Günün Portresi: Mardin Mahmut kayıtlara ölü yazıldı, adına mezar kazıldı, kendisi gibi kayıp çocukları aradı

Halepçe’de 1984 yılında dünyaya gelen ve henüz çocukken elma kokusuyla gelen ölümü kendisi Halepçe Katliamı ile birlikte tatmasa bile tüm ailesini kaybederek bambaşka bir yaşama yelken açan Mardin Mahmut Fetah, Halepçe’nin bambaşka bir yüzü ve sembolü oldu. Halepçe katliamında tüm ailesini kaybettikten sonra İranlı bir aileye evlatlık verildiğini öğrendikten sonra yurduna dönen ve Halepçe’nin Kaybolan Çocuklarını Bulma Derneği’nin kuruculuğunu yapan Mardin Mahmut Fetah’ın öyküsü Halepçeli çocukların öyküsünün özetini barındırıyor. 4 Ağustos gecesi kanser hastalığı nedeniyle yaşamını yitiren Mardin Mahmut Fetah ile 16 Mart 2021 tarihli röportajımızı okurlarımızla yeniden paylaşıyoruz.

MİHREBAN SELAM KAKAYÎ

Halepçe - Elma kokusuyla gelen ölümün üstünü örttüğü, baharın, yaşamın öldürüldüğü kent olarak bilinir Halepçe… O kentten hala acının feryadı yükseliyor. Bir ömür kendisini yasın rengi karaya mahkûm eden kadınların ağıtları yükseliyor. Aradan 33 yıl geçti ama Halepçe iyileşmiyor, kabuk bağlamıyor Halepçe’nin bedeninde açılan yaralar. Kentin tam ortasında yatıyor Halepçe’nin kurbanları. Binlerce tekli mezar ve hala açılamayan toplu mezarlar... Bir mezarın her gün daha da çoğalarak artan özlemi ve yitirmenin acısını ne kadar teselli edebildiğini belki de en çok “çocuğumun hiç olmazsa bir mezarı olsun” diyen ve bunun için mücadele eden anneler, aileler bilir. 

Resmi kayıtlara ölü diye yazıldı

Halepçe’nin kaybolan çocuklarını, kızlarını duydunuz mu? İşte Mardin de onlardan biri. Yıllarca izine rastlanmadığı için adına bir mezar yapıldı ve Mardin yaşarken o mezara gömüldü ve resmi kayıtlara da ölü olarak geçti. Adını coğrafyasının bir başka parçası olan Mardin’den alıyor Halepçeli Mardin. 16 Mart 1988 yılında Irak Baas rejimi Halepçe’yi kimyasal silahlarla vurduğunda Mardin’in ailesi bir bodrum katına sığınır ve sağ kurtulmayı umut eder. Hayatta kalırlar ama dağılmış ve Halepçe katliamının yol açtığı yaralarla, yitirdiklerinin, kaybettiklerinin acısıyla... Kaybettiklerinden biri de Mardin’dir. Mardin Halepçe’ye yardım etmek için İran’dan gelen askeri kurtarma ekipleri tarafından bulunur ve İran’a götürülür. 

12 yıl boyunca yaşadığı evi ailesi bildi

Mardin bir hastanede üç ay tedavi edilir. Daha sonra bir ailenin yanına İranlı yetkililerce evlatlık olarak verilir. Mardin 12 yıl boyunca onları gerçek ailesi olarak bilir ve öyle yaşar. Ta ki bir gün sokakta oynarken bir arkadaşının ona “Sen Halepçelisin, bunlar senin gerçek ailen değil” dediği ana kadar. Mardin’de şüphelere yol açsa da bu, inanmak istemez ve kendisine söylenenin çocukça bir şaka olduğunu düşünür. Ancak gerçek Mardin’i bu sefer yıllarca annesi bildiği kadının yakın bir arkadaşıyla yaptığı sohbette bulur ve Mardin gerçeği kendisini büyüten ve ona yıllarca annelik yapan kadının dilinden öğrenir. Ve Mardin’in peşini o andan sonra “Ben kimim?” sorusu bırakmaz. 

