Güney Libyalı kadınlar otizmli çocuklar için merkezler kuruyor
Resmi desteğin yokluğunda, Güney Libya’daki kadınlar, otizmli çocukları için uzmanlaşmış ve kapsamlı rehabilitasyon merkezlerine acil ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, toplumsal girişimlerle mücadeleye öncülük ediyor.

MONA TAUKA
Libya- Libya 2008’de Engelli Hakları Sözleşmesi’ni, 1990’da ise Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni imzaladı. Ancak uluslararası sözleşmelere rağmen Güney Libya’da otizmli çocuklara yönelik neredeyse hiç politika veya uzmanlaşmış merkez bulunmuyor. Devletin ve uluslararası güçlerin bu eksikliği nedeniyle, yükün büyük kısmını anneler üstleniyor ve çocukları için