Ölü Kadınlar Memleketi
“Eğer ki bir erkek ‘seni öldürürüm’ diyorsa, kadın ona inansın.” kadın katliamlarının ardındaki kastik katil zihniyeti en çıplak hâliyle ortaya koyan bu söz, tüm kadınlara bir uyarı niteliğinde.

Haber Merkezi- Burçe Bahadır’ın ‘Ölü Kadınlar Memleketi’ adlı kitabı, Türkiye’de ve belki de her ülke parçasında kadın olmaya atfedilmiş çıplak ve acı gerçeğini yüzümüze vuran bir tanıklıklar kitabı.
Yazar, birlikte yaşadığı erkeği öldürmekten hüküm giymiş iki kadınla, eşlerini öldürmüş üç erkekle, öldürülen kadınların yakınlarıyla konuşuyor; bu diyaloglar, yalnızca bireysel trajedilerin değil, toplumsal sorunların panoramasını çiziyor.
Kitap, kadın katliamlarının "bireysel öfke patlamaları" ya da "aile içi meseleler" olarak değil, politik bir şiddet biçimi olarak okunması gerektiğini güçlü biçimde vurguluyor. Çünkü her katledilen kadının ardında, erkek egemen sistemin sessiz onayı; susturulan, görmezden gelinen, “hak etmişti” denen bir toplumsal zihniyeti var ediyor. Devlet ve tüm organları toplumu kadın kırımının basamaklarına çıkartıyor.
Her sayfası bir uyarı, her sesi bir çığlık
Burçe Bahadır, okuru bu ülkenin “ölü kadınlar memleketinde” gezdirirken; her hikâyede yeniden hatırlatıyor: Kadınların kanı, sadece bireysel değil, devletin, toplumun, yargının, medyanın ve sessizliğimizin ortak suçudur.
Bugün kadınlar, dünyanın her yerinde, özellikle savaşların kucağında “yaşamak” denen en temel hak için mücadele ediyorlar. Sokakta yürüyebilmek, sevebilmek, yaşamak, ölmemek artık politik bir direniş biçimine dönüştü. Ölü Kadınlar Memleketi, bu direnişin arka planını; ataerkil zihniyetin, adım adım, gün be gün, kadına yönelik şiddetin normalleştiği, meşrulaştığı, hatta teşvik edildiği bir toplumun inşa edildiğini gözler önüne seriyor.
Kitabın bir kesintinde; "Son sözün ne olur?" diyorum. Havva gözlerini gözlerime dikiyor. Ama şimdi ne çenesini kaldırmış öfkeyle, ne de sinirden elleri titriyor; öyle bırakmış kendini, öyle acılı, öyle yalnız ve çaresiz: "Eğer ki bir erkek seni öldürürüm diyorsa, kadın ona inansın" diyor.