Kadınlar, Radikal İslam’ın tehlikelerini tartışıyor
Kizwan Dağı’nda kadınlar eğitim yoluyla, radikal İslam’ın kadınların ve toplumun özgürlüğüne yönelik oluşturduğu tehditleri tartışıyor.

SORGUL ŞÊXO
Til Temir – Kongra Star Eğitim Komitesi, Kizwan Dağı’nda kadınları bilinçlendirmek ve örgütlemek amacıyla kısa bir süre önce “Tişrin Barajı Kadın Şehitleri” adını taşıyan bir eğitim programı başlattı. Demokratik İslam Kongresi Kadın Meclisi, bu programa katılan kadınlara Demokratik İslam’ın anlamı ve hedefleri hakkında geniş bir perspektif sundu.
Til Temir Demokratik İslam Kongresi Kadın Meclisi Yönetimi'nden Gulnaz Osman, kadınlara seslenerek Demokratik İslam’ın toplumsal değişim açısından önemini anlattı.
‘Demokratik İslam; barışı, huzuru ve dayanışmayı gerekli kılar"
Kadınların, Demokratik İslam ile Siyasal İslam arasındaki farkları anlamaya yönelik büyük bir merak ve ilgi gösterdiklerini belirten Gulnaz Osman, şunları ifade etti:
“Demokratik İslam, doğru olandır. Katı ve radikal İslam gibi her şeyi başkalarına zorla dayatmaz. İslam, barışı, huzuru, sevgiyi ve dayanışmayı gerekli kılar. Ayrıca Hristiyanlar, Zerdüştler ve Çerkesler gibi farklı inançlara sahip olanları kabullenmeyi de öğütler. Bu temele dayalı olarak bu eğitimi almak çok önemlidir.
Çünkü Kizwan Dağları, DAİŞ’in saldırılarına maruz kaldı. Kadınlar kaçırılıp katledildi, büyük zulümlerle karşı karşıya kaldılar. Kadınlar, kendi istekleri dışında her şeye zorlandılar. İslam’da kadınların örtünmeleri farz değildir; ancak DAİŞ çeteleri, kadınları siyah çarşaflarla örtüp onları boğmuşlardır. Bu nedenle kadınların İslam’daki rollerini bilmesi çok önemlidir.
Başlangıçta neydi, sonrasında kadınlara ne tür dayatmalar yapıldı, bunlara karşı aktif bir mücadele yürütmek gerekmektedir.”
"HTŞ'nin gelişiyle Suriye'de DAİŞ'in fikirleri yeniden canlanıyor"
Gulnaz Osman, radikal İslam’ın amaçlarının kadınları köleleştirmek ve esir almak olduğunu belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
“Kadınların dört duvar arasında kalması ve özgürlüklerinin olmaması, radikal ve siyasal İslam ile ilgilidir. Kadınlar, İslam’ın onlara yaşam, eğitim, ticaret ve ekonomi gibi haklar verdiğini bilmelidir. Bu eğitim sürecine kadınlar büyük bir ilgi gösterdi. HTŞ'nin bölgeye gelişiyle birlikte, DAİŞ’in fikirleri yeniden canlanıyor ve bu da kadınların yeniden köleleştirilmesine ve pek çok özgürlük alanlarından mahrum kalmalarına yol açıyor.
Kadınların iradesi dışında birçok şey dayatılmaya devam ediyor. Kadınlara, radikal ve siyasal İslam uygulanıyor, onlara siyah çarşaflar giydiriliyor ve sonra fotoğrafları dijital medyada yayınlanıyor. Bu kadınlar için çok tehlikeli bir süreç. Dolayısıyla, Demokratik İslam’ı doğru şekilde anlatarak yaymak, toplumu ve kadınları radikal İslam konusunda bilinçlendirmek hepimizin görevidir. Bu süreci başarıyla taçlandıralım.”
‘Kadınların rolü önemli’
Eğitimlere katılan Merwa Ehmed de İslam dinine ve kadın haklarına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Erkekler, İslam dinini kendi çıkarlarına göre çarpıtıyorlar. Ancak kadınlar tarih boyunca güçlü ve etkili roller üstlenmiş, özellikle ticaret ve savaş alanlarında önemli görevler almışlardır. Erkekler genellikle fiziksel güçlerini kadınlara karşı şiddette kullanırlar.
Güç, aslında yaşadığımız ortamda ve kadına gösterilen saygıda yatar. Kadınlar geçmişte babalarından ve kardeşlerinden gördükleri şiddete karşı çaresiz kalmışlardır. Yeniden ayağa kalkmaları, yeni bir dirilişi simgeleyecek ve bu da onları doğru ve gerçek İslam’ı kavramaya yönlendirecektir.”
‘Düğünlerde beyaz giysi giyen kadınların başları kesiliyordu’
Eğitime katılan Xedîce Hisên ise DAİŞ çetelerinin Kizwan Dağları’na saldırdığı dönemi hatırlatarak, şunları söyledi:
“İslam adı altında bölgemize saldıran DAİŞ, sözde bir İslam devleti kurmuştu; ancak kadınlara yönelik uyguladığı kötü muamele, onları bir devletin değil, bir çetenin hedefi haline getirdi. Çeteler tarafından her kadına şiddet uygulanıyor, evlerde kimse görünmesin diye geniş bez parçaları asılıyordu. Kadınlar, düğün günlerinde saçlarını açıp ve beyaz elbiselerini giydiklerinde başları kesiliyordu. Birçok kadın, çeteler tarafından tarifsiz işkencelere uğradı.”
‘HTŞ'nin uyguladığı politikalara karşı sessiz kalınmamalı’
Xedîce Hisên, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın düşüncelerine ve felsefesine vurgu yaparak sözlerini şöyle tamamladı:
“Önder Abdullah Öcalan’ın düşünceleri ve felsefesiyle kendimizi bulduk. Kadınlar kayıptı, özgürlük rüyaları kayıptı. Ancak kadınlar şimdi kendilerini buldular, mücadele ve özgürlük yoluna girdiler. DAİŞ’den sonra burada özgürlüğü yeniden yaşadık ve tüm dünya kadınlarının da bunu yaşamasını istiyoruz. Bu nedenle Suriyeli kadınlar, HTŞ’nin kendilerine uyguladığı politikalara karşı sessiz kalmamalı ve dayatılan siyasal İslam’ı reddetmelidir.”