğun bombardımanın içinde kaybolduğumuz anlarda başlar. Şiddetli panik atakları, bedenimizin çökmeye başlamasına neden olur ve kendimize dayatılan bu durumu başaramayız. Korku, bedeni o kadar etkiler ki, kalbimiz bir daha atmaz. Vücutlarımızın kapasitesi birbirinden farklı. Bazı kadınlar, bu korkuyu bir kez yaşayıp ölüme giderken, diğerleri, vücutları çökene kadar bir, iki ya da üç kez daha aynı korkuyu yaşar.”
Şiddetli panik ataklar sırasında yapılması gerekenler
Kalp krizi durumlarında, özellikle şiddetli panik atakları yaşayan kadınlar için ilk etapta dikkat edilmesi gereken uyarılara değinen Suha Şaat, "Kadınlarda şiddetli panik atak görülmesi durumunda yapılması gereken ilk şey, etkilenen kişiyi sakinleştirmeye çalışmak ve bilincini kaybetmesine neden olabilecek korku halini engellemektir. Ayrıca, mümkünse kişiyi ortamdan uzaklaştırmak, dikkatini dağıtmak ve psikolojik dengesini sağlamaya yardımcı olmak amacıyla çeşitli konularda sohbet etmek gibi önlemler almak önemlidir. Bazen durumu normale döndürebilmek için ilaçla müdahale gerekebiliyor” diye belirtti.
Suha Şaat, savaş ve çatışma bölgelerinde yaşayan kadınların, özellikle Filistinli kadınların, korku ve kaygı nöbetlerinden uzak durarak güvenli bir yer aramaları gerektiğini belirtti. Suha Şaat, uzman birinden ya da yakın bir arkadaştan psikolojik destek almanın, maruz kalanların yaşadıkları travmaları anlatabilmeleri ve deneyimlerinden faydalanabilmeleri açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.
‘Umudumuzu hala koruyoruz’
Sivil toplum örgütlerinin, özellikle sağlık sektöründe çalışan kadınlar için psikolojik rehabilitasyon atölyeleri kurmalarına öncelik vermeleri gerektiğini söyleyen Suha Şaat, "Dünyada savaşların son bulacağı ve tüm kadınların barış ve güvenlik içinde yaşayacağına dair umudumuzu hâlâ koruyoruz" dedi.