Kadınlar alanlarda: Mücadele en büyük moral kaynağı
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne hazırlanan TJA, şiddete karşı bilinçlenme ve örgütlenme atölyeleri düzenliyor. TJA üyesi Arzu Karaman, “En büyük öz savunmamız örgütlülüğümüzdür” diyerek, kadın mücadelesini büyütmeye çağırdı.
MEDİNE MAMEDOĞLU
Amed- Kadınlar her yıl olduğu gibi bu yıl da 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nü karşılıyor. Kürdistan, Türkiye ve dünyada artan kadına yönelik şiddette karşı örgütlenmeyi büyüten kadınlar, bu yıl da “Jin, jiyan, azadî” şiarıyla sokaklarda çalışmalarını sürdürüyor.
Tevgera Jinen Azad (TJA) 6 Kasım’da Amed’de, “Erkek devlet şiddetine karşı Jin Jiyan Azadî” şiarıyla İskender Paşa Konağı’nda 25 Kasım deklarasyonunu açıkladı. Deklarasyonda örgütlü kadın mücadelesinin önemine vurgu yapılırken, kadınların 25 Kasım’a kadar yapacakları eylem ve etkinlikler de açıklandı. Kadın şöleni, buluşmalar ve atölyelerin yanı sıra Amed’deki 25 Kasım programının finali, kitlesel yürüyüşle yapılacak.
TJA üyesi Arzu Karaman, yürüttükleri 25 Kasım çalışmalarını değerlendirdi.
‘Mirabel kardeşlerden bu yana mücadele sürüyor’
TJA üyesi Arzu Karaman, şiddettin giderek arttığı Ortadoğu’da kadın mücadelesinin bir moral ve motivasyon kaynağı olduğunu belirtti. Mirabel kardeşlerden bu yana hem kadın mücadelesinin hem de faşist diktatör yönetimlerinin devam ettiğini söyleyen Arzu Karaman, Mirabel kardeşlerden günümüze gelen kadın mücadelesini şu sözlerle değerlendirdi: “Mirabel kardeşlerin faşizme ve diktatörlüğe karşı nasıl mücadele ettiklerini bugün bütün dünya biliyor. Bu direniş bugün her alanda kadınların 25 Kasım’da sokakta olmasıyla yeniden hatırlanır. 1960’tan bu yana faşizm ve kadına yönelik şiddet giderek arttı. Bu şiddet daha vahşi bir şekilde bugün Ortadoğu’da devam ediyor. Kadına dönük bu şiddeti ve saldırılara biz Kürt kadınları çok yakından tanıklık ediyoruz.”
‘Jin Jiyan Azadî felsefesiyle direniyorlar’
Kürt kadınlara yönelik şiddete karşı “Jin, jiyan, azadî” felsefesiyle direniş gösterildiğini ifade eden Arzu Karaman, “Kadınlar bu felsefe etrafında kenetlenerek, kadına karşı şiddet ve soykırıma karşı örgütlendiler. Kadınların özgürlüğüne düşman olan ulus-devletler tarafından geliştirilmek istenen politikaları yıllardır görüyoruz. Bugün Kürdistan’da hayata geçirilmek istenen politikalar İran’da, Afganistan’da yine kadının yok sayıldığı bütün ülkelerde yapılıyor. Biz Kürt kadınları bu politikalarla yıllardır bir savaş halindeyiz. Her türlü saldırı ve sindirme politikaları karşısına Kürt kadın kimliğimizden ödün vermedik. Bütün dünyaya yayılan bu mücadele bugün Ortadoğu’nun birçok ülkesinde kadınlara da öncü oldu” dedi.
‘En büyük öz savunma örgütlenmedir’
Kadın mücadelesinin evrenselleştiğini söyleyen Arzu Karaman, Kürt kadın hareketinin yıllardır sürdürdüğü mücadelenin öncü konumda olduğuna dikkat çekti. Her alanda kadınların yanında yer almaya ve örgütlenerek öz savunmada bulunmaya devam edeceklerini aktaran Arzu Karaman, “Türkiye’de kadınları korumak için etkili politikalar yürütülmüyor. Bu anlamda var olan yasalar ve kadın kazanımları hedef alınıyor. Erkekler saldırılardan cesaret alarak şiddet eylemlerine devam ediyor. Bu saldırılara rağmen ülkede var olan ve giderek büyüyen bir kadın mücadelesi var. Bu mücadele var olan diktatörlüğe karşı sürüyor. Bizim en büyük amacımız da kadınlara dayatılan bu şiddet ve katliam ortamına karşı daha fazla kadına ulaşmak ve örgütlemek” ifadelerini kullandı.
‘Mücadele ilham veriyor’
Rojava Devrimi’ni, kadın direnişinin bir sonucu olarak değerlendiren Arzu Karaman, “Kadının kazanım elde ettiği ya da direndiği her alan erkekler tarafından hedef alınıyor. Savaş ve güvenlik adı altında bu kazanımlar hedef alınıyor. Buna rağmen var olan Ortadoğu’nun bütün ülkelerinde kadınların diktatörlere karşı yürüttüğü mücadele hepimizi ilham ve moral veriyor” dedi.
25 Kasım final yürüyüşüne davet
25 Kasım’ın kadınlar için önemine de değinen Arzu Karaman, bu kapsamda günlerdir alanlarda olduklarını söyledi. Arzu Karaman, bütün Amedli kadınları düzenleyecekleri 25 Kasım final yürüyüşüne davet ederek, “Biz 25 Kasım’ı da mücadele ve örgütlülük bilinci ile karşılıyoruz. ‘Jin, Jiyan, Azadî’ felsefesi etrafında kenetlenerek, bir arada mücadele edeceğiz. Kadın mücadelesi evrensel bir mücadeledir. Bu mücadele dünyanın her alana şiddet ve baskı politikası var olduğu sürece devam edecektir. Biz de TJA olarak bu bilinçle etkinliklerimize başladık. Kadın atölyeleri, etkinlikler ve kültürel çalışmalarla 25 Kasım gününe kadar sahada olacağız. O günde binlerce kadınla beraber finali yürüyüşle sonlandıracağız. Ama çalışmalar o günden sonra da durmayacak. Önümüzde yine yoğun bir sürece gireceğimiz 8 Mart Dünya Kadınlar Günü var. Evrenselleşen ve giderek örgütlenen kadın mücadelesi için sahada olacağız, çalışacağız” şeklinde konuştu.