Şehitliğe dördüncü saldırı: Kadınlardan uluslararası topluma çağrı

Minbic’teki şehitliğe yönelik saldırılara tepki gösteren Gufran Halef ve Nergis Yusuf, saldırıların ağır bir ihlal olduğunu belirterek, uluslararası toplumu failleri sorumlu tutmaya ve yeni ihlalleri önlemek için harekete geçmeye çağırdı.

ESMA MUHAMMED

Qamişlo- Minbic’teki şehitlik, Türk paralı askerlerinin dördüncü saldırısıyla yeniden hedef alındı. Avukat Gufran Halef ve Kadın Komitesi Başkan Yardımcısı Nercis Yusuf, saldırıyı mezarlıkların kutsallığına ve toplumsal onura yönelik ağır bir ihlal olarak niteliyor. Ağustos 2016’da IŞİD’den kurtarılan Minbic, etnik ve sosyal çeşitliliğiyle Kuzey ve Doğu Suriye’nin en önemli şehirlerinden biri. Gufran Halef ve Nercis Yusuf, yerel ve uluslararası insan hakları örgütlerini saldırıları durdurmak ve sorumlulardan hesap sormak için acil harekete geçmeye çağırıyor.

‘Kasıtlı ihlaller’

Minbic’teki şehitliğe yönelik saldırılara tepki gösteren Avukat Gufran Halef, Türk paralı askerlerinin Minbic’te gerçekleştirdiği ihlallerin hukukun ve mezarlık ile türbelerin kutsallığının açık bir ihlali olduğunu vurguladı. Saldırıların failleri hakkında dava açılması gerektiğini kaydeden Gufran Halef, ayrıca, saldırıların tekrar etmesinin büyük bir hukuki sorun oluşturduğunu ve bunların bireysel değil, hukuki hesap verebilirlik gerektiren kasıtlı ihlaller olduğunu ifade etti.

‘Yasal işlem başlatılmalı’

Gufran Halef, “Kamu mallarını ve türbeleri korumakla görevli kurumlar, sorumlu gruplara karşı yasal işlem başlatmalı ve şehitlerin mezarlarını yıkma veya türbelerine zarar verme talimatını verenleri soruşturmalıdır. Şehitler, özgürlük ve toplumun korunması için canlarını feda ettikleri için kutsaldırlar. Paralı askerlerin ihlalleri, videolarıyla belgelenmiş olup, hem yerel hem de uluslararası düzeyde delil toplanmasını ve sorumluların yargılanmasını mümkün kılmaktadır. Bu saldırılar, Suriye yasalarını, Özerk Yönetim yasalarını ve herkesin mülkiyetinin korunmasını garanti altına alan toplumsal sözleşmeyi ihlal etmektedir” sözlerine dikkat çekti.

‘Etkin adımlar atılmalı’

Uluslararası toplumun Türk paralı askerlerinin işlediği ihlaller karşısındaki sessizliğini eleştiren Gufran Halef, bu sessizliğin, Türk devletiyle örtüşen çıkarların bir sonucu olduğunu ve uluslararası insani ve hukuki sorumlulukların dolaylı olarak ihlal edilmesine yol açtığını belirtti. Gufran Halef, insan hakları ve hukuk örgütlerini, tanınmış olsun ya da olmasın, bu ihlallerle mücadele etmek için etkili adımlar atmaya çağırdı. Gufran Halef, “Şehitlerin ve mezarlıkların kutsallığına yönelik saldırılar öncelikli olarak insani bir meseledir ve uluslararası toplumun kendi çıkarlarının ötesine geçerek failleri sorumlu tutması gerekiyor” dedi.

İhlallerin belgelenmesi için çağrı

İnsani ve hukuki vicdana sahip herkesi, Türk devletine bağlı çetelerin işgal ettiği bölgelerde işlenen ihlallerin belgelenmesine katkıda bulunmaya çağıran Gufran Halef, “Belgeleme, faillerin hesap vermesinin temel taşıdır. Adalet gecikebilir ama er ya da geç mutlaka yerini bulur. Bu alandaki her çaba, toplumsal değerlerimizi, şehitlerimizin onurunu ve gelecek nesillerin haklarını korumayı güçlendirir. Belgeleme, adaletin sağlanması ve faillerin cezadan kaçmasının önlenmesi için kritik bir adımdır” diyerek sözlerini tamamladı.

‘Toplumun değerlerine yönelik saldırı’

Qamişlo’da Kadın Komitesi Üyesi Nergis Yusuf, Minbic’teki şehitliğe düzenlenen son saldırının, kantondaki Türk devletine bağlı çeteler tarafından gerçekleştirilen bir dizi saldırının devamı olduğunu belirtti. Nergis Yusuf, bu saldırının yalnızca tarihi bir mekana değil, toplumun değerlerine ve ilkelerine yönelik bir saldırı olduğunu vurguladı. Türbelerin, şehitler ve aileleri için büyük bir kutsallığa sahip olduğunu ifade eden Nergis Yusuf, bu mekanların topraklarını, insani ve ahlaki değerlerini savunmak için gösterilen fedakarlıkların bir sembolü olduğunu söyledi.

‘Kutsal olan her şeye saldırıyorlar’

Nergis Yusuf, sözlerinin devamında, “Şehitlikleri hedef almak, Türk devletine bağlı çetelerin benimsediği, insan onurunu ve özgür düşünceyi bastırmayı amaçlayan barbarca ideolojiyi açıkça ortaya koyuyor. Bu gruplar, değer çeşitliliğini reddeden aşırılıkçı fikirlerini dayatmak için türbelerden ibadethanelere kadar kutsal olan her şeye saldırıyor. Bu saldırılar yeni değil; daha önce Serêkaniyê’de türbeler ve camiler hedef alınmıştı. Minbic’teki son saldırılar da bölgedeki düşünceye ve kültüre karşı yürütülen sistematik bir savaşın parçasıdır” diye kaydetti.

‘Kadınlar derinden etkileniyor’

Türbelerin hedef alınmasının özellikle kadınları derinden etkilediğini belirten Nergis Yusuf, sevdiklerini kaybeden annelerin ve eşlerin bu ihlallerden en çok muzdarip olanlar olduğunu ifade etti. Bu saldırıların, toplumun kültürel ve dini kimliğini yok etme girişimi olduğunu belirten Nergis Yusuf, medya aracılığıyla bu ihlalleri ifşa etmeyi ve sivil toplum ile tarihi mekanlara karşı işlenen suçları aydınlatmayı amaçladığını söyledi. Nergis Yusuf, insan hakları ve insani yardım kuruluşlarını bu suçları belgelemeye, failleri ise yasal ve ahlaki olarak sorumlu tutmaya çağırdı.

Nergis Yusuf, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu ihlallerin belgelenmesi, şehitlerin ulusal ve insani mirasının korunması açısından hayati öneme sahiptir. Şehitler, toplumun değer ve ilkelerini temsil eder; onların mücadelesiyle kazanımlar korunur, özgürlük ve onur yolunun devam ettiği kanıtlanır.”