Zirganlılar yaşamlarını saldırılara karşı direnişle örüyor

Türk devletinin saldırıları altındaki Kuzey ve Rojava Kürdistan sınırındaki Zirgan kenti Girê Mîr Köyü’nde yaşayan Şaha Al-Elî, yaptıkları ekmekleri kurutarak sakladıklarını ve olası savaş süreçlerine her zaman hazırlıklı yaşadıklarını anlattı.

SORGUL ŞÊXO

Zirgan- Kuzey ve Doğu Suriye’nin Cizre Kantonu’nda bulunan Zirgan kenti Rojava ve Kuzey Kürdistan sınırında küçük bir kent. Halkların bir arada yaşadığı kent, Türk devletinin saldırıları altında. Halk saldırılara rağmen topraklarını savunmaya, sistemlerini korumaya devam ediyor. Yaşamanın direnişe dönüştüğü kentte kadınlarda olası saldırılara karşı her zaman örgütlülüklerini koruyarak, tedbirler alıyor.

Zirgan kentine bağlı Girê Mîr Köyü’nde yaşayan Şaha Al-Elî, saldırıların karşı köy halkının aldığı tedbirleri anlattı.

Bombardımanların ortasında yaşam ve zaman birlikte akıyor

Bir taraftan ekmek yapmaya devam ederken, bir taraftan da saldırılar altında yaşamın zorluklarını anlatan Şaha Al-Elî, "Bölge yıllardır bombardıman ve tehdit altında, insanlar sürekli bir korku ve endişe içinde yaşıyor. Bu saldırılar karşısında saklanmak ya da göç etmek çözüm getirmez. Her şeye rağmen yaşam devam ediyor ve zaman geçiyor."

Devrimci Halk Savaşı’na hazırlık

Kadınların her türden saldırıya karşı önlem aldığını belirten Şaha Al-Elî, şöyle devam etti: "Temel ihtiyaçlarımız olan tahılları, un ve buğdaylarımızı depoladık. Fırınlarımızda sürekli çalışmıyoruz çünkü bombardımanların ve saldırıların etkisi var. Bu nedenle bombardımanların ve saldırıların durmasını beklemiyor, çalışmalarımıza devam ediyoruz. Fırında saç ve tandır ekmeği yapıyoruz. Böylece günlük yaşamsal tedbirlerimizi alıyoruz. Umuyorum ki saldırılara ve kuşatmalara maruz kalmayalım ama maruz kaldığımız takdirde de aç kalmamak için hazırlıklarımızı ve önlemlerimizi aldık. Fırında saç ve tandır ekmeği hazırlamak için yeterli miktarda çalılarımız bulunuyor. Bu sürecin de üstesinden birlikte geleceğiz. Yani olası bir kuşatmaya karşı hazırlıklarımız var. Her evde ihtiyaçları karşılayacak erzak mevcut; bu konuda herhangi bir eksiklik yoktur.”

‘Kürtler ve Araplar arasındaki tarihi ilişkiler korunmalı’

“Savaşların şöyle bir gerçekliği var: Zor günlerde birbirimize destek olmayı ve saldırılara karşı tedbir almayı öğretiyor. Bu temelde bizi koruyan ve savunan tüm güçlerimize başarılar diliyoruz” diyen Şaha Al-Elî, Kürtler ve Araplar arasındaki ilişkilere dikkat çekerek, bu tarihi kardeşlik bağlarının korunmasının önemini vurguladı ve şöyle devam etti: "Biz, Kürtler ve Araplar biriz, aramızda hiçbir fark veya ayrım yoktur. Yıllardır aynı bölgede birlikte yaşıyoruz. Ayrıca tarihsel olarak da aramızda herhangi bir düşmanlık yoktur; hepimiz bir aileyiz. Her şeye rağmen, bütün saldırılara, bombardımanlara ve göç ettirilmelere rağmen, ne olursa olsun köyümüzde ve evimizde huzuru ve güvenliğimizi koruyarak yaşıyoruz."

Ekmeğin Sert ve Kuru Olmasını Sağlıyoruz

Kadınlara alternatif oluşturma ve örgütlü hareket etme çağrısında bulunan Şaha Al-Elî, konuşmasını şöyle noktaladı: "Kadınlar olarak en zor günlere hazırlıklı olmalı, bu konuda daha tedbirli olmalı ve düşünceli yaklaşmalıyız. Kadınlar, ekmeği sertleştirerek kurutmalı ve zor günler için kullanmalıdır. Çünkü öyle günler olabilir ki, kuru ekmeği su ile yemek zorunda kalabiliriz. Bundan dolayı her zaman her şeye hazırlıklı olmalıyız."