İklim değişikliği bal üretimini etkiledi: Kadınlar yeni yöntemlerle direniyor
Kasserine, arıcılıkla tanınan bir kent, ancak son yıllarda yaşanan iklim değişikliği bu alanı olumsuz etkiledi. Kentteki bir grup arıcı kadın, kirlilikten ve sert iklim değişikliklerinden korumak için arı kovanlarını uzak bölgelere taşımak zorunda kaldı.

İHLAS HAMRUNİ
Tunus- Arıcılık, Tunus'un çeşitli bölgelerindeki kadınların büyük ilgisini çeken geleneksel mesleklerden biridir. Arıcılık, aynı zamanda Tunuslu kadınlar için geçimlerini güvence altına alan önemli bir geçim kaynağıdır. Tunus’un Kasserine kenti arıcılığın yapıldığı ünlü bir kent, ancak son yıllarda yaşanan iklim değişikliği bu sektörü oldukça etkiledi. Arıcılık sektöründe çalışanlar mevsim dışında şiddetli yağışların yanı sıra yangınlar, kuraklık ve aşırı soğuk havalar nedeniyle birçok zorluklarla karşı karşıya kalıyor.
‘Koşullar üretimi istikrarsız hale getirdi’
Konuyla ilgili ajansımıza konuşan arıcılık uzmanı Dorsaf Balili, "Yaklaşık 3-4 yıl önce havalar güzeldi, iklim uygundu, doğal meralar mevcuttu, bu da arıların kolaylıkla yetişmesine yardımcı oluyordu. Ancak artık iklim değişti” diyerek, geçmiş yıllarda üretimin bol olduğunu, haziran ayı gibi bazı dönemler dışında arılar için ek gıda alımına ihtiyaç duyulmadığını ve bunun sadece basit besin takviyeleriyle sınırlı olduğunu kaydetti. Dorsaf Balili, iklim değişiklikleri nedeniyle bugün durumun değiştiğini ve mevsim dışı yoğun yağışlar ve bazen uzun kuraklık dönemleri ve sık yangınlar ile havanın istikrarsız hale geldiğini dile getirdi. Bu faktörlerin geniş otlak alanlarının kaybına yol açtığını belirten Dorsaf Balili, bunun da arılar için besin kaynağını olumsuz etkilediğini ve çok sayıda arının ölümüne neden olduğunu açıkladı.
‘Pestisit kullanımı sorunu kötüleştirdi’
İklim değişikliğinin ana nedenleri arasında yakıt ve kirli enerji kullanımının olduğunu kaydeden Dorsaf Balili, “Atık ve organik atıkların geri dönüştürülememesi ve tarlalarda aşırı pestisit kullanımı, sorunu daha da kötüleştirdi. Bu durum arıların besin için güvendiği bitki ve çiçeklerin ortadan kalkmasına yol açtı” ifadelerinde bulundu. Arıcılık projesine başladığında 21 arı evine sahip olduğunu söyleyen Dorsaf Balili, o dönem üretimin bol olduğunu, bunun kendisine iyi bir gelir getirdiğini ve bu sayede projeye başlamak için aldığı krediyi geri ödeyebildiğini anlattı. Tüm bu zorluklara rağmen bugün sadece 4 arı evinin kaldığına dikkat çeken Dorsaf Balili, faaliyetinin büyük ölçüde etkilendiğini ve projenin artık eskisi kadar karlı olmadığına vurgu yaptı.
‘Arı kovanlarını uzak bölgelere taşıdık’
Arıcıların karşılaştığı zorluklar göz önüne alındığında, çevrenin korunması ve ciddi mera kaybına neden olan yangınların azaltılmasının önemi konusunda vatandaşların eğitilmesi gerektiğini dile getiren Dorsaf Balili, arıların sağlığını korumak ve üretimin sürekliliğini sağlamak için arıcılık alanlarına yakın alanlarda pestisit kullanımının yasaklanmasını da önerdi. Kendisinin ve bir grup arıcının, arı kovanlarını kirlilikten ve sert iklim değişikliklerinden uzak bölgelere taşımak zorunda kaldıklarını ifade eden Dorsaf Balili, burada maliyetleri azaltmak için ortak arazi kiraladıklarını, bunun da kalan kovanları korumalarına ve küçük ama sürdürülebilir üretim elde etmelerine yardımcı olduğunu belirtti.
‘Al-Jubah’ adlı özel bir evde arılar yetiştiriliyor
Arıcılık uzmanı Raqia Qarmazi ise, arıcılık mesleğine 2006 yılında başladığını belirterek, bu alanda 26 yıllık tecrübeye sahip olduğunu söyledi. Geçmiş yıllarda arıların uygun bir ortamda yaşadığını, iklim koşulları ve doğal meraların onlara iyi besin sağladığını anlatan Raqia Qarmazi, “Koşullar artık değişti ve bundan kaynaklı alçı ve kül karışımından oluşan ‘Al-Jubah’ adı verilen özel bir evde arıları yetiştirmeye başladım. Bu muhafaza, arıları kışın şiddetli yağışlardan ve aşırı soğuklardan korumak, onlara sıcak ve güvenli bir ortam sağlamak için kullanılır. Ayrıca Tarım Bakanlığı, arıları tedavi eden ve daha uzun yaşamalarına yardımcı olan bir ilaç bizlere sağladı. İlaçla özellikle arı kanatlarının kırılması sorununu tedavi ediyor. İlacı barınağın içine koyuyoruz ve kokusu yayıldığı için etkilenen arıların tedavisine katkı sağlıyor” şeklinde konuştu.
İklim değişikliği bal üretimini etkiledi
İklim değişikliklerinin Kasserine eyaletinde arıcılığı büyük ölçüde etkilediğini belirten Raqia Qarmazi, sözlerine şöyle devam etti:
“Hava sürekli soğudu, buna kışın da yoğun yağışlar ve kar eşlik ediyor. Şiddetli yağışlar arı kanatlarının kırılmasına neden olurken, aşırı soğuk uçmalarını engellediği için bu sert iklim, arıcılar için büyük bir zorluk oluşturuyor. Sonuç olarak arılar bu zor zamanlarda sıcak evlerinde kalmayı tercih ediyor. İklim değişiklikleri çevre ormanlardaki bitki örtüsünü de etkiledi. Yangınlar arıların besin için kullandığı biberiye ve kekik gibi bitkilerin yok olmasına yol açtı. Bu durum bölgedeki bal üretimini olumsuz etkiledi. Bölgedeki arıcılar hazır gıdaya güvenmiyor. Arılarını dağlarda doğal olarak otlatmak istiyorlar. Ancak sık sık yaşanan yangınlar ve kuraklık nedeniyle arılar doğal besinlerden yararlanamıyor. Bu duruma karşı ruhsatlı, ancak maliyeti yüksek olan arı yemini Tarım Bakanlığı'ndan satın almak zorunlu hale geldi. Her bir arı bir kilogram yiyeceğe ihtiyacı varsa ve 40 arı varsa bu yiyeceğin maliyeti çok yüksek oluyor. Bundan kaynaklı arıcılık faaliyeti olumsuz etkilendi.”
‘Arılar yiyecek aramak için uzak bölgelere gidiyor’
Arıları özellikle kış aylarındaki sert iklim değişikliklerinden korumak için "avlanmanın" zorunlu hale geldiğini kaydeden Raqia Qarmazi, “Mart ayı başında arılar besin aramaya başlıyor, ancak mera eksikliği nedeniyle arılar yiyecek aramak için uzak bölgelere gidiyor. Bu da sürekli bir uçuşu gerektiriyor ve bundan kaynaklı arıların kanatlarını tedavi eden ilaçlara dikkat etme ihtiyacını artırıyor. Yaz mevsimlerinde hava şartları arılar için daha elverişli, ancak aşırı sıcaklar nedeniyle meraların kuruması bitki örtüsü olumsuz etkiliyor. Arılar yaz aylarında besin kaynağı olarak karpuz, hint inciri gibi bazı meyvelere bağımlılar. Bal üretimi ise genellikle çiçek mevsiminden ve önceki aylarda kalan meralardan arıların faydalandığı Ağustos ayında zirve yapıyor” dedi.