Günün Portresi: Hakikatin takipçisi Deniz Fırat

Deniz Fırat, IŞİD’in Mahmur’a yönelik saldırısı sırasında katledildi. Deniz Fırat’ın yaşamını yitirmesinin üzerinden 7 yıl geçti. Kız kardeşleri de onun gibi gazeteci olmayı seçti. Beritan Medusa ve Sarya Yıldıztan, Deniz Fırat’ı anlattılar ve onun yolundan gideceklerini söylediler.

Deniz Fırat, IŞİD’in Mahmur’a yönelik saldırısı sırasında katledildi. Deniz Fırat’ın yaşamını yitirmesinin üzerinden 7 yıl geçti. Kız kardeşleri de onun gibi gazeteci olmayı seçti.  Beritan Medusa ve Sarya Yıldıztan, Deniz Fırat’ı anlattılar ve onun yolundan gideceklerini söylediler.  

DILUCAN BOZÎ

Kobanê- Leyla Yıldıztan (Deniz Fırat) 1984 yılında Van’ın Çaldıran ilçesine bağlı Xece Hatun köyünde dünyaya geldi. Sınırda yaşayan ailesi sürekli baskılarla yüz yüze kaldı. 1990 yılında Doğu Kürdistan’ın Maku kentine göç ettiler. Burada Deniz’in büyük ablası Ayfer (Binevş Reşid) savaşçı olmaya karar verdi. Maku’da kalmaları tehlikeli bir hale dönüşünce Deniz’in ailesi bu sefer de Urmiye’ye buradan da Kürt savaşçıların olduğu Xakurkê dağına göç etti.

1991 yılında Türkiye’nin sınır ötesi başlatmış olduğu askeri operasyonun Güney Kürdistan’ın Xakurke bölgesine yönelik gerçekleştiği sırada Deniz, ailesi ile birlikte 15 gün Xakurkê’de çatışmaların ortasında kaldı. 15 günün ardından Deniz, annesi ve kardeşleriyle birlikte Diyana kentinin Sideka köyüne gitti. “Şerê birakujî (kardeş savaşı)” yaşandığında Deniz, 15 Ağustos 1992’de küçük kardeşi Şükran Yıldıztan (Sarya Reşo) ile birlikte Güney Kürdistan’dan özgürlük mücadelesine katılma kararı aldı. Sarya ablası Deniz’den önce ancak aynı gün 8 Ağustos 1999’da yaşamını yitirdi.

Birçok yerde basın çalışması yürüttü

Uzun yıllar Kürt kadın mücadelesi ve Kürt halkı için mücadele eden Deniz, basın çalışmalarının gelişmesiyle birlikte 2007’de kadın basın çalışmalarına geçti. Kendisini kısa sürede geliştiren ve arkadaşlarına yön veren Deniz, Tanrıça Zilan dergisinde uzun bir süre yer aldı ve Denge Welat radyosunda güncel kadın programı yaptı. Deniz, yazım ve görsel çalışmalarda da yer aldı. 2013 yılında gazetecilerin konferansında koordinatör olarak seçilen Deniz, Mahmur Şehit Rustem Cudi kampında gazeteciliğe devam etti. Haftalık Rojeva Welat gazetesini basan Deniz, Stêrk TV’ye özel program yaptı. Tanrıça Zilan dergisine yazmaya devam etti.  Aynı zamanda JİNHA’ya muhabirlik yapan ve Rojnews ile ANF’ye ihtiyaca göre haber gönderen Deniz, savaş sırasında Med Nûçe, Stêrk, Ronahi, Çıra, Newroz, İMC TV ve Dengê Welat radyosuna  güncel gelişmeleri aktardı.

Kardeşleri kamerasını omuzladı

8 Ağustos 2014’te İŞİD ile savaşçılar arasında çıkan çatışmada ağır yaranan Deniz, kaldırıldığı Hewler Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Kitlesel bir şekilde birçok yerde kendisi için cenaze töreni düzenlenirken, Deniz’in naaşı Van’ın Xece Xatun köyünde defin edildi. Deniz’in kardeşleri Berivan Yıldıztan ve Beritan Medusa onun yolunun takipçisi. İkisi de şuan gazetecilik mesleğini sürdürüyor. Berivan Yıldıztan, Tanrıça Zilan dergisi Dengê Welat radyosunda da kadın programı yapıyor.

“Onlarca insan öldürüldü…”

IŞİD 3 Ağustos 2014’te Şengal’e saldırdığında “Dönemimizde din öldürme nedeni oluyor” başlığıyla yazdığı yazıda şunlara yer vermişti:

“Şengal katliamında onlarca insan öldürüldü. Acaba bu insanlar ne yapmıştı da bu şekilde cezalandırıldılar. Ya da kaç aylık bebekler, anneler, genç kızlar neden cezalandırıldı. Çekilen fotoğraflar sadece bu vahşetin şahidiydi. Şengal felaketinden kurtulan birinin dediği gibi ‘Ancak felaketin fotoğrafını çekebilirler.’ Bu ülkenin çocukları neden cezalandırılıyor. Êzidî oldukları için mi? Bir tek neden bu. Sadece bunu neden olarak gösterirsek büyük bir yanılgının içine düşeriz. Doğru din kirşi emeller için kullanılıyor ama Şengal katliamının tek nedeni bu değil.”

Deniz’in yolundan gittiler

Deniz’in gazeteci kardeşleri Jin Tv’nin Qamişlo muhabiri Beritan Medusa ve Sarya Yıldıztan, Deniz’in ölüm yıldönümünde ajansımıza konuştu.

Beritan, Deniz’in ardından büyük bir miras bıraktığını söylerken onun 34 yaşında olmasına karşın çocuksu tertemiz bir yapısının olduğunu ifade etti. Deniz’in savaş sırasında bile kamerasını eline alarak görüntü çektiğini ve gerçekleri kamuoyuna duyurmaya çalıştığını belirten Beritan, Deniz’in ölümünden sonra basına geçme gibi bir hayalinin olmadığını ancak ablası için onun bıraktığı yerden devam ettiğini anlattı.

‘Mücadelesini sonuna kadar sürdüreceğiz’

Bugün Deniz’in hayalini gerçekleştirmek için onun yolundan gittiklerini dile getiren Beritan, “Deniz saldırılara rağmen çalışmalarını sürdürdü. Amacı DAİŞ’in vahşetini kamuoyuna duyurmaya çalışmaktı” dedi. Deniz’in çocukluğundan beri mücadele içinde olduğunu aktaran Beritan, “Her ne kadar bizim için yaşam zor geçse de Deniz gibi bir ablamız olduğu için şanslıydık. Deniz ailedeki çocukları da etkiledi. İnsanın yaşamda bir amacı olmazsa bir anlamı da olmaz. Bu nedenle Deniz mücadele yolunu seçmişti. Bize bıraktığı mirası sonuna kadar sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.

Deniz ile yeni bir başlangıç

Deniz’in ona Kürt alfabesini öğrettiğini söyleyen Sarya, da “Deniz ile yazmayı öğrendim. Okuma yazmayı sevmiyordum ama Deniz ile birlikte okuma yazmayı da sevdim. Deniz benim defterime ‘Sonun olduğu yerde başlangıç vardır’ diye yazmıştı. Bunu asla unutamam. Bu yazının ardından Deniz ile bir başlangıç yaptım ve bugüne kadar da yazmayı sürdürüyorum” dedi. Sarya, Deniz’in her zaman insanın bir arayış içinde olması gerektiğini söylediğini belirtti.

“Deniz’i her zaman yazacağım”

Deniz’in yoğun olduğu bir süreçte ziyaret ettiğini ve o yoğunluğa rağmen Deniz’in kitap okumaktan vazgeçmediğini dile getiren Sarya, “Bana ‘kitap okumak için zaman ayırmalısın’ diyordu. Onun bu sözlerini pratik olarak gerçekleştirdim. Deniz sadece bir abla değil aynı zamanda bir arkadaştı. Her anlamıyla bana yardımcı oluyordu. Yazıyorum. Deniz’i de yazıyorum. Gerek bir şiirde gerek bir anı da olsun o her zaman duygularımın içinde yer alıyor. Her zaman onun kınalı saçlarından bahsedeceğim” diye ifade etti.