Ciwanrolu kadınlar artan fiyatlardan şikayetçi: Pirinç dahi alamıyoruz
Ciwanro’daki kadınlar, artan fiyatlar nedeniyle temel gıdalara ulaşmakta zorlandıklarını, borç yükünün ağırlaştığını ve yaşam standartlarının düştüğünü dile getirirken, “Pirinç almak bile lüks hale geldi” diyor.

SOMA KERAMÎ
Ciwanro – İran'ın sınır şehirlerinden biri olan Ciwanro'da yaşayan halk için 2025 yılı oldukça zor ve yorucu geçti. Enflasyon, yüksek fiyatlar ve gıda kıtlığı, insanların yaşam koşullarını ve sağlıklarını ciddi şekilde olumsuz etkiledi. Bir zamanlar canlı pazarlarıyla bilinen Ciwanro, ağır ekonomik yaptırımlar ve “tetik mekanizması”nın yeniden devreye girmesiyle birlikte durgunluk ve yoksulluğa sürüklendi. Gelirlerin azalması ve kontrolsüz bir şekilde artan enflasyon, halkın geleceğe dair umutlarını büyük ölçüde zayıflattı. Tetik mekanizmasının etkisiyle, piyasadaki denetim ve düzenlemeler ortadan kalktı; fiyatlar tamamen satıcıların insafına bırakıldı. Artık ürünlerin değeri üretim maliyetlerine değil, vurgunculuğa ve piyasa istikrarsızlığına göre belirleniyor. Bu durumun en çarpıcı örneklerinden biri, pirinç fiyatlarının 1 milyon 200 bin tümenden 2 milyon 200 bin tümene çıkmasıydı. Aynı şekilde, ekmek, yağ, ilaç ve giyim ürünlerindeki yüksek fiyat artışları da halkın sofralarını boşalttı. İşçiler, emekliler ve dar gelirli aileler ciddi bir mali bunalımın içine sürüklendi.
Enflasyon rakamları yükseliyor
Enflasyon, kronik bir hastalık gibi ekonominin temellerini aşındırmış ve üretkenliği büyük ölçüde yok etmiştir. Fiyatlardaki sürekli artış, üretimi ve istihdamı zayıflatırken, sermayeyi üretimden uzaklaştırarak spekülatif alanlara yöneltmiştir. Son kırk yılda ortalama yıllık enflasyon oranı yaklaşık yüzde 20 seviyelerinde seyretmiş; bu durum sürdürülebilir büyüme ve kalkınma umutlarını neredeyse imkânsız hale getirmiştir. 2017 yılında yaklaşık 18 milyon olan yoksulluk sınırının altındaki nüfus, 2021 yılı sonunda 32 milyonu aşmış ve bu sayı artmaya devam etmektedir. Bugün resmi enflasyon oranı yaklaşık yüzde 45’e ulaşmış; Doğu Kürdistan kenlerinde özellikle Kirmanşah, Loristan ve Yezd gibi eyaletlerde ise yüzde 50’yi aşmıştır. Bu gelişmeler, halkın yaşam koşullarını daha da zorlaştırmış, özellikle dar gelirli kesimler için geçim mücadelesini ağırlaştırmıştır.
‘Pirinç depomuz boşaldı’
Bir pirinç satıcısının eşi olan Şeyda Rızai, “Pirinç depomuz boşaldı ve fiyatlar öyle arttı ki, önceki satışlarımız bu artışı telafi edemiyor. Artık sadece kâr edememekle kalmıyoruz, aynı zamanda zarar da ediyoruz. Depoyu yeniden doldurabilmek için altınlarımı satmak zorunda kaldım. Basit bir kutlama bile yapamaz hale geldik, oysa bu, hayatımızdaki küçük mutluluklarımızdan biriydi” diyor.
Alım gücü düşük
Ciwanro’nun eteklerinde hem kiracı hem de yarım kalmış bir evin sahibi olan Somayeh Karimi, yaşadıkları zorluğu şöyle anlatıyor:
“Geçen yıl kiradan kurtulmak umuduyla arabamızı ve altınlarımızı satıp yarım kalmış bir ev satın aldık. Ama fiyatların hızla artması ve altın borcunun yüküyle ne borcumuzu ödeyebiliyoruz ne de evi tamamlayabiliyoruz. İnşaat malzemeleri çok pahalılaştı, altın ise üç katına çıktı. Hâlâ kirada oturuyoruz. Bazen kendi kendime, ‘Kaç yıl daha hem ipotek hem kira derdiyle yaşayacağız?’ diye soruyorum.”
‘Her gün çocuklara ne pişireceğimi düşünüyorum’
Artık et ve tavuk alamadıklarını söyleyen üç çocuk annesi Akhtar Azizi de, “Pirinç almak bile lüks hale geldi. Bazen sadece ekmek ve yoğurtla idare ediyoruz. Her gün çocuklara ne pişireceğimi düşünüyor, evin masraflarını nasıl karşılayacağımı hesaplıyorum. Daha az harcamak için solmuş, ucuz meyveler alıyorum. Yıllardır bir gardırop almayı istiyoruz ama ipotek ödemeleri her seferinde o kadar artıyor ki elimizde hiçbir şey kalmıyor. Fiyatlar her gün yükseliyor ve daha ne kadar dayanabileceğimizi bilmiyorum. Geriye sadece baskı ve geleceğe dair korkular kaldı” sözlerine dikkat çekiyor.