HRW’den çağrı: SMO Suriye’de Kürt sivillere karşı hak ihlallerinde bulundu

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Türkiye destekli çete grubu SMO’nun Suriye’de özellikle Kürt sivillere karşı hak ihlallerinde bulunduğunu belirterek, Suriye’de ismi katliamlara karışan şahısların ordudan temizlenmesi çağrısı yaptı.

Haber Merkezi- İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Türk devleti destekli Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) Kuzey ve Doğu Suriye’de sivillere yönelik hak ihlallerine ilişkin açıklama yayınladı. Örgüt açıklamasında Suriye geçici hükümetine hak ihlallerini sona erdirmesini ve ismi ihlallere karışan şahısların ordudan temizlenmesi çağrısı yaptı.

HRW, SMO’nun içerisinde geçmiş dönemde ciddi hak ihlallerine karışmış olan isimlerin geçici hükümette önemli pozisyonlara atanmasını eleştirerek, “Suriye'nin geçiş hükümeti devam eden ihlalleri sona erdirmek ve soruşturmak için çalışmalı ve ihlal kaydı bulunanları Suriye güvenlik güçlerinden çıkarmalıdır” ifadelerine yer verdi.

Açıklamada, HRW Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktör Yardımcısı Adam Coogle, Esad rejiminin düşmesinin on yıllardır süren zulmün sona ermesi anlamına geldiği belirterek, "Ancak Suriye Milli Ordusu'na bağlı birlikler cezasızlıkla halkı alıkoymaya, haraca bağlamaya ve işkence etmeye devam ediyor. Suriye'nin geçiş hükümeti SMO gruplarını ve diğer silahlı grupları kendi saflarına katarken, SMO içinde ihlallerden sorumlu olanları dışlamalı ve onları sorumlu tutmalıdır. Bunu yapmadığı takdirde Suriye halkı silahlı kuvvetlerine güvenemeyecek ve daha fazla suiistimale açık hale gelecektir" dedi.

Katliam faillerine işaret edildi

SMO’nun 9 Ekim 2019’da Kuzey ve Doğu Suriye'nin Girê Spî ve Serêkaniyê kentlerine saldırmasının 4'üncü gününde, Suriye Gelecek Partisi Genel Sekreteri Hevrin Xelef’i katleden ve şu anda 86’ıncı Tümen komutanı olan Ebu Hatem Shaqra’nın da ismine yer verilerek, “Geçmişte ihlallere karışan ve şu anda yeni Suriye ordusunda etkili görevlerde bulunan komutanlar arasında 62’nci Tümeni yöneten Muhammed el-Cassem (Ebu Amşa); 76’ncı Tümeni yöneten Saif Boulad (Saif Abu Bakr); savunma bakanının kuzey işlerinden sorumlu yardımcısı olarak Fehim İsa ve son olarak doğu bölgesindeki 86’ncı Tümeni yöneten Ahmed el-Hais (Ebu Hatem Shaqra) bulunuyor” hatırlatmasında bulundu.

Türkiye’nin savaş suçları

İnsan Hakları Örgütü Syrrians for Truth and Justice (STJ) tarafından yayınlanan bir raporda, Ocak ve Şubat aylarında SMO birlikleri ve bağlı gruplar tarafından 41 kişinin tutuklandığının belgelendiğini ve bu tutuklamaların 10'unun, Suriye'deki geçici hükümetin yeni oluşturduğu Genel Güvenlik güçlerinin 6 Şubat'ta QSD'den kontrolü devralmak üzere anlaşarak Halep'in kuzeyindeki şehirlere girmesinden sonra gerçekleştiği kaydedildi. STJ’nin raporunda, SMO'nun kontrol noktalarının çoğunun kaldırılmasına rağmen Efrîn ve diğer bölgelerdeki isimlerin, SMO’nun hala eski üslerinde faaliyet gösterdiğini belirtilerek, “STJ'de araştırmacı olan Qussai Jukhadar, Mart ayında tutuklamaların azaldığını ancak yüzlerce kişinin halen SMO tarafından işletilen ve Türkiye tarafından denetlenen hapishanelerde tutulduğunu söyledi” ifadelerine yer verildi. QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî ve geçici Suriye yönetimi Colani arasında imzalanan anlaşmanın hatırlatıldığı raporda, “Suriye makamları, orduya entegre edilen güçler tarafından gerçekleştirilen ihlallerin yanı sıra ihlallerin önlenmesi ve hesap verebilirliğin sağlanması konusunda da sorumluluk taşıyor. Eski SMO gruplarını hala denetleyen ve bu gruplara silah, maaş, eğitim ve lojistik destek sağlamaya devam eden Türkiye de bu grupların ihlalleri ve potansiyel savaş suçları konusunda sorumluluk taşımaktadır” denildi.

Örgütün çağrısı

Açıklamada HRW yaşanan ihlallere karşı geçici hükümet, Türkiye ve uluslararası kamuoyuna çağrıda bulundu:

“*Suriye geçiş hükümeti acilen ordusunu sivil gözetim altında hesap verebilir bir komuta altında birleştirmeli ve uluslararası insan hakları standartlarına uyulmasını sağlamalıdır.

*Kuzey ve Doğu Suriye'de Kürtlere ve diğer bölge sakinlerine yönelik ihlallerin devam etmesini önleyecek adımlar atmalı, keyfi olarak gözaltına alınan tüm kişilerin serbest bırakılması sağlanmalı ve geçmişte yaşanan ihlaller soruşturulmalıdır.

*Türkiye, istismarcı komutanlara ve gruplara verdiği desteği kesmeli ve mağdurlara tazminat sağlamalıdır.

*Geçiş hükümeti, yerinden edilmiş insanların güvenli, gönüllü ve onurlu bir şekilde geri dönüşü için gerekli koşulları yaratmalı ve bağımsız gözlemcilere, eski SMO grupları ve Türk güçleri tarafından işletilenler de dahil olmak üzere tüm gözaltı tesislerine sınırsız erişim izni vermelidir.

*Diğer ülkeler, yeni güvenlik güçlerinin sivilleri korumasını ve hukukun üstünlüğüne riayet etmesini sağlamak üzere teknik ve mali yardım sağlamalı, gözaltıların ve tutuklulara yönelik muamelenin yasalara uygun olmasını sağlamak üzere bağımsız bir yargıyı desteklemelidir.”