‘21’inci yüzyılı, 'jin jiyan azadî'nin yükseldiği bir çağ haline getirmeliyiz’

3’üncü Dünya Savaşı’nın yaşandığı Ortadoğu’da kadınların artık “savaş mağduru” olmanın ötesinde verdikleri mücadele ile tarihsel bir miras bıraktıklarını ifade eden Zenûbiya Kadın Topluluğu’ndan Rukiye Muhammed, “Devrim yolunda adım atmalıyız” dedi.

SİLVA AL-İBRAHİM

Minbic- Ortadoğu’daki çatışmalar her geçen gün daha da artıyor. 3’üncü Dünya Savaşı’nın merkezine dönüşen Ortadoğu’da, büyük hesaplaşmalar yaşanırken, bu hesaplaşmalar halkların, özellikle de kadın ve çocukların katledilmesi pahasına gerçekleşiyor. Bu savaşlardan en çok kadın ve çocuklar etkilenmesine rağmen, dünya medyasının ilgisizliği nedeniyle tamamen göz ardı ediliyorlar.

Zenûbiya Kadın Topluluğu Koordinasyonu’ndan Rukiye Muhammed, savaşların ortasında kalan kadınların bu zorlukları aşmak için mücadele ettiğini söyledi. Rukiye Muhammed, savaşın sonlanması ve barışın inşa edilmesi için kadınların en aktif rolü üstlendiğini belirtti.

Ortak kadın mücadelesi vurgusu

Rukiye Muhammed, Lübnan, Filistin, Kuzey ve Doğu Suriye, İran gibi bölgelerdeki kadınların benzer süreçleri yaşadığına değinerek, “Eğer biz kadınlar, mücadelemizi birleştirir ve tek bir güç haline getirirsek, coğrafi sınırları aşarak barış inşa edebiliriz. Kadın kimliğimiz, bizleri birbirimize bağlayan güçlü bir faktördür” dedi.

Rukiye Muhammed, bu bağlamda kadınların savaşların ve soykırımların enkazından nasıl yükseldiklerine dair örnekler vererek, Kuzey ve Doğu Suriye’deki Kadın Devrimi’ne örnek Verdi. Rukiye Muhammed, "İran ve Doğu Kürdistan'daki kadınlar, Jina Êmînî'nin ölümünün ardından başlattıkları ‘jin jiyan azadî’ devriminde, tüm dünyadan büyük bir dayanışma ve destek kazandılar” kaydetti.

‘Êzîdî kadınların öz savunmalarını geliştirerek soykırımı engellediler’

Rukiye Muhammed, Êzîdî kadınların Şengal’de DAİŞ tarafından uğradıkları soykırımı hatırlatarak, " Êzîdî kadınlar, zorla köleleştirildiler, pazar yerlerinde satıldılar, tecavüze uğradılar ve zorla evlendirildiler. Ancak bugün, bu kadınlar toplumlarında öncü haline gelerek, siyasete ve askerî alana katıldılar. Kendi kendilerini savunacak savunma sistemleri kurarak, tekrar bir soykırıma uğramalarını engellediler” diye ekledi.

‘Kadınlar savaşın mağduru olmanın ötesine geçti’

Kuzey ve Doğu Suriye’deki kadınların da DAİŞ tarafından aynı şekilde çok ağır bir zulüm gördüğünü belirten Rukiye Muhammed, DAİŞ tarafından öldürülen ve taşlanan birçok kadının olduğunu ancak bugün bu kadınların askerî birliklerde yer aldıklarını, siyasete katıldıklarını ve toplumlarına hizmet ettiklerini vurguladı. Rukiye Muhammed, "Bu kadınlar, savaşlardan mağdur olmanın ötesine geçerek, yeni bir barış mücadelesi için savaşmaktadırlar" diye belirtti.

‘Savaşlar devletlerin çıkarları için yapılıyor’

Rukiye Muhammed, Ortadoğu coğrafyasının 3’üncü Dünya Savaşı’nın merkezi haline geldiğini ve burada çeşitli fikirsel, politik, mezhebi çatışmaların, büyük dünya güçleri arasında hesaplaşmaların meydana geldiğini ifade etti. Bu çatışmaların başta Gazze, Lübnan, Kuzey ve Doğu Suriye ile İran gibi bölgeleri etkilediğini belirterek, savaşların asıl amacının ekonomik ve stratejik çıkarlar olduğunu söyleyerek, "Bu güçler, coğrafyayı, düşünceyi değiştirmeyi, kültürleri silmeyi ve halkları ezerek kendi stratejik hedeflerine ulaşmayı amaçlıyorlar” şeklinde konuştu.

‘Hedef demografik yapıyı değiştirmek’

Kuzey ve Doğu Suriye halkına yönelik savaşın, dünyanın gözü önünde gerçekleştirilen bir soykırım olduğunu ancak buna dair dünya medyasının sessiz kaldığını ifade eden Rukiye Muhammed, "Bütün bunlar gözler önünde olup biterken, medya bu katliamları örtbas ediyor. Kadınların ve çocukların bu dramı, dünya kamuoyundan tamamen gizleniyor” diyerek, Türkiye’nin de bölgedeki demografik yapıyı değiştirmeye çalıştığını, Kuzey ve Doğu Suriye’de işgal ettiği bölgelerde dil ve para birimini dayatarak, bu bölgeleri kendi topraklarına katmaya çalıştığını vurguladı.

Sessizliğe tepki

Çatışmaların ve savaşların bir sonucu olarak, kadınların ve çocukların öldürülüp yerlerinden edilerek, açlık ve sefalet içinde yaşam mücadelesi verdiklerini söyleyen Rukiye Muhammed, "Kadınların yaşadığı bu trajik durum, dünya kamuoyunda çok az ses buluyor. Kadınlar, sessiz bir şekilde bu zorluklarla mücadele ediyor ve bunun bedelini hem fiziksel hem de psikolojik olarak ödüyor” diye vurguladı.

‘Kadınların barış süreçlerine katkıları var’

Rukiye Muhammed, kadınların mücadeleye katılması gerektiğini ifade ederek, "Erkeklerin çözebileceği bir durum değil bu, çünkü çözüm hep yarım kalır. Kadınlar bu sürece dâhil olduğunda çözüm kalıcı olur" diyerek, kadınların bilinçli ve kültürel katkılarının, barış sürecinde önemli bir yer tutacağını ifade etti.

"Kadınların gücü, sadece bölgemizde değil, tüm dünyadaki kadınlar için bir örnek olacaktır diye sözlerine ekleyen Rukiye Muhammed, "Kadınların verdiği mücadeleler tarihsel bir miras bırakmıştır, bu yüzden geriye adım atmak yok. Aksine, devrim yolunda daha fazla adım atmalıyız. Erkek egemenliğinin duvarlarını yıkmalı, bölgeye barış ve güvenlik getirmeliyiz. 21’inci yüzyılı, kadın özgürlüğü ve 'jin jiyan azadî' şiarının yükseldiği bir çağ haline getirmeliyiz" diyerek sözlerini tamamladı.