ROCHELLE JUNİOR

Süveyda- Cihatçı Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) çetelerinin 13 Temmuz Salı gecesi, saldırılarıyla başlayan saldırılar Süveyda’da devam ederken halka saldıran çeteler katliamlar gerçekleştiriyor. Bölgede bin 517 kişi hayatını kaybetti. 300 kişinin infaz edildiği belirtilirken 560 kişinin ise hâlâ kayıp olduğu belirtiliyor.

Nur Tali’a, top sesleri şehir merkezine yaklaştığında evinde yalnızdı. Eşi şehir dışındaydı. Kardeşi Cemil arayıp “Buraya gel, birlikte olmak belki korkuyu azaltır” deyince annesinin evine gitti. Geceyi ailesiyle birlikte evin koridorunda geçirdiler, pencerelerden uzak durarak bombardımandan korunmaya çalıştılar. Ertesi sabah, aile üyeleri tatlıcılık yaptıkları dükkanın altında bulunan bodruma sığındılar ama bir süre sonra doğrudan binaya ateş açıldı. Kadınlar ve çocuklar, köylerden gelen akrabalarla birlikte yaklaşık 25 kişilik bir grupla kaçarak Meşkuk köyüne sığındılar. Yanlarına hiçbir şey alamadılar.

Bir bir katledildiler

Nur Tali’a bir süre sonra kalanları kurtarmak için geri dönüldüğünü anlattı. Hareket eden her şeyin hedef alındığını belirten Nur Tali’a kardeşinin saldırılara rağmen evlerine ulaştığını ancak hayatını kaybettiğini dile getirdi. Sonra diğer kardeşi ve oğlu da yaşamını yitirdi. Yeğeni de aynı saldırıda kan kaybından hayatını kaybederken babaları da çeteler tarafından herkesin gözü önünde infaz edildi.

Cenazeleri evin bahçesine gömdüler

Nur Tali’a, aileden geri kalanların çetelerin eve baskın yapıp cenazeleri teşhir ya da işkence etmesinden korkarak, gece çöktüğünde gizlice bahçeye defnettiklerini anlattı. Çetelerin şehirden çekilmesinin ardından Nur Tali’a kayıp olan kardeşini aramaya başladı. Onu yol kenarında ağır yaralı hâlde buldular. Bir süre sonra o da yaşamını yitirince onu da evin bahçesine gömdüler.

Nur Tali’a’nın yaşadıkları yas tutmaya bile imkân tanımayan bir savaşın iç yüzünü ortaya koyuyor. Nur’un hikâyesi istisna değil, Süveyda’da birçok kadının hikâyesinden biri. Nur Tali’a’nın tek dileği onurlu bir şekilde yas tutmak ve güven içinde yaşamak.