Kayıp yakınları Hüseyin Aydemir ve Fehmi Tosun’un akıbetini sordu
Kayıp yakınları Amed Koşuyolu Parkı’nda bir araya gelerek İstanbul’da gözaltına alındıktan sonra kaybettirilen Hüseyin Aydemir ve Fehmi Tosun’un akıbetini sordu ve “Bütün kayıplarımızın akıbeti bulunmayana dek barış sağlanamaz” dedi.

Haber Merkezi- İHD Amed Şubesi ve kayıp yakınları, eylemlerinin 871’inci haftasında Rezan (Bağlar) ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı’ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi.
Kayıp yakınlarının fotoğraflarının taşındığı eylemde konuşan İHD Bölge Temsilcisi Tahir Saçaklı, "Bütün kayıplarımızın akıbeti bulunmayana dek barış sağlanamaz. Kayıp yakınlarının talepleri yerine getirilsin" diye ifade etti.
Hüseyin Aydemir ve Fehmi Tosun’un hikayesi
Ardından 19 Ekim 1995 tarihinde İstanbul’da sivil polisler tarafından gözaltına alındıktan sonra bir daha kendilerinden haber alınamayan Hüseyin Aydemir ve Fehmi Tosun’un hikayesi paylaşıldı.
İHD Amed Şubesi Kayıp Komisyonu üyesi Fırat Akdeniz tarafından okunan hikâye şu şekilde:
“34 yaşındaki 6 çocuk babası Hüseyin Aydemir Lice’nin Tûtê (Yaprak) köyünde yaşıyordu. O dönemde köy yakmalarla, köylüler göçe ve korucu olmaya zorlanıyordu. Bu baskılara daha fazla dayanamayan Hüseyin Aydemir, ailesi ile birlikte önce Amed’e ardından Adana’ya göç eder. Ancak buralarda da baskı ve tehditlerden kurtulamaz. 1995 yılının ortalarında ailesiyle birlikte İstanbul’a taşınır.
35 yaşındaki 5 çocuk babası Fehmi Tosun Lice’nin Licok köyünde yaşıyordu. Siyasal şiddetin bin bir halinin mekânı olan Lice ve köylerinde ağır bir baskı ortamı vardı. Tosun Ailesi bu baskı ortamında ağır bedeller ödedi. Köylerinde yaşama olanakları yok edilen Tosun ailesi İstanbul’a göç etmek zorunda kaldı.
Hüseyin Aydemir ve Fehmi Tosun yakın arkadaşlardı. 19 Ekim 1995 tarihinde Fehmi Tosun arkadaşı Hüseyin Aydemir ile birlikte Avcılar’daki evine gider. İki arkadaş birlikte kahvaltı ettikten sonra saat 10.00 sıralarında evden çıkarlar. Aksaray’da yolda yürürken yanlarına beyaz renkli iki araç yaklaşarak onları zorla araca bindirirler. Ve o tarihten sonra kendilerinden bir daha haber alınmaz.
Aksaray’da sivil polisler tarafından gözaltına alındıklarını öğrenen Hüseyin Aydemir ve Fehmi Tosun aileleri tüm yasal yollara başvuruda bulunur. Ancak ailelerin yaptığı tüm başvurular sonuçsuz kalır.
Hüseyin Aydemir ve arkadaşı Fehmi Tosun’un gözaltına alındığı, devletin bütün kademelerince inkâr edildi. Hukuk işletilmedi. Onların akıbetlerinin açığa çıkartılmasını, suçun faillerinin yargılanmasını sağlayacak etkinlikte soruşturmalar yürütülmedi. Zamanaşımı gerekçe gösterilerek dosyalarında takipsizlik kararı verildi. Hüseyin Aydemirin annesi Asiye Aydemir, yıllarca oğlunun yaşadığına dair bir haberin gelmesini bekledi. Ne yazık ki Asiye Ana da tıpkı Berfo Ana, Fatma Ana, Elmas Ana, Meryem Ana gibi çocuğuna kavuşamadan bu hayattan gözü açık bir şekilde göçüp gitti.
Üç kuşaktır gözaltında kaybetmeleri çevreleyen sessizlik duvarında gedikler açma mücadelesi yürüten Tosun Ailesi’nin hakikat ve adalet arayışına hala tanıklık ediyoruz. 871 haftadır bu topraklarda bir devlet politikası olarak uygulanan, gözaltında kaybetme suçunda hesap verebilirliğin sağlanması ve hakikatin ortaya çıkarılması için mücadele ediyoruz. 871 haftadır ısrarla hatırlatıyoruz: gözaltında zorla kaybetmeler ancak insan haklarının sistematik olarak ihlal edildiği şartlarda gerçekleşebilir. Bu şartları yaratan da cezasızlık sisteminin varlığıdır. Bu yüzden 871 haftadır her yolu her imkânı kullanarak devleti insan hakları ihlallerine ve cezasızlığa son vererek evrensel hukuktan doğan yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırıyoruz.
Kaç yıl geçerse geçsin; Hüseyin Aydemir ve Fehmi Tosun için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz.”
Ardından kayıp ve faili meçhul cinayetlerde yaşamını yitirenler için oturma eylemi yapıldı.