Suriye’de Bedevîler savaş koşulları nedeniyle yerleşik hayata geçiyor

Suriyeli Bedevîler, savaş ve süren çatışmalar nedeniyle zorunlu olarak yerleşik yaşama geçiyor. Rakka kırsalında yaşayan Terfe El-Muharib, halkını ve yaşanan değişimi ajansımıza anlattı.

SİLVA EL-İBRAHİM

Rakka- Suriye’de savaş sadece şehirleri yıkmakla kalmadı; yüzyıllardır süregelen yaşam biçimlerini de derinden sarstı. Ülkenin kadim göçebe topluluklarından Bedevîler, zorunlu olarak yerleşik hayata geçmeye başladı. Göçebeliği bir yaşam felsefesi olarak benimsemiş bu topluluk için yerleşmek, sadece fiziksel değil, kültürel bir dönüşüm anlamına geliyor.

Bedevîler, özellikle Suriye’nin doğu, orta ve güney bölgelerinde yoğun olarak bulunuyor. Göçebe yaşam tarzı, onlar için yalnızca bir gelenek değil, aynı zamanda hayatta kalma biçimi anlamına geliyor. Aileler çadırlarda yaşarken, geçim kaynakları koyun ve deve yetiştiriciliğine dayanıyor. Sınır tanımayan bu yaşamda, nerede su ve ot varsa oraya topluca göç ediliyor. Bedevîler; cömertlikleri, misafirperverlikleri, cesaretleri ve geleneklerine bağlılıklarıyla tanınıyor.

Renkli kumaşlarla süslü çadırda bir kadın

Rakka kırsalında yaşayan 70 yaşındaki Terfe El-Muharib’in bronzlaşmış teni yılların güneşiyle yoğrulmuş. Alnındaki ve dudak altındaki dövmeler, geçmişte Bedevî kadınlar arasında güzellik göstergesiydi. Eski tarihlerde dövme yaptırmayan genç kızlarla alay ediliyordu. Ancak bu gelenek artık yalnızca yaşlı kadınlarda sürüyor. Hamalı Terfe El-Muharib, Rakka’ya bağlı Huzayma kasabasında yaşıyor. Renkli kumaşlarla süslü çadırında, kendi elleriyle ve kızlarıyla birlikte dokuduğu desenlerle hayatını sürdürüyor.

“Göçebe bir babanın çocuğu olarak doğdum” diyen Terfe El-Muharib konuşmasına “Amcamın oğluyla evlendim, o da bizim gibi göçebeydi. Gençliğimde çok güzeldim, geleneksel elbisemizi giyer, sabah akşam koyun sağar, su taşırdım” sözleri ile devam ediyor.

Farklı halklarla yaşam

Terfe El-Muharib, Suriye'nin güneyinden kuzeyine, batısından doğusuna birçok yeri gezmiş. Eskiden deve de güderlermiş ama şimdi sadece koyun yetiştiriyorlar. Bunun nedenini ekonomik zorluklar ve yem eksikliği olarak açıklıyor. Terfe El-Muharib “Eskiden maddi durumumuz çok daha iyiydi. Şimdi ekonomik olarak zorluk çekiyoruz” diyor. Göçebe hayatları sayesinde farklı halklar ve mezheplerle iç içe yaşadıklarını anlatan Terfe El-Muharib, ömrünü barış içinde geçirdiğini ifade ediyor.

Ailedeki herkes çalışıyor

Terfe El-Muharib ve ailesinin günü güneşin doğuşuyla başlıyor. Terfe El-Muharib “Sabahın erken saatlerinde koyunları sağarız, su veririz, ardından meraya götürürüz” sözleri ile nerdeyse bir gününü özetliyor. Terfe El-Muharib’in kızları ise günlük yevmiyeli tarım işlerinde çalışıyor. Kışlık yiyeceklerini de kendilerinin hazırladığını anlatan Terfe El-Muharib, “Koyun sütünden yoğurt, peynir yaparız. Komşu bahçelerden sebze alıp konserve, pekmez yaparız. Hazır gıda kullanmayız, evde yapılan her şey daha lezzetli ve sağlıklı” şeklinde konuşuyor.

Kadınlar çözüm buluyor

Terfe El-Muharib konuşmasında aşiret içi dayanışma ve geleneksel çözüm yollarına da vurgu yapıyor ve  “Sorunlar mahkemeye taşınmaz, aile içinde veya aşiretin büyüğü tarafından çözülür. Kadınlar, verdikleri akıllarla barışı sağlar” diyor. Ancak eğitime önem verilmemesi Terfe El-Muharib’i üzen konulardan biri. Terfe El-Muharib “Çoğu okumayı yazmayı bilmez. Sürekli göç etmek, sabit okul hayatını imkânsız kılıyor. Eğitime yeterince önem verilmiyor” diyerek bir yandan da bu konudaki üzüntüsünü ifade ediyor.

Zorunlu evlilikler

Terfe El-Muharib, geleneksel evlilik sisteminin de kadınları zorladığını anlatıyor. Çoğu evlilik "mübadele evliliği" şeklinde gerçekleşiyor. Yani bir erkek, ancak kız kardeşini evlendirecekse evlenebiliyor. Eğer kız kardeşi yoksa, evlenme şansı da olmuyor. Aynı durum kızlar için de geçerli. Evlilik olduğunda ise yaşa bakılmadan, küçük yaşta çocuklar evlendiriliyor. Terfe El-Muharib de bu gelenekle zorla evlendirilen kadınlardan biri olduğunu dile getiriyor.

Yerleşik hayat

Suriye’de yaşanan savaş ve kriz, Bedevîlerin yaşam tarzını derinden etkiledi. Terfe El-Muharib savaşın etkisini “Eskiden 700-1000 koyunumuz vardı, şimdi sadece 150 kadar kaldı. Bu sayı göç etmeye yetmediği için yerleşmek zorunda kaldık” şeklinde açıklıyor. Terfe El-Muharib savaş koşullarının göç etmeyi imkansız hale getirdiğini vurgulayarak yerleştikleri Huzayma kasabasında çadırlarının yanına küçük evler inşa etmeye başladıklarını açıklıyor. Bu evler, onlar için yerleşik yaşama geçişin ilk işareti sayılıyor.