Kadınlar çatışmaların yaralarını dayanışmayla sarıyor
Libyalı kadınlar, Sudanlı kadın mültecilere psikolojik ve toplumsal destek vererek kardeşliğin en yüksek anlamını ortaya koydu; ortak acıyı, kaos ve yerinden edilme ortamında umut veren bir dayanışma gücüne dönüştürdüler.
MONA TOUKA
Libya- Çatışmaların acısı ve göç arasında, insani dayanışma hikayeleri büyük bir karanlığın içindeki küçük bir ışık gibi parlıyor. Sudan’da iki yıldır süren savaşta en ağır bedeli kadınlar ödedi; ihlaller, tecavüzler ve acımasız göç aileleri dağıttı ve toplumların dengesini sarstı. Ancak sınırın öte yanında, Libya’nın güneyinde, pek çok Sudanlı kadın Libyalı kadınlarda bir destek, bir insani ve kardeşçe uzanmış el buldu.
Sudanlı mültecilerin ana toplanma noktalarından biri haline gelen Sebha kentinde, Libyalı kadınların öncülük ettiği girişimler ortaya çıktı. Sorumluluk duygusu ve kardeşlik ruhu ile hareket eden bu kadınlar, Sudanlı kadınlara psikolojik ve toplumsal destek sağladı.
‘Libyalı kadınlar, mültecileri bağırlarına bastı’
Sivil aktivist Hedice Kenai, “Sudanlı mülteciler kente geldiklerinden bu yana, özellikle Tayyuri bölgesinde kadınların acil insani desteğe ihtiyaç duyduğunu gördük. Pek çok kadın gebe, boşanmış, dul ya da savaş nedeniyle eğitimini yarıda bırakmıştı. Bu nedenle tıbbi ve psikolojik destek sunmaya çalıştık. Çünkü o dönem en önemli ihtiyaç maddi değil, psikolojik destekteydi” diyor.
İlk karşılaşmalarını “son derece duygusal” sözleri ile tarif eden Hedice Kenai, şöyle devam ediyor:
“Kadınlara, burada kendi evlerindeymiş gibi güvende olduklarını hissettirmeye çalıştık. İmkanlarımız sınırlıydı ama samimiydik. Sebha’daki kadınların hepsi destek olmaya çalıştı. Bir kadın başka bir kadını desteklediğinde, onun acısını, anne, kız kardeş ya da eş olarak yaşadığı sorumluluğu çok iyi anlar.”
Sudanlı kadınlara duygusal bir mesaj da veren Hedice Kenai, şu sözlerle seslendi:
“Eksik kaldıysak bile bilin ki her zaman yanınızdayız. Biz de savaş ve krizler yaşadık, kaybın ve yersiz-yurtsuz kalmanın ne demek olduğunu biliyoruz. Dayanıklı olun; bilin ki Libya’da sizlere kalbini açmış kız kardeşleriniz var. Sizi ülkemizde sevgiyle karşıladık, memleketinize güvenle döneceğiniz günü diliyoruz.”

‘Libyalı kadınlar, Sudanlı kadınları eğitim merkezlerinde karşıladı’
Sebha’dan medya çalışanı ve sivil aktivist Rukiye Du, Sudanlı kadınlara verilen desteğin sadece geçici bir duygusal dayanışma olmadığını, somut ve örgütlü çalışmalara dönüştüğünü vurguluyor. Rukiye Du şöyle anlatıyor:
“Göçün başından itibaren Sebha’da Sudanlı topluluğu desteklemek için ‘Sen Vatansın’ merkezi, ‘Beytim’ merkezi gibi birçok girişim başlatıldı. Kadınlar bu merkezlerde farkındalık çalışmaları, motivasyon oturumları ve psikolojik rahatlama programlarına katıldılar.”
Bazı Sudanlı kadınların iş ve barınma imkanına da kavuşturulduğunu söyleyen Rukiye Du, “Kadınların bazıları kliniklerde, özel ve devlet okullarında iş buldu. Hepsi güçlü ve yetenekli kadınlar. Bugün Sudanlı kadınların Sebha’da Libyalı kadınlarla birlikte çalıştığını görüyoruz. Bu durum, karşılıklı saygı ve uyumun göstergesi” diye ekliyor.
Rukiye Du, dayanışma duygusunu şöyle özetliyor:
“Kardeşlerimiz olan Sudanlı kadınlarla dayanışma içindeyiz. Orada yaşanan ihlalleri şiddetle kınıyoruz ve onlara barış ile zafer diliyoruz.”

‘Psikolojik destek ve el sanatları… İyileşmenin yolu’
Güney Libya’dan eğitmen Hibe el-Ğul, Sudanlı kadınların destek programlarına uzun vadeli şekilde ihtiyaç duyduğunu belirterek şöyle konuşuyor:
“Destek yalnızca maddi yardımla sınırlı olmamalı. Seminerler, konuşma oturumları ve beceri eğitimleri şart. Güneyde kadınlara yönelik sürekli etkinlikler düzenliyoruz; dikiş, el sanatları ve benzeri atölyeler kadınların hem kendilerini ifade etmelerine hem de uyum sağlamalarına yardımcı oluyor.”
Hibe el-Ğul, etkileşimli oturumların önemine dikkat çekerek, “Bu faaliyetler kadınların içlerindeki baskıyı boşaltmasına yardım ediyor. Onları savaş atmosferinden çıkarıp katılım ve rahatlamanın olduğu bir alana taşıyoruz. Bu tür destek psikolojik dengeyi geri kazandırıyor ve umut veriyor” diyor.

Yardımı aşan bir dayanışma
Bu tanıklıklar, Libya ve Sudanlı kadınlar arasındaki dayanışmanın yalnızca insani bir refleks değil, ortak savaş deneyiminden doğan bilinçli bir kadın dayanışması olduğunu gösteriyor. Güney Libya’daki kadınlar, zorunlu göçün ne olduğunu, bir kadının evini terk etmeye mecbur kalmasının ne demek olduğunu en iyi bilenlerden. Tüm bölgeyi sarsan çatışmaların ortasında, Libya ve Sudanlı kadınlar insani dayanışmanın örneğini sergiliyor. Yıkımı onaran, enkazın ortasında güvenli bir alan yaratan yine kadınlar oluyor.
Hedice, Rukiye ve Hibe’nin imkanları belki sınırlı, fakat yaptıkları, bölünmeler çağında Arap kardeşliğini yeniden anlamlandıran gerçek bir dayanışmanın ruhunu taşıyor. Bugün Libya ve Sudanlı kadınları bir araya getiren yalnızca coğrafya ya da dil değil; ortak acı, ortak umut ve kadınların asla kaybetmediği yaşama iradesi.