İran’da yeni baskı dalgası: Kadın gazeteciler hedefte

Kasım ayı başından bu yana İran’da gazetecilere, araştırmacılara ve sivil toplum aktivistlerine yönelik yeni bir baskı dalgası başladı. Kadın gazeteciler, ifadeye çağrılıyor, tehdit ediliyor ve gözaltına alınıyor.

MARYA QEDÎMÎ

Sine - Saha raporları ve medya ile sivil toplum alanındaki aktivistlerin açıklamalarına göre, İran’da Kasım ayı başlarından itibaren gazetecilere, araştırmacılara ve sosyal aktivistlere yönelik yeni bir gözaltı, çağrı ve gece baskını dalgası başlamış durumda. Uzun süredir İran İslam Cumhuriyeti’nin güvenlik kurumlarının gözetimi ve tehdidi altında olan bu kişiler, şimdi ev aramaları, kişisel eşyaların el konulması ve yoğun sorguların artmasıyla karşı karşıya.

İnsan hakları örgütlerinden gelen bilgilere göre, son haftalarda birçok kadın gazeteci, kadın sorunları, mesleki protestolar ve yapısal şiddetle ilgili haberler yaptıkları gerekçesiyle ifade vermeye çağrılmış, tehdit edilmiş veya kısa süreliğine gözaltına alınmıştır. Gözaltına alınan bazı kişilerin aileleri, yakınlarının yasal durumları ve nerede tutuldukları konusunda bilgi sahibi olmadıklarını bildirdi.

‘Defalarca tehdit edildim’

Kadın meseleleri üzerine çalışan bir gazeteci, adının açıklanmasını istemeyerek şunları dile getirdi:

“Beni belli aralıklarla ifadeye çağırıyorlar. Defalarca tehdit edildim; devam edersem tutuklanacağımı söylüyorlar. Ben hiçbir yasa dışı şey yapmadım; sadece kadınların sorunları hakkında yazıyorum. Ama bunu rejime karşı bir tehdit olarak görüyorlar.”

Aynı gazeteci, baskının yalnızca çalışma alanıyla sınırlı olmadığını belirtiyor:

“Hayatımızı, hem sanal hem gerçek alanlarımızı kontrol etmek istiyorlar. Eğer buna boyun eğersek, nefes almak için bile izin almak zorunda kalacağız. Ben sadece özgürlük istiyorum. Sadece kendim için değil, bizden sonra gelen kuşak için.”

Gazeteciler için en büyük hapishane

Bazı durumlarda, güvenlik güçleri aktivistlerin kitaplarına, notlarına ve araştırma belgelerine de el koydu. Sivil toplum aktivistleri bu durumu, bağımsız bilgi üretimini susturma çabası olarak değerlendiriyor. Aynı zamanda insan hakları kuruluşları, İran’da gazetecilere yönelik baskının yapısal ve sürekli bir süreç olduğunu vurguluyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler’in (RSF) verilerine göre İran, 2024 Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 176. sırada yer aldı ve hala dünyanın “gazeteciler için en büyük hapishanelerinden biri” olarak kabul ediliyor.

Medya aktivistleri, bu baskıların sürmesinin kamusal alanın susturulmasına, bilgi akışının durmasına ve toplumsal korkunun derinleşmesine yol açacağını belirtiyor. Onlara göre bu durum, İran’da toplumun geleceği ve ifade özgürlüğü açısından ağır sonuçlar doğurabilir.