‘Çatışma bölgelerindeki kadınların gerçekliğini dayanışmayla değiştirebiliriz’
Çatışma bölgelerindeki kadınların maruz kaldığı ihlallere dikkat çeken Tunuslu insan hakları savunucusu Cyrine Bouchshin, kadınların yaşadığı olumsuz tablonun tersine çevrilmesi için uluslararası dayanışmaya ihtiyaç olduğunu söyledi.
ZOUHOUR MECHERGUI
Tunus- Çatışma bölgelerindeki kadınlar, her gün katliam, tecavüz ve yerinden edilme tehdidiyle karşı karşıya kalıyor. Tunus’ta Buthaina Risk Altındaki Kadınlar Derneği Program Koordinatörü ve ayrıca insan hakları aktivisti Cyrine Bouchshin, çatışma bölgelerinde kadınların yaşadığı sorunları ajansımıza anlattı.
Katliam, tecavüz ve taciz gibi ihlaller yaşıyorlar
Suriye, Sudan ve Filistin gibi çatışma bölgelerindeki kadınlarla dayanışma içinde olunması gerektiğini vurgulayan Cyrine Bouchshin, "İhlaller kadınları sadece güvenlik hakkından mahrum bırakmakla sınırlı kalmıyor, aynı zamanda yerinden edilme, katliam, taciz ve tecavüz olmak üzere şiddetin birçok türüne maruz kalarak insanlık onurlarını da zedeliyor. Çatışma alanlarındaki kadınlar, tüm zorluklara rağmen en temel hakları için her gün mücadele ediyorlar. Bu nedenle, çatışma bölgelerinde direnen kadınlar tüm dünya kadınları tarafından desteklenmelidir” ifadelerinde bulundu.
Cyrine Bouchshin, özellikle Tunus’ta sivil toplum örgütlerinin çatışma bölgelerindeki kadınların seslerini dünyaya duyurmak için farkındalık kampanyaları düzenlemesi gerektiğini ve bu konuda üzerlerine büyük sorumluluklar düştüğünü kaydetti.
Tunus’ta şiddet artıyor
Tunus’da 2017 yılında kadına yönelik şiddete karşı mücadele için çıkarılan 58 sayılı yasayı hatırlatan Cyrine Bouchshin, “Şiddete karşı yasa çıkarılsa da şiddet oranları giderek artıyor. Bu durum kanunla ilgili toplumsal farkındalık eksikliğinden kaynaklanıyor. Bazı kadınlar hâlâ kanunla ilgili bilgi sahibi değiller. 58 sayılı kanunda psikolojik şiddet, taciz ve tecavüz saldırıları durumunda failler hakkında öngörülen kimi cezalar var. Bu nedenle kadına şiddete karşı farkındalık çalışmaları artırılmalı ve eğitim kampanyaları düzenlenmelidir” şeklinde konuştu.
Tunus'ta yoksulluk, şiddet ve ekonomik sömürüye maruz kalan kırsal kesimdeki kadınların durumuna dikkat çeken Cyrine Bouchshin, “Kırsal kesimlerde güvenlik merkezlerine uzak ve ulaşım sorunları var. İletişim imkanlarının olmayışı nedeniyle adalet sistemine erişimleri zorlu oluyor. Dernekler bu dışlanmış gruba destek ve farkındalık sağlamak için çaba gösteriyor” şeklinde konuştu.
‘Farkındalık çalışmaları artırılmalı’
HIV ile yaşayan kadınların karşılaştığı zorluklara da değinen Cyrine Bouchshin, “1992 tarihli 71 sayılı kanun onları dışlanmış bir grup olarak ele alıyor. Bu gruptaki kadınlara yönelik gerekli korunmanın sağlanması için yasal değişiklikler gerekiyor. İnsan hakları ve sivil toplum örgütleri farkındalık çalışmalarını artırmalı. İstismara uğrayan ve dışlanmış kadınlara yönelik psikolojik ve sosyal destek sağlanmalıdır. Özellikle çatışma bölgelerindeki kadınların gerçekliğini değiştirmek için bölgesel ve uluslararası dayanışmaya ihtiyaç var” dedi.