Uluslararası Af Örgütü: İdam cezası yüzde 32 arttı

Uluslararası Af Örgütü, “İdam Cezası ve infazlar 2024” başlıklı raporunda, 2024 yılında dünyada idam edilen kişi sayısının bir önceki yıla kıyasla yüzde 32 arttığını duyurdu.

Haber Merkezi- Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International), “İdam Cezası ve İnfazlar 2024” başlıklı bir raporunun sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. Raporda 2024 yılında dünyada idam edilen kişi sayısının bir önceki yıla kıyasla yüzde 32 arttığı ortaya kondu.

Raporda 2024 yılında bin 518 idam cezasının infaz edildiği belirtilerek bu rakamın 2023’te kaydedilen bin 153 infaza göre önemli bir yükseliş anlamına geldiği belirtildi. Rapora göre uyuşturucuyla bağlantılı suçlar nedeniyle idam edilen kişilerin toplamı 637 ve bunun tüm infazların yüzde 42’sine denk geliyor. Uluslararası Af Örgütü, raporunda uygulamanın insan hakları ilkelerine ters düştüğünü, çünkü “kasıtlı adam öldürme” kriterini taşımayan suçlarda idam cezası kullanılmasının uluslararası insan hakları hukukuyla bağdaşmadığını vurguluyor.

İran, Irak ve Suudi Arabistan önde

Rapora göre, 2024’te infazlardaki artışın büyük bölümü İran, Irak ve Suudi Arabistan ülkelerindeki pratikten kaynaklı. 2023 yılında bu üç ülkede bin 41 infaz kaydedilirken, 2024’te sayı bin 380 oldu. Örgüt “küresel infazların yaklaşık yüzde 91’ini tek başına bu üç ülke oluşturuyor” yorumunda bulunarak ayrıca Çin, Kuzey Kore ve Vietnam’daki devlet sırları ve bilgi sınırlamaları nedeniyle, dünya genelinde tam bir veri derlemenin güç olduğunu ekliyor.

İstisnasız kaldırılmalı

İdam cezalarının infazı konusunda olumlu gelişmelerin de yaşandığına dikkat çeken örgüt Zambiya ve Zimbabve de yapılan yasal düzenlemelere işaret ediyor. Öte yandan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda onuncu kez oylanan idam cezalarının kullanımının durdurulmasına (moratoryum) yönelik kararda, “Tüm BM üyesi devletlerin üçte ikisinden fazlası lehte oy kullandı” hatırlatması yapılıyor.

Örgüt raporunda son olarak “tamamen ve istisnasız olarak ölüm cezasına karşı olduğu” yönündeki tutumunu yineleyerek, evrensel ölçekte ölüm cezasını kaldırmanın adalet sistemlerindeki temel reform sürecinin vazgeçilmez bir bileşeni olduğuna vurgu yapıyor.