Ve Mardin Mahmut Fetah’ın yolculuğu başlar…

“Adım Mardin Mahmut Fetah. Halepçe’nin kaybolan çocuklarından biriyim. 16 Mart 1988’de Halepçe’ye kimyasal saldırısı gerçekleştirildiğinde ailem ile birlikte bir bodrum katındaymışım. İranlı askerler Halepçe saldırısından sağ kurtulanlara yardım etmek ve onları tedavi etmek için kente geldiklerinde beni de sağ olarak bulurlar ve kendileriyle birlikte İran’a götürürler. Bir hastanede üç ay boyunca tedavi edildikten sonra beni İranlı bir ailenin yanına evlatlık olarak verirler. 12 yıl boyunca o ailenin yanında kaldım. Bir gün sokakta oynarken benim bir arkadaşım bana ‘Sen bu ailenin çocuğu değilsin, Halepçelisin’ dedi. Son olarak da İranlı annemin birgün bir arkadaşı geldi, sohbetlerine tanık oldum ve benim Halepçeli bir çocuk olduğumu söylediklerini duydum. Ondan sonra bana gerçeği itiraf ettiler. Yıllarca babam olarak bildiğim insan hasta düştü ve ölmeden önce de benim gidip gerçek ailemi bulmam onun da bana vasiyetiydi” diyerek, İran’dan Halepçe’ye olan yolculuğunu ve kendini tanıma, bulma arayışına yer verir. 

Gerçek ailesini bulmak için kayıp ilanı verdi

Mardin kendisi için zorlu bir yolculuk ve arayış olacağının farkında olsa bile tüm cesaretini ve kim olduğunu bulmanın umuduyla yola koyulur. 1998 yılında İran’dan Irak’a geçer. Kayıp ilanı verir ve geride kalmışsa ailesinden birileri gelip onu bulmasını bekler. Mardin yolculuğunu ve o anlara dair hafızasında kalanları şu sözlerle anlatmaya devam ediyor: “Gerçek ailemi bulma yolculuğum kolay olmadı tabii. Nihayetinde Irak’a geçtim ve Halepçe’ye geldim. Medya da o zaman çok yaygın değildi, iletişim olanakları çok yoktu. Mevcut imkanları kullanarak medya yoluyla Halepçe’nin kayıp kızlarından olduğumun ilanını verdim. Geride kalan akrabalarımı buldum ve hala Halepçe’de yaşıyorum.” 

Kendi mezarının başında hikayesini anlattı

Mardin hikayesini, kendisine de ait bir mezarın bulunduğu ve üzerinde adının yazıldığı Halepçe Şehitliği’nde anlattı bize. Kendi mezarının başına oturarak, “Burada yatan benim, ama gerçekte yaşıyorum” diyerek, adına neden bir mezar yapıldığı gerçeğini de şöyle anlatıyor Mardin: “Şu yanına oturduğum mezar da benim mezarım. Irak hükümeti Halepçe katliamında kaybolan ve izine rastlanmayanlar için bir yasa çıkararak hepsini ölü ilan etti ve Halepçe mezarlığında temsili mezarlar yapıldı onlar için. Ben de yaşayan ama aynı zamanda resmiyette ölü olarak geçen Halepçelilerdenim.”

Kaybolan çocukların bulunması için dernek kurdu

Mardin gerçek ailesini, akrabalarını bulduktan sonra hayata yeniden başlar. Kendisini yeniden tanımlamanın, gerçek adıyla, kimliğiyle bir kez daha doğmanın mutluluğu kadar iki farklı coğrafyada farklı kimliklerle hayata devam etmenin zorlukları da olur onun için. Ama o bunun üstesinden kayıp başka çocukları bulmaya ömrünü adayarak gelir ve ‘Kaybolan Çocukları Bulma Derneği’ni kurar. Yıllar önce babasını kaybeden Mardin şu an Halepçe’de annesi ile yaşıyor. Hala başkanlığını yaptığı dernek yoluyla kaybolan çocukların izini sürmeye devam eden Mardin, “Ülkeme döndükten sonra okudum ve kendim gibi kaybolan Halepçeli çocukların peşine düştüm. Daha sonra çoğaldık, bana omuz veren ve benimle birlikte çalışanlarla Halepçe’nin kaybolan çocuklarını arıyoruz. Derneğimizin ismini sadece ‘Halepçe’nin Kaybolan Çocuklarını Bulma Derneği’ yapmadık, çünkü farklı farklı sebeplerden dolayı kaybolan çocuklar var, Kürdistan bölgesi ve Irak genelinde. Benimle birlikte çalışanların tümü yakınları kaybolan insanlar.”