Amedli kadınlar: Barış için somut adımlar atılsın

Rojava’ya dönük saldırılara karşı ulusal birlik çağrısında bulunan kadınlar, iktidarın barış söylemlerinin inandırıcı gelmediğini ve somut adımlar beklediklerini söyledi.

Amed- Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırıları sürerken, demokratik kitle örgütleri saldırılara dikkat çekmek ve Türk devletinin savaş suçlarını teşhir etmek için bulundukları kentlerde çeşitli eylem ve etkinlikler yapıyor.

Bu kapsamda; Tevgera Jinen Azad (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) öncülüğünde Amed'in Sûr ilçesinde bulunan Şêx Saîd (Dağkapı) Meydanı’nda toplanan halk oturma eylemi yaptı.

Eyleme katılan kadınlar, Türk devletinin saldırılardan sonuç alamayacağını belirtti.

‘Kürtlerin talepleri kabul edilirse başarıya ulaşılır’

 

Eyleme katılanlardan Pınar Memiş, Türk devletinin saldırılarında sivil halkın hedef alınmasına tepki gösterdi. Barış taleplerinin yerini bulması ve somut adımların atılması için çağrı yapan Pınar Memiş, ne pahasına olursa olsun mücadeleden de vazgeçmeyeceklerini söyledi. Pınar Memiş, Türkiye’de Kürtlere yönelik açılan savaşta yıllardır kan döküldüğünü kaydederek, kanın durması için yapılan barış girişimlerinde iktidarın somut adım atmamasını eleştirdi.

Pınar Memiş, nöbete katılma amacını da şu şekilde anlattı: “Bu kanı durdurmak ve barışı yeniden konuşmak için buradayız. Kürtler bir olmalı, barış isteyen tüm halklar bir olmalı. Saldırı altında olan Rojava halkının yanında yer almalıyız.”

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın İmralı Heyeti aracılığıyla ilettiği mesajlara dikkat çeken Pınar Memiş, “Görüşmeler Kürt halkının varlığının tanınması ve taleplerinin kabul edilmesiyle başarıya ulaşır” vurgusunu yaptı.

‘İktidarın barış söylemlerine inanmıyoruz’

 

Hacer Kurt da Kuzey ve Doğu Suriye halkına karşı savaş suçu işlendiğini ifade etti. Bu suçların teşhir edilmesi gerektiğini söyleyen Hacer Kurt, “Rojava için ses çıkarılması gerekiyor” dedi.

AKP hükümetinin son süreçteki “barış” söylemlerine inanmadıklarını kaydeden Hacer Kurt, “Hükümetin barış ve diyalog noktasında çağrıları var ama somut bir adımı yok. Bu savaş sürecinde bizler söylem değil tamamen pratik adımlar talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

‘Hükümet barış çağrısının yayılmasını engellemek istiyor’

 

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Parti Meclisi Üyesi Beycan Taşkıran ise hükümetin tavrının net olduğunu ve topyekûn saldırılarla hem halkın direnişini hem de Rojava devrimini tasfiye etmek istediğine dikkat çekti. Beycan Taşkıran, “Sistem, Türkiye ve Bakur’da devrimci, demokratik bütün güçleri ezerek halk hareketinin önünü kesmeye çalışıyor. İçeride de durum tabi ki iyi değil. Büyük bir yoksulluk krizi ve inanılmaz bir işsizlik var. Yine kadına yönelik şiddet var, adaletsizlik çok derinleşmiş durumda ve sisteme büyük bir öfke var. Sayın Öcalan’ın yürüttüğü süreçte halkların, ezilenlerin ve işçi sınıfının Kürt halkından yana onurlu demokratik barış çağrısına ses vermemesi için topyekün bir tasfiye dalgası var. Barış söylemi ve pratik durum arasında çok büyük bir çelişki var” dedi. Beycan Taşkıran, ne olursa olsun Rojava devrimini savunacaklarını söyledi.

‘Gözyaşı dursun artık’

 

Barış Annesi Fatma Yalçın ise, annelerin gözyaşının artık akmaması için barış istediklerini ifade ederek, “Bu savaş dursun, kan akmasın. Sivilleri hedef almak çocukları katletmek hangi kitapta yazıyor. Artık yeter! Barış, barış, barış” dedi.