Libya ekonomisi alarm veriyor: Günübirlik kararlar, derinleşen kriz
Ekonomik istikrarsızlığın hüküm sürdüğü Libya'da hükümetin döviz kuru artışı ve vergi politikaları, halkın alım gücünü zayıflattı. Uzmanlar, bu kararların stratejik derinlikten yoksun olduğunu belirterek yapısal reform çağrısında bulunuyor.

İBTİSAM AXFİR
Bingazi- Siyasi ve ekonomik zorlukların giderek arttığı bir ortamda, Libya son dönemde alınan tartışmalı ekonomik kararlar nedeniyle yeni bir endişeyle karşı karşıya. Sivil toplum kesimleri ve ekonomi alanında uzman kişiler bu kararlara yoğun eleştiriler yöneltiyor.
Libya ekonomisi, siyasi krizler ve iç bölünmeler nedeniyle zorluklarla karşı karşıya.
Ekonomik krizi derinleştiren yeni kararlar, belli bir kesimi kurtarmayı amaçlarken, halkı, kadınları daha fazla yoksullaştırıyor. Uzmanlara göre, ekonomik adaleti ve sürdürülebilirliği artıracak kapsamlı reformlara ihtiyaç var. Bu süreçte sivil toplumun da daha dengeli ve adil politikalar yönünde etkili bir rol üstlenmesi bekleniyor.
Döviz kuru kararı ve vergiler
Ekonomik ve siyasi istikrarsızlığın sürdüğü ortamda, Libya hükümeti son dönemde bazı kararlar aldı. Bunlar arasında dolar kurunun ikinci kez değiştirilmesi ve döviz satışına ek vergi getirilmesi yer alıyor. Bu uygulamalar, Libya ekonomisindeki yapısal bozuklukları ve ekonomik karar alıcıların uzun vadeli bir stratejiden yoksun olduğunu ortaya koyuyor.
Uluslararası kalkınma ve yenilenebilir enerji sistemleri uzmanı Ariç Ferac es-Sunusi, konuya ilişkin değerlendirme yaparak şunları söyledi:
“Bu kararlar uzun vadeli bir planlamanın sonucu değil, döviz talebindeki artış ve likidite krizine verilen ani bir tepki gibi görünüyor. Kurumsal yolsuzluk ve güvenlik eksikliği de buna eklenince, kalıcı çözümler üretmek mümkün olmuyor.”
Ariç Ferac es-Sunusi, Libya ekonomisinin daha çok günübirlik tepkilerle yönetildiğini ve bunun piyasa istikrarı ile yurttaşların güvenini doğrudan etkilediğini vurguladı.
Geçici kontrol girişimi
Ariç Ferac es-Sunusi, söz konusu mali politikaların etkilerinin döviz piyasasında hızla görülmeye başladığını belirterek, “Yeni vergiler, ithal ürünlerin fiyatlarını artırdı, bu da halkın alım gücünü ciddi şekilde düşürdü. Ayrıca piyasada oluşan olumsuz beklentiler, dövize olan talebi artırarak dinarın daha da değer kaybetmesine yol açtı” dedi.
Ariç Ferac es-Sunusi’ye göre, toplumda genel güvenin yokluğu nedeniyle Libya dinarı kısa vadede daha da zayıflayabilir. Eğer yerel üretim artırılmaz ve gelir kaynakları çeşitlendirilmezse, uzun vadede daha ağır bir çöküş kaçınılmaz olabilir.
Bazı yetkililer bu kararları "kademeli ekonomik reform" olarak görse de Ariç Ferac es-Sunusi bunu şöyle yorumladı:
“Bu kararlar, aslında bir ekonomik kurtarma planı değil, sadece büyük bir mali krize karşı geçici kontrol girişimi. Gelirlerdeki düşüş, kamu harcamalarının artışı, siyasi bölünme ve uluslararası baskılarla alınan bu kararlar, stratejik derinlikten ve kapsamlı vizyondan yoksun.”
‘Sivil toplumun daha güçlü bir rol üstlenmesi gerekiyor’
Bu gelişmeler üzerine kadın sivil toplum aktivistleri, söz konusu politikaların sosyal ve ekonomik etkileri konusunda uyarıda bulunan bir "alarm zili" çaldı. Aktivistler, bu kararların en çok kırılgan grupları etkilediğini belirterek, kamu kurumlarında yolsuzlukla mücadele edilmeden halktan fedakârlık istenmesini adaletsiz buluyor.
Ariç Ferac es-Sunusi bu konuda şunları söyledi:
“Yüksek maaşlı milletvekilleri, bakanlar ve büyükelçiliklerin harcamalarının azaltılması adil bir taleptir. Sosyal adalet ilkesi gereği, tasarruf yukarıdan başlamalı.”
Ancak bu tür harcamaların kısıtlanmasının da dikkatli şekilde yapılması gerektiğini sözlerine ekleyen Ariç Ferac es-Sunusi konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Özellikle dış temsilciliklerdeki kesintiler, uluslararası ilişkiler açısından ters tepebilir. Bu nedenle harcamaların azaltılması, planlı ve dengeli olmalı. Ayrıca sivil toplumun daha güçlü bir rol üstlenmesi gerekiyor. Bu ancak çabaların birleştirilmesi ve ortak çıkarlar etrafında buluşulmasıyla mümkün olabilir.”
Ariç Ferac es-Sunusi ayrıca, barışçıl baskı araçlarının etkinleştirilmesi gerektiğini ifade ederek, medya kampanyaları düzenlenmesi, açık diyalog toplantıları yapılması ve hükümetin kararlarının sosyal maliyetini gösteren alternatif ekonomik öneriler sunulması gerektiğini vurguladı.
Sivil İtaatsizlik
Döviz kuru artışıyla eş zamanlı olarak, ekonomik politikalara karşı bir protesto yöntemi olarak sivil itaatsizlik çağrıları da yükseldi. Ariç Ferac es-Sunusi bu durumu şu şekilde değerlendirdi:
“Barışçıl olmak ve şiddet içermemek koşuluyla sivil itaatsizlik meşru bir ifade biçimidir. Ancak başarı, tamamen örgütlenme, disiplin ve taleplerin netliğine bağlıdır. Aksi halde bu durum kaosa yol açabilir.”
Ariç Ferac es-Sunusi devamında şunları söyledi: “Komşu ülkelerdeki örneklerin –Tunus ve Sudan gibi– gösterdiği üzere, sivil itaatsizlik hükümet politikalarını değiştirebilir hatta hükümetleri devirebilir. Ancak yeterli hazırlık ve ortak vizyon olmadığında, bu yöntem yüksek sosyal maliyetler doğurabilir.”
Ariç Ferac es-Sunusi, Libya’daki geçmiş ekonomik protestoların dağınık ve etkisiz olduğunu hatırlatarak, daha stratejik ve sürdürülebilir yöntemlerin geliştirilmesi gerektiğini kaydetti.
Ekonomik reform nasıl sağlanır?
Libya ekonomisinin geleceğine dair Ariç Ferac es-Sunusi düşüncelerini şu şekilde aktardı:
“Eğer mevcut yaklaşım köklü biçimde değişmezse, ekonomik görünüm çok belirsiz.
Destek politikalarının yeniden gözden geçirilmesi, maaş sisteminin yeniden yapılandırılması, Merkez Bankası’nın reforme edilmesi ve petrol gelirlerini şeffaf biçimde yönetecek bir egemen fon kurulması gerekiyor.”
Ariç Ferac es-Sunusi, gerçek reformların ancak net bir stratejik vizyonla ve mali sürdürülebilirlik anlayışıyla mümkün olacağını belirtti.
‘Sivil toplum, sendikalar, özel sektör ve yerel uzmanlar bu sürece katılmalı’
Son olarak, dar gelirli kesimlere doğrudan ve geçici mali yardımlar sağlanması, temel gıda ürünlerinin fiyatlarının desteklenmesi, kamu harcamalarının acilen azaltılması ve kapsayıcı bir ekonomik ulusal diyalog başlatılması gerektiğini söyleyen Ariç Ferac es-Sunusi, “Bu diyalog, gerçek ve şeffaf olmalı. Sivil toplum, sendikalar, özel sektör ve yerel uzmanlar bu sürece katılmalı. Böylece, halkla karar alıcılar arasında bir bağ kuracak bağımsız bir ekonomik danışma meclisi kurulabilir. Bu adımlar, kaybolan güveni yeniden tesis etmek ve Libya’da adil ve kapsamlı bir ekonomik reform başlatmak için kritik öneme sahiptir” diye belirtti.