NURŞAN ABDİ

Kobanê- Kobanê’de IŞİD’in 25 Haziran 2015 tarihinde gerçekleştirdiği katliamın acısı hala devam ediyor. Katliama tanıklık edenler, sorumluların yargılanmasını isterken bugün Suriye’de geçici yönetimin oluşturulmasıyla birlikte faillerin kimi yerlerde görevlendirilmelerine tepki gösteriyor. Halka göre katliam çıkarılması gereken bir ders ve bugün hala insanlar için tehlike devam ediyor.

IŞİD, 15 Eylül 2014 tarihinde Rojava’nın Kobanê kentini ve 350 köyünü işgal etti. Yaklaşık 300 bin Kobanêli, saldırı sonrası Türkiye'ye geçmek zorunda bırakıldı. 26 Ocak 2015 günü IŞİD, direniş sonucu Kobanê’den çekildi. IŞİD, aldığı darbenin ardından 25 Haziran 2015 tarihinde Kobanê köylerine saldırarak 250'den fazla sivili katletti. Kobanê’de kaç kişinin hayatını kaybettiği ve yaralandığıyla ilgili net veriler yok. Ancak bilinen gerçek kadın ve çocukların da içinde olduğu yüzlerce insanın IŞİD tarafından katledilmiş olması. 25 Haziran’da Ramazan Bayramı’nın arife gününde sabah saatlerinde saldıran IŞİD, savunmasız insanları katletti. Katliam o günden sonra Kobanê halkı tarafından “Şeva Xedarê” (Zulüm Gecesi) olarak adlandırıldı.

‘En iğrenç şiddet biçimleri uygulandı’

Kobanê Sosyal İşler ve Emekçiler Kurumu Eşbaşkanı Felek Yusuf, katliamı ve bugün açısından katliamın neler anlattığını ajansımıza değerlendirdi. Felek Yusuf, katliam gecesini şu sözlerle anlattı:

“Türkiye ve IŞİD, sivilleri öldürerek kadınlardan, çocuklardan ve yaşlılardan intikam aldı.

Paralı askerler ve Türk işgali, Kürt halkına karşı en iğrenç şiddet biçimlerini uyguladı. O gün, şehrin mahallelerinden kan ve öldürme kokusu geliyordu. Yaralılarımız ve şehitlerimiz sokaklardaydı. Kobanê halkının IŞİD'i ortadan kaldırmak için ödediği bedel ağırdı.”

‘Her şey birbiriyle bağlantılı’

Türk devleti ve çetelerin ortaklığına dikkat çeken Felek Yusuf, her zaman devrimin hedefe alındığını belirtti. Felek Yusuf, “Suriye halkı yıllardır otoriter rejimden kurtulmayı, özgürlük ve onur içinde yaşamayı hayal etti. Bu Suriye devriminin hedefidir. Ancak geçici hükümet, cihatçı bir ideolojiyi benimsiyor ve IŞİD zihniyetini benimseyen çeşitli isimler altında bir grup. Bundan başka bir şey değildir" diye konuştu. Her şeyin birbiri ile bağlantılı olduğunu ifade eden Felek Yusuf, bugün Suriye'de yaşananların Kobanê Katliamı’nın ve savaş yıllarında Suriye halkına olanların bir uzantısından başka bir şey olmadığını vurguladı.

‘İsimler değişse de zihniyet aynı’

Felek Yusuf, “Bugün Suriye kıyılarında olup bitenler ve oradaki katliamlar, şiddet, işkence ve diğer ihlaller Kobanê ‘de Kürt halkına karşı işlenen suçlarla benzer.

Kobanê’den çok da uzak olmayan deneyimlerine tanık oluyoruz. Dolayısıyla, tartıştığımız tüm bu noktalar, IŞİD zihniyetinin devam ettiğini, isimlerin değiştirilmesinin zihniyeti değiştirmeyeceğini teyit ediyor. Biz Suriye halkı, farklı isimler altında bu cihatçı ve saldırgan zihniyetten hala muzdaripiz” şeklinde konuştu. Felek Yusuf konuşmasına şu sözlerle devam etti:

“Suriye halkının rejimin düşmesinden sonra yaşadıkları, Suriye'nin cihatçı bir ideoloji tarafından yönetildiğini kanıtlıyor. Bu, IŞİD'in yeniden şekillenmesine ve canlanmasına büyük ölçüde yardımcı olacak. Böylece Kobanê kentinde Kürt halkına karşı yaptığı katliam gibi, Suriye'nin çeşitli mezhep ve etnik kökenlerine karşı daha fazla katliam gerçekleştirebilecek."

‘Yapmamız gereken şey birleşmek’

IŞİD zihniyetini ve ideolojisini ortadan kaldırmak için Suriye'nin tüm halklarının ve bileşenlerinin birleşmesinin acil bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Felek Yusuf, “Bu aşamada ve genel olarak Ortadoğu’da yaşanan olaylarla birlikte Suriye halkı olarak yapmamız gereken şey, tek bir ses, tek bir görüş ve tek bir iradeyle birleşmektir. Bu, Kuzey ve Doğu Suriye Bölgesi’nde Demokratik Ulus Projesi'nin uygulanması, Özerk Yönetim'in kurulması ve Suriye saflarının birleştirilmesiyle kanıtlanmıştır. Böylece onur, özgürlük içinde bir arada birlikte yaşayabiliriz” dedi.

‘Birlikte mücadele edeceğiz’

Felek Yusuf konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı:

"Suriye halkı çeşitlidir ve bir mozaiktir. Bu yüzden birlikte çalışmalı ve bu zihniyetle mücadele etmeli, onu ortadan kaldırmalıyız. İnsanlığa giden yolu bilmeyen ve kadınları, çocukları öldüren bu zihniyetle mücadele etmeliyiz. Bunun için, Suriye halkının mücadelesi ve kardeşliği aracılığıyla, Suriye halkına düşman olan her türlü ideolojiyi ortadan kaldıracağız. Tıpkı IŞİD'i ortadan kaldırabildiğimiz ve bölgelerimizdeki askeri varlığını sonlandırabildiğimiz gibi. Onu entelektüel ve zihinsel olarak da ortadan kaldırabileceğiz. Asıl mücadele entelektüel bir mücadeledir ve bu eğitim, bilinçlendirme ve bir arada yaşama yoluyla olacaktır. Bu şekilde Suriye'yi yeniden inşa edeceğiz."