Libya'nın ‘Yeşil Dağ’ı tehdit altında
Bingazi’de yaz mevsimiyle birlikte, Yeşil Dağ ormanlarında yangın manzaraları yeniden ortaya çıkıyor. Canlılarla dolu bu yeşil alanlar, nadir bitki ve hayvan çeşitliliğini tehdit ediyor.

İBTİSAM AXFİR
Bingazi- Libya’nın kuzeydoğusunda yer alan Cebel el-Ahdar’da (Yeşil Dağ) orman yangınları artık gelip geçici mevsimsel yangınlar değil, biyolojik çeşitlilik için tekrarlanan bir tehdide dönüştü. Ekolojinin korunması için yangınlar herkesin sorumluluk alması gereken bir durum haline geldi.
Çevre aktivisti Samira Shaghlan, Yeşil Dağ'ın Libya'nın akciğeri olduğunu söylerken “Aslında rolü yalnızca Libya ile sınırlı değil. Aksine, tüm Akdeniz havzası için stratejik ve çevresel öneme sahip. Muazzam biyoçeşitliliğinin yanı sıra önemli bir oksijen kaynağı ve özellikle karbondioksit olmak üzere toksik gazların emilimine katkıda bulunarak, çevresel ve iklimsel dengenin korunmasında etkili bir unsur haline geliyor" diyor.
Samira Shaghlan, genişliği ve çevresel zenginliğiyle ormanın varlığının bölge için büyük bir nimet olduğunu ifade ederek ancak hak ettiği korumanın sağlanamadığını söylüyor.
İklim değişikliği yangınları tetikliyor
Tekrarlayan yangınların yeni olmadığını belirten Samira Shaghlan, "Yangınlar eskiden beri var ve sadece Yeşil Dağ'la sınırlı değil, dünyanın dört bir yanındaki çeşitli ormanlarda da görülüyor. Bazen bu yangınlar, insanların dokunmadığı bölgelerde de çıkıyor. Kuraklık, sıcaklık ve kuru dallar arasındaki sürtünme gibi doğal sebeplerden kaynaklandığını gösteriyor" şeklinde konuşuyor.
Son yıllarda yaşananların normalin çok üzerinde olduğunu açıklayan Samira Shaghlan, "Yükselen sıcaklıklar, yangınların çıkmasını kolaylaştırıyor. İklim değişikliği tüm dünyada yangın sıklığında gözle görülür bir artışa neden oldu" şeklinde konuşuyor.
Kasıtlı yangınlar çıkarılıyor
Ayrıca, kasıtlı ateşleme gibi doğrudan nedenlere de işaret eden Samira Shaghlan, "Geçmişte çobanlar ekolojik dengenin, otlatma zamanlarının belirlenmesinin ve bitkilerin yenilenmesine izin verilmesinin önemini anlıyorlardı. Ancak günümüzde, düzensiz uygulamalar bitki örtüsünün tükenmesine ve yanıcı bir ortamın oluşmasına yol açıyor” diye ifade ediyor.
Yangın bölgeleri için izleme ve tahmin mekanizmaları oluşturulmasını isteyen Samira Shaghlan, resmi kurumların çalışmalarında modernizasyon ve geliştirmenin önemini vurguluyor.
Doğa savunmasız
Samira Shaghlan, Yeşil Dağ'daki biyoçeşitliliğe yönelik yangınların oluşturduğu tehdit konusunda uyarırken konuşmasına şu sözlerle devam ediyor:
"Yeşil Dağ, hem bitkiler hem de hayvanlar açısından Libya'nın biyoçeşitliliğinin yaklaşık yüzde 80'ini barındırıyor ve bu da onu nadir bir doğal hazine haline getiriyor. Ancak bu hazine, tekrarlanan yangınlar nedeniyle aşınıyor. Kuru ve zayıf bitkiler tutuşmaya daha yatkındır ve yangınlar büyük ağaçlara ulaşıp onları tamamen yok edebilir. Hayvanlara gelince, kaplumbağalar gibi hızla kaçamayan yavaş hareket eden türler, ölüm tehdidine karşı en savunmasız olanlardır. Son zamanlarda yangınların onları nasıl yok ettiğini gördük."
‘Çözümler toplum farkındalığıyla başlar’
Samira Shaghlan, çevreyi koruma konusunda çevre bilincini yaymanın temel taş olduğuna inanıyor ve "Yerel halktan başlamalıyız. Dijital medyayı, okulları, camileri ve diğer platformları kullanmak büyük bir fark yaratabilir. Vatandaşlar doğaya saygılı davranmayı bildiklerinde, afet olasılığı azalır" diyor. Samira Shaghlan, ayrıca çevre yasalarının sıkı bir şekilde uygulanması çağrısında bulunuyor.