İran’da çevrimiçi eğitim: Kadın ve çocukların yaşamını olumsuz etkiliyor
İran ve Rojhilat’ta sık sık kapanan okullar ve çevrimiçi eğitim, çocukların zihinsel ve fiziksel sağlığını olumsuz etkilerken, annelerin üzerindeki psikolojik baskıyı da artırıyor.
SOMA KARAMİ
Civanro- İran ve Rojhilat Kürdistan’da okullar, hava kirliliği, salgınlar ve enerji krizleri nedeniyle sık sık kapanıyor. Devam eden enerji krizi ile su ve elektrik kıtlığı, önümüzdeki yıl okulların tekrar kapanma riskini artırıyor ve eğitimdeki eşitsizliği derinleştiriyor.
Çevrimiçi eğitim, çocukları uzun süre sabit pozisyonda ekrana bakmaya zorlayarak kan dolaşımını ve oksijen tedarikini azaltıyor, gözler ve beyin üzerinde ek baskı oluşturuyor. Bu durum, ders bittikten sonra bile zihinsel yorgunluk ve stres yaratıyor, çocuğun fiziksel ve zihinsel olarak toparlanmasını güçleştiriyor. Ev, çocuklar için dinlenme ve oyun alanı olmaktan çıkarak eğitim ve ödev odaklı bir mekana dönüşüyor. Ayrıca, çevrimiçi derslere tam erişim erken yaşta dijital bağımlılık riskini de artırıyor.
Çocuklarda duygusal tükenme artıyor
Çevrimiçi eğitimin en büyük yükü ise annelerin omuzlarına düşüyor. Kadınlar, aynı anda hem çocuk bakımı, hem ödev takibi hem de ev işlerini yürütmek zorunda kalıyor. ABD ve Avrupa’daki araştırmalar, uzaktan eğitimin ebeveynlerde kaygı ve depresyon oranlarını yüzde 25–30 artırdığını gösteriyor. Eğitim uzmanları, çocukların odaklanma ve bilişsel gelişimleri için hareket, oyun ve ortam değişikliğine ihtiyaç duyduğunu, ancak çevrimiçi eğitimin bu doğal ihtiyaçları kısıtladığını belirtiyor. Sonuç olarak, çocuklarda can sıkıntısı, sinirlilik, zihinsel yorgunluk ve duygusal tükenme artıyor.
‘Çocuğun motivasyonu düşüyor’
Civanro’da Samira Khorami, 10 yaşındaki kızının okul yılına başlamak için heyecanlı olduğunu ancak sık sık yapılan çevrimiçi derslerin motivasyonunu ve odaklanmasını azalttığını söylüyor. Samira Khorami’ye göre evde eğitim, çocuk ve ebeveyn arasında sürekli gerginlik yaratıyor ve aile ortamına baskı uyguluyor.
Çocuğu beşinci sınıfa giden Bahar Moradi, çocuğunun çevrimiçi derslere ek olarak sosyal ağlar ve çevrimiçi oyunlara kolayca erişebildiğini belirtiyor. Bahar Moradi’ye göre bu durum, sadece çocuğun ders konsantrasyonunu azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda onu uygunsuz içeriklere de maruz bırakıyor.
Zihinsel tükenmişlik artıyor
Birinci ve ikinci sınıf öğretmeni Shabnam Mardai, çevrimiçi eğitimin öğretmenlerin öğrencilerin öğrenme düzeyini doğru değerlendirme yeteneğini sınırladığını belirtiyor. Shabnam Mardai, çocukların tepkilerini ve anlayışını gerçek zamanlı görememenin öğretim kalitesini düşürdüğünü ve uzun süre ekrana odaklanmanın öğretmenlerde zihinsel tükenmişliği artırdığını vurguluyor.
Sürekli gerginlik yaşanıyor
Kadınlardan Donya Zarei de, çevrimiçi eğitimin yarattığı baskıyı “kronik ve yorucu” olarak nitelendiriyor. Donya Zarei, kurumsal desteğin eksikliği ve öğretmen rolünün aileye devredilmesinin kadınlarda suçluluk duygusu, aşırı yorgunluk ve sürekli gerginlik yarattığını söylüyor. Donya Zarei’ye göre, ebeveyn eğitimi ve uygun araçlar sağlanmadan yürütülen çevrimiçi eğitim, annelerin ruh sağlığını en çok etkileyen unsur oluyor.