Karanlığa karşı sanat: Süveyda’da ‘Işık’ sergisi şehre yeni bir nefes oldu
Süveyda’da düzenlenen “Işık” sergisi, genç sanatçıların karanlık dönemlere rağmen ürettikleri yenilikçi eserlerle şehre umut aşılıyor. Sergi, hem kentin hafızasına ışık tutuyor hem de bölgedeki kültürel hareketliliği yeniden canlandırıyor.
ROCHELLE JUNİOR
Süveyda - Suriye’nin güneyindeki Süveyda’da düzenlenen “Işık” sergisi, 9 - 11 Aralık tarihleri arasında genç sanatçıların yaratıcılığıyla şehre yeniden umut taşıdı. Fotoğraf, çizim, video ve dijital deneyleri bir araya getiren sergi, sadece bir sanat etkinliği olmanın ötesine geçerek, toplumun karanlık dönemlerine ışık tutan bir buluşma alanına dönüştü. Genç kuşağın zorluklara rağmen ürettiği yenilikçi işler, hem kentin hafızasına hem de geleceğe dair umutlara güçlü bir kapı araladı.
Umutsuzluğa teslim olmadı
Ülkenin en karanlık döneminde sanatçı Hanan Al-Halabi, karanlığa karşı ışığı seçerek “Nova Galerisi”ni sanat ve yaratıcılık için bir buluşma alanına dönüştürdü. Zorlu koşullara rağmen umudu koruma çabasıyla hareket eden Hanan Al-Halabi, ülkeye en sıkıntılı zamanlarda geldiğini ancak kendini umutsuzluğa teslim etmeyi reddettiğini anlatıyor. Bu nedenle Güzel Sanatlar Birliği ile işbirliğine giderek sergi girişimlerini başlattığını aktaran Hanan Al-Halabi, halka yeni bir nefes, yeni bir pencere açmayı amaçladığını ve sanatın umutsuzluğa karşı güçlü bir direnç kaynağı olabileceğini vurguluyor.
“Işık” sergisinin, eğitimli gençleri nitelikli eserlerle bir araya getirmesi sayesinde hem ülke içinde hem de dışında dikkat çekici bir başarıya ulaştığını belirten Hanan Al-Halabi, etkinliği “farklı ve benzersiz” olarak tanımlıyor. Serginin genç sanatçıların gerçek desteğe, fırsatlara ve üretim alanlarına duyduğu ihtiyacı görünür kıldığını söyleyen sanatçı, organizasyonun son derece medeni bir atmosferde gerçekleştiğini ve yurtdışında düzenlenen sergilerle benzer bir nitelik taşıdığını ifade ediyor.
Sanatçı Hala Abu Ghazi, sergiye dört farklı eserle katıldı ve çalışmalarında kişisel deneyimlerinin, içsel duygularının bir yansıması olarak kadınları merkeze almayı tercih etti. Eserleri, kadınların karanlıktan aydınlığa, acıdan umuda ve yenilgiden yeniden doğuşa uzanan yolculuğunu simgeliyordu. Katılımının, zorlu bir süreçten sonra sanata dönüş niteliğinde kişisel bir adım olduğunu belirten Hala Abu Ghazi bu sürecin “sanatsal sesini yeniden kazanmasına, umudu ve sevgiyi tazeleyen yeni bir başlangıç olmasına” yardımcı olduğunu dile getiriyor. Serginin kendisine ve meslektaşlarına yaşama dair güçlü bir enerji verdiğini söyleyen sanatçı, etkinliğin sanatın geleceğe açılan bir pencere olabileceğini hatırlatan aydınlık bir atmosfer sunduğunu vurguluyor.

Eserleriyle yaşananlara dikkat çekiyor
Sanatçı Balqis Al-Jarmani, “Bir Anı Tableti Üzerinde” adlı koleksiyonuyla, insanların son dönemde yaşadıkları zorlu koşulların duygusal etkilerini görünür kılmayı amaçladı. İzleyiciyi eserlerle daha derin bir bağ kurmaya davet eden Balqis Al-Jarmani, resim ve illüstrasyonu bir arada kullanarak kendine özgü bir görsel dünya oluşturdu. Kentin yaşadığı süreci anlatmak için eserlerinde güçlü semboller kullanmayı tercih ettiğini aktaran Balqis Al-Jarmani, “Dönüşü anahtarla, başlangıcı umutla, yaşananlara tanıklığı ve hafızanın ağırlığını kargayla ifade ettim. Evler, benim için özlemi ve mekana bağlılığı temsil ediyor. Kırmızı yün iplikler ise kanı, acıyı ve hafızada kalan anıları simgeliyor. Bütün bu semboller, aslında güvenliğe açılan kapıların yeniden aralanabileceğine işaret eden ortak bir hikayenin parçaları” diyor.

İzleyiciler eserlerde kendini buluyor
Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisi Rana Abu Saada ise, başlangıçta yalnızca üç kişinin girişimiyle ortaya çıkan ancak zamanla büyük bir sanat etkinliğine dönüşen serginin fikir sahipleri arasında yer aldığını dile getiriyor. Sergide, kendi yarattığı bir karakterin dört resmine yer veren Rana Abu Saada, bu karakterin, hayatına dokunan insanların etkilerinden ve kendi duygularının yansımalarından oluştuğunu belirtiyor. Rana Abu Saada, bu figür aracılığıyla insanların yaşadıkları olayları aktarmayı, böylece her izleyicinin kendini ve duygularını eserlerde bulabilmesini amaçladığını kaydediyor. Sanat kariyerinin henüz başında olmasına rağmen eserlerinin geniş ve beklenmedik bir ilgi gördüğünü belirten genç sanatçı, bu deneyimin geniş bir kitleyle ilk doğrudan temasını oluşturduğunu ve Süveyda’daki genç sanatın yenilikçi vizyonlar sunabileceğini kanıtladığını vurguluyor.

Umudu yeniden canlandırmak
Katılımcılardan Hawa Shqeir de, Süveyda’da umudu yeniden canlandırmada ve daha iyi bir geleceğe kapı aralamada sanatın önemli bir rol üstlendiğini vurgulayarak serginin bu aşamadaki anlamına dikkat çekiyor. “Süveyda’da sanat yeni bir olgu değil, şehir zaten sanatsal ve yaratıcı zenginliğiyle biliniyor. Ancak son dönemde yaşanan koşullar, sanata duyulan ihtiyacı daha da acil hale getirdi” diyen Hawa Shqeir, yeni sanatsal deneyimlerin genç sanatçıların seviyesini yükselteceğine, onlara daha fazla fikir ve ilham sağlayacağına inandığını kaydediyor. Hawa Shqeir, sözlerinin sonunda bu tür sergilerin devam etmesinin, şehirdeki sanatsal ve kültürel hareketi güçlendireceğinin altını çiziyor.