Tunus’ta yürüyüş: Abir Musa serbest bırakılsın
Tunus İnsan Haklarını Savunma Birliği öncülüğünde düzenlenen yürüyüşte, artan özgürlük kısıtlamaları ve siyasi tutuklamalar protesto edildi.
Tunus- Tunus İnsan Haklarını Savunma Birliği, başkent Tunus’ta Tunuslu Gazeteciler Ulusal Sendikası binası önünden başlayan bir yürüyüş düzenledi. Çok sayıda insan hakları savunucusu ve kadın örgütü temsilcisinin katıldığı yürüyüşte, özgürlüklerin gerilemesi ve siyasetçilerin tutuklu bulunması protesto edildi.
Tunus İnsan Haklarını Savunma Birliği, uluslararası düzeyde evrensel insan hakları sisteminde ciddi bir gerileme yaşandığını belirterek, Tunus’ta 2025 yılı itibarıyla siyasi, ekonomik, toplumsal ve çevresel krizlerin iç içe geçtiği son derece karmaşık bir sürece hızla girildiğini, bu süreçte insan hakları ve özgürlüklere yönelik sistematik ihlallerin arttığını vurguladı.
Birlik, son bir yıl içinde özgürlüklerin ciddi biçimde kısıtlandığını ve insan hakları ihlallerinin arttığını; muhalif siyasi ve sivil aktivistlerle kadın aktivistlere karşı “uydurma” olarak nitelendirilen davalarla yargılamaların ve tutuklamaların yoğunlaştığını, bu süreçlerde adil yargılanmaya dair en temel koşulların dahi sağlanmadığını belirtti. Söz konusu uygulamalara, muhaliflere yönelik ihanet suçlamaları ve kışkırtma kampanyalarının eşlik ettiği ifade edildi.

Gazeteciler sistematik olarak hedef alınıyor
Bağımsız gazetecilerin de bu uygulamalardan muaf olmadığına dikkat çekilen açıklamada, gazetecilerin mesleki faaliyetleri nedeniyle soruşturmalara, gözaltılara ve hapis cezalarına maruz kaldıkları; bağımsız medya kuruluşlarının ise susturulmak ve kontrol altına alınmak amacıyla sistematik biçimde hedef alındığı belirtildi. Göstericiler, sivil toplum örgütlerine yönelik baskıların artmasını, davaların uydurulmaya devam edilmesini, çok sayıda kadın hak savunucusunun hapse atılmasını ve bazı örgütlerin faaliyetlerinin hukuki dayanak olmaksızın askıya alınmasını kınadı. Ayrıca bu örgütlere yönelik karalama ve itibarsızlaştırma kampanyalarının yoğunlaştığı vurgulandı.
Protestocular, devlet başkanlığının diğer kurumlar üzerinde giderek daha fazla güç topladığı, yürütme erkinin bağımsız ve düzenleyici kurumları kontrol altına aldığı ve temsili yapılar ile ara kurumların rolünün marjinalleştirildiği “tek adam yönetimine” doğru bir sapmayı reddettiklerini dile getirdi.

‘Tunus’u kurtarmanın yolu sokaktır, Abir Musa serbest bırakılmalıdır’
Özgür Anayasa Partisi’nden aktivist Sennusi, eylemin herkesten önce Tunus için yapıldığını belirterek, parti lideri Abir Musa’nın iki gün önce 12 yıl hapis cezasına çarptırıldığını ve “asılsız” suçlamalarla cezalandırıldığını söyledi. Abir Musa’ya verilen cezanın, 2011’den bu yana Tunus’u kurtarma çabalarının bedeli olduğunu savundu.
Sennusi, Abir Musa’nın modern, özgürlükçü Tunus deneyiminin hedef alınmasının ardından ülkeyi krizlerden kurtarmaya çalıştığını; ancak Tunus’un hala baskı, zorbalık, adaletsizlik ve ekonomik-toplumsal çöküşle karşı karşıya olduğunu ifade etti. 2011’den bu yana tüm kazanımların planlı bir şekilde tasfiye edildiğini dile getirdi. Kadın haklarının kapsamlı bir saldırıya uğradığını belirten Sennusi, kadınların elde ettiği kazanımlarda ciddi bir gerileme yaşandığını, gerici dalganın Tunus’ta güç kazandığını ve mevcut dönemde de sürdüğünü söyledi. Ulusal kurumların işlevsizleştirildiğini, kadınların onlarca yıl süren mücadelesiyle elde edilen kazanımların yok edildiğini ifade etti. Ayrıca, dış müdahalelerin arttığını ve İran’ın Suriye, Irak ve Lübnan’da yaşananlara benzer yıkıcı projeler yürüttüğünü ileri sürdü.
Sennusi, Tunus’u kurtarmanın ve “tek adamcı” yapılara karşı durmanın en etkili yolunun sokağa çıkmak olduğunu belirterek, Abir Musa’nın derhal serbest bırakılması çağrısını yineledi.
‘Kadın tutuklularla dayanışma bir görevdir’
Aktivist Elfe Helimi, siyasi ve sivil görüşleri nedeniyle cezaevlerinde tutulan kadınlarla, özellikle Abir Musa ile dayanışma içinde olduklarını belirterek, Abir Musa’nın gerekçesiz biçimde cezaevleri arasında sevk edilmesini ve maruz kaldığı kötü muameleyi reddettiklerini söyledi.
Feminist aktivist Naile Zıglami ise yürüyüşün özgürlükler için, baskı ve zulme karşı düzenlendiğini belirterek, dernekler, aktivistler ve insan haklarına yönelik baskıları teşhir etmeyi amaçladıklarını ifade etti. Cezaevlerinin düşünce suçlularıyla dolu olduğunu söyleyen Naile Zıglami, onları savunmanın herkesin görevi olduğunu vurguladı.
“Hurre” Derneği’nden aktivist Feryal Meskini de eylemin, ayrım gözetmeksizin tüm kadın tutuklularla koşulsuz dayanışma inancıyla yapıldığını belirtti. İki hafta önce bir gösteride keyfi biçimde gözaltına alınan ve bugün tutukluluğunu protesto etmek için açlık grevi yapan insan hakları ve siyaset aktivisti Şeyma İsa’yı da anarak, kadın tutuklulara yönelik baskı, kötü muamele ve adil olmayan yargılamalara karşı dayanışmanın hayati önem taşıdığını ifade etti.
Feryal Meskini, bu uygulamaların Tunus’un taraf olduğu ulusal yasalar ve uluslararası sözleşmelerle açıkça çeliştiğini sözlerine ekledi.