Semîra Mihemed Elî: Kobanê kırmızı çizgimizdir, direnişimiz sürecek

Kobanê’nin İŞİD’den özgürleştirilmesinin 8’inci yıl dönümünde Türk devletinin yeni bir işgal planıyla karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Semîra Mihemed Elî, tüm saldırı planlarına karşı hazırlıklı olduklarını söyledi.

BERÇEM CÛDÎ

Kobanê - IŞİD çeteleri 15 Eylül 2014’te Kobanê’ye büyük  işgal saldırısını başlatırken  Türk devleti çetelerin başarması için her şeyi yapıyordu. 134 gün süren aralıksız direniş 26 Ocak 2014’de zafere ulaştı ve YPJ/YPG’li savaşçıları önemli bir başarıya imza attı. Vahşi yöntemleriyle korku salarak ilerleyen İŞİD çıkışı ardından ilk yenilgisini Kobanê’de yaşadı. Kobanê Direnişi’yle yaratılan ruh Kuzey ve Doğu Suriye’nin tamamına yayılırken birbiri ardına geliştirilen hamlelerle İŞİD’in Kuzey ve Doğu Suriye topraklarındaki işgali 23 Mart 2019’da tamamen sona erdirildi.

İŞİD’in Kuzey ve Doğu Suriye topraklarından sökülüp atılması ardından Türk devletinin başta Kobanê olmak üzere bölgeye işgal saldırıları ve tehditleri daha da yoğunlaştı. Mart 2018’de Efrin, Ekim 2019’da Serekaniye ve GrêSpî’yi işgal eden Türk devleti birkaç yıldır Kobanê üzerine işgal tehtidlerini yoğunlaştırdı.

Türk devleti özellikle de Kobanê’nin özgürleştirilmesinin 8’inci yıl dönümünde kente yönelik işgal tehditlerini artırmış durumda. Fırat Bölgesi Ekonomi ve Yerel Yönetim Kurulu Kadın Bürosu yöneticisi Semîra Mihemed Elî, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

‘Direniş ile planlar boşa çıkarıldı’

Kobanê’de elde edilen kazanımlardan bahsederek konuşmasına başlayan Semîra Mihemed Elî, Kobanê’ye yönelik saldırıların planlı saldırılar olduğuna dikkat çekti. Kürt bölgelerinin yok edilmek istendiğini söyleyen Semîra Mihemed Elî, “ 19 Temmuz Devrimi ardından Ocak 2014’de özerk yönetim ilan edildi.  Devrimin başlaması ardından Rojava topraklarına dönük başlayan saldırılar özerkliğin ilanıyla daha da arttı. Özerkliğin ilan edildiği 2014’de DAİŞ Kobane’ye saldırmaya başladı. Eylül 2014’de büyük Kobanê saldırısını başlattı.

Kobanê Kürt bölgesidir, siyasi ve toplumsal bir kimliğe sahiptir, Türk devletine sınır olan bir yerdir. Kobanê’ye yönelik saldırıların Türk devletinin planları doğrultusunda olduğu çok iyi biliniyor. Erdoğan DAİŞ eliyle Kürt bölgelerini işgal etmeye çalıştı, çalışıyor. Bu saldırılar karşısında direniş açığa çıktı ve DAİŞ yenildi. Uluslararası dengeler değişti. Planlar yerle bir oldu” diye konuştu. Semîra Mihemed Elî, Kobanê direnişi ile Kürtlerin çok büyük bir başarı elde ettiğini de vurguladı.

‘Saldırıların temelinde Soçi ve Astana anlaşmaları var’

Kobanê’nin siyasi önemini değerlendiren Semîra Mihemed Elî, bu konuda şunları söyledi: “Kobanê Kürt kimliğinin temsilcisidir. Bu yüzden sürekli Türk devletinin hedefinde. Özgürleştirildiği günden bu yana Kobanê ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi alanlarına yönelik saldırı ve tehditler bir an olsun durmadı. Bu saldırılarla bölgeyi yok etmek için yerel ve uluslararası anlaşmalar yapıldı. Demokratik Ulus Projesi temelinde oluşturulan Özerk Yönetimi tasfiye etmek istiyorlar, bunun için her türlü saldırı ve komployu geliştiriyorlar. Bu plan ve komplolar amacına ulaşamadı. Ancak Türk devleti hala durmuş değil ve her fırsatta amacına ulaşmaya çalışıyor. Kuşkusuz bu planlar Soçi ve Astana toplantılarına dayanıyor. Türkiye, Rusya ve İran arasında açık anlaşmalar var. Türk devletinin saldırı yöntemi son zamanlarda değişmiş durumda. Şuan yeni bir tehlikeyle karlı karşıyayız. Tüm saldırıların temelinde Soçi ve Astana sözleşmelerinin uygulanması yatıyor. AKP Türkiye’deki göçmenleri siyasi bir kart olarak kullanıyor. Türkiye ile Suriye arasındaki yakınlaşmada aynı temellere dayanmaktadır.”

‘Her duruma hazırız’

QSD tarafından yapılan açıklamada, Şubat ayında Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yeni bir işgal harekatı başlatma ihtimalinin yüksek olduğunun ifade edildiğine dikkat çeken Semîra Mihemed Elî, “Özellikle Kobanê kenti saldırı planlarında yer alıyor.  QSD’nin Şubat ayında Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’nin tamamı ile Kobanê’ye saldıracağı açıklaması önemlidir. Bu saldırı planı siyasi, diplomatik ve askeri olarak analiz edilmelidir. Kobanê’nin özgürleştirilmesinin 8’inci yıldönümü ve  aynı zamanda Türk devletinin seçimleri yakınlaşıyor. Böyle bir süreçte Türkiye ile Suriye rejimi arasında bir yakınlaşma oluyor. Bu açıklama özünde uluslararası topluma ve koalisyon güçlerine yönelik siyasi ve askeri bir uyarıdır. Bu süreç içerisinde siyasi, güvenlik, örgütlülük vb alanlarda tedbirlerimizi aldık. Yani her durum için kendimizi hazırladık” dedi.

‘Kobanê Kürtler ve dünya halkları için bir kimliktir’

Kobanê’nin Kürt halkının ve özgürlük isteyen dünya halklarının kırmızı çizgilerinden olduğuna vurgu yapan Semîra Mihemed Elî, son olarak şunları söyledi: “Kobanê’nin Kürt halkının kimliği olduğunu söylediğimizde, Kobanê’nin aynı zamanda özgürlük isteyen halklarında kimliği olduğunu söylüyoruz. Tüm tehlike ve uyarılara göre kendimizi örgütledik.

Kobanê halkı direnişçi bir halktır. Türk devletinin geliştireceği işgal harekatına karşı da büyük bir kararlılıkla direnecek.”