Tunus, 10’uncu İnsan Hakları Film Festivali'ne ev sahipliği yapıyor
10’uncu İnsan Hakları Film Festivali Tunus’ta düzenleniyor. "Hakların bölünmezliği" sloganıyla 33 ülkeden 55 filmin katılımıyla düzenlenen festivalde katılımcılar kadınların haklarını savunmanın ve hakları için mücadele etmenin önemini vurguladı.
Tunus - "Hakların bölünmez bütünlüğü" sloganıyla düzenlenen 10’uncu Uluslararası İnsan Hakları Film Festivali, dün Tunus’ta başladı. Festival programında 6 uzun metraj, 17 kısa film, 9 belgesel, 13 kısa belgesel ve 10 animasyon olmak üzere toplam 55 film yer alıyor.
Tunus Entegrasyon ve Eğitim Kültür Derneği ( ACTIFS ) tarafından düzenlenen oturumun açılışı yönetmen Saida Farsi'nin "Ruhunu Eline Al ve Yürü" adlı filminin gösterimiyle yapıldı.
Film, katledilen foto muhabiri Fatima Hassouna'nın etkileyici fotoğraflarıyla, onun hakikat ve adalet uğruna verdiği mücadele ve fedakarlığa sembolik bir saygı duruşu niteliğindeydi.
Uluslararası İnsan Hakları Film Festivali Direktörü Reem Ben Mansour, festival kapsamında yaptığı açıklamada, etkinliğin insan hakları açısından krizlerin yaşandığı bir süreçte, kırılgan bir kültürel ortamda, zor genel ve politik koşullar altında düzenlendiğini söyledi. Reem Ben Mansour, insan haklarının uluslararası sözleşmelerle güvence altına alındığına ve devletin bunları koruma görevi olduğuna vurgu yaparak, kadın haklarının da güvence altına alınması ve ihlal edilmemesi gereken temel haklardan biri olduğunu kaydetti.
20 film kadın haklarına dikkat çekiyor
Reem Bin Mansour, festivalin etkinliklerinin sona erse de etkinliklerin Cinsiyete Dayalı Şiddete Karşı 16 Günlük Aktivizm kampanyası çerçevesinde devam edeceğini açıkladı. Reem Bin Mansour, festival yönetiminin sinemanın değişim yaratma gücüne olan inancıyla, katılımcı eserler arasında yer alan yaklaşık 20 filmin kadın haklarıyla ilgili konuları ele alacağını da sözlerine ekledi.
‘Barış ve özgürlüğü temsil eden şarkılar’
Festivale katılan sanatçılardan Dorsaf Hamdani, "Bir Kadının Günlüğü" şarkısını seslendirdi. Sanatçı bu şarkıyı seçmesinin sebebinin, şarkının özgürlük, barış ve erkek köleliğinden kurtuluş mesajları taşıması olduğunu söyledi. Şarkının, kadınların haklarını ve bazen rollerini unutan veya belirli görevlere indirgeyen bir toplumda kendilerini gösterme mücadelelerini konu alan bir diziden olduğunu vurgulayan Dorsaf Hamdani, "Kadınların toplumdaki varlığının bir seçenek değil, bir zorunluluk olduğunu söylüyoruz" dedi.
Festival etkinliklerinde, insan haklarını, özellikle de kadın haklarını savunmanın sürekli bir mücadele olduğu, sanatın insan onuru ve adalet için bir ifade ve direniş köprüsü olduğu vurgulanıyor.