EBÎR MUHEMED

Qamişlo - Türkiye, Kürdistan’ın dört parçasında saldırılarını sürdürüyor. Türkiye 2018 yılında sınır hattını tehditlerden koruma açıklamasıyla Efrîn Bölgesi’ne hava harekatı başlatmış ancak Efrîn halkının 58 gün süren direnişi ile karşı karşıya kalmıştı. Direniş karşısında saldırılarını yoğunlaştıran Türkiye, ağır silahlar ve uçaklarla Efrîn’i işgal etti. İşgal sonrasında bölgede büyük bir göç yaşandı. Göç yollarına düşenlerden biri de Efrîn Bölgesi’nden olan  60 yaşındaki Elîf Şêx Qenber’di.

“Efrîn halkı kahramanca direndi”

Türkiye’nin Efrîn’e saldırılardan ve buna karşı direnişlerini anlatan Elîf Şêx Qenber, saldırılardan önce huzur ve refah içinde yaşadıklarını ancak saldırılardan sonra hayatlarının perişan olduğunu ifade etti.

“Evimiz Türkiye ve ona bağlı çetelerin hedefi olduğu için 6 aile birlikte yaşıyorduk. Savaşın son bulacağına dair umutlarımız hiç bitmedi. Savaş bittikten sonra şehrimize dönmek için Efrîn civarında kaldık. Her şeyimizi kaybettik. Birçok şehit verdik, evlerimiz yıkıldı, bölgemiz yağmalandı ve binlerce aile yerinden edildi. Gündüz ve gece Türk devlet uçakları Efrîn semalarında uçtu ve üzerimizde bir korku yaratmaya çalıştılar. Fakat Efrîn halkı Türk devletinin 58 gün boyunca süren saldırılarına karşı kahramanca bir direniş sergiledi.”

“Katliama tanıklık ettim”

Birçok katliama tanıklık ettiğini belirten Elîf Şêx Qenber, evinin bombalandığını ve zorla şehirden çıkarıldığını söyledi ve şöyle devam etti:

“Çok acı olaylara tanık olduk, Türk devleti çocuk, yaşlı, kadın ayırımı yapamadan binlerce sivili katletti. Ben de çaresiz kalarak, şehri terk etmek zorunda kaldım. Önce evimden çıkmayacağımı söyledim ama bize başka seçenek bırakmadılar. Qamişlo'ya ulaşana kadar çok zorluk çektik, şehrimizden zorla ayrılmak bizim için zor oldu."

“Savaşta her türlü ahlaksızlığı uyguluyorlar”

Türkiye’nin sadece sivilleri öldürmekle kalmadığını ayrıca doğayı ve topraklarını da talan ettiğini sözlerine ekleyen Elîf Şêx Qenber, “Düşman savaşta her türlü ahlaksızlığı uyguluyor. Doğa, hayvan ve ekim alanı fark etmeden her yeri talan ediyor. Özellikle Türk devleti işgal ettiği bölgelerde demografik değişikler yaratmak için kendi adına çete ailelerini topraklarımıza ve evlerimize yerleştiriyor ve buna kimse ses çıkarmıyor. Aynı zamanda tabiatı yakarak yok ediyor, zeytin ağaçlarını yağmalıyor ve bunun üzerinden ticaret yapıyor” şeklinde konuştu. 

“Korku politikası yayıyorlar ”

Türkiye’nin işgal edilen Efrîn Bölgesi’nde halkı gözaltına alarak, korku politikası yaymaya çalıştığını belirten Elîf Şêx Qenber, “Şimdiye kadar Efrîn’de kalan halk, refah ve huzur bulmuş değil, çünkü dünyanın gözü önünde Her gün Efrîn sakinleri ya gözaltına alınıyor ya da katlediliyor” dedi.

Kendilerine yönelik tehditlerin sona ermediğini ve Türkiye’nin diğer şehirleri de işgal etme tehditlerini savurduğunu söyleyen Elîf Şêx Qenber, "Bugün başka bir şehirde yaşıyoruz ancak Türk devletinin tehditleri devam etmektedir. Diğer şehirlerimizi de işgal etmek istiyor, bizden ne istiyor, şimdi nereye gideceğiz, gidecek yerimiz yok" diye ifade etti.

Savaşçılardan ümitli olduklarını bu yüzden mutlaka kazanacaklarını ve Efrîn’i özgürleştireceklerini vurgulayan Elîf Şêx Qenber,"Bu insanlık dışı eylemlerden dolayı Türk devletini şiddetle kınıyoruz. Türk devleti yıllardır kirli politikalar yürüterek, şehirlerimize saldırıyor, insanlarımızı öldürüyor, kimyasal silahlar kullanıyor. Dünya buna karşı sesiz kalıyor.  Biz Suriye topraklarının bir parçasıyız ve burası hepimizin toprağı ama Şam hükümeti sanki biz bu topraklardan değilmişiz gibi konuşmuyor ve haklarımızı savunmuyor. Şimdi derdimizi kime anlatacağız? Rusya ve Amerika bizi desteklemiyor ve kendi çıkarlarına göre hareket ediyor.  Bunun için birbirimize sahip çıkmalı ve birbirimiz desteklemeliyiz. Önderimiz Abdullah Öcalan’dan ve Rojava savaşçılarımızdan ümitliyiz, kazanacağız ve şehirlerimizi düşmanın elinden kurtaracağız” ifadelerinde bulundu.

“Efrîn'e dönme umuduyla yaşıyorum”

Efrîn’in doğduğu ve büyüdüğü toprak olduğunu ve Efrîn’de yaşamak istediklerini söyleyen Elîf Şêx Qenber, sözlerini şöyle sonlandırdı: "Burası dedelerimizin ve ninelerimizin yeri ve doğduğumuzdan beri burada yaşıyoruz. Burası bizim toprağımız her zaman kalbimizde kalacak ve unutulmayacak. Efrîn çetelerden kurtulursa burada bir saat bile durmam, Efrîn'e kadar yürürüm. Ömrümün son demlerini bir gün Efrin’e dönme hayaliyle yaşıyorum.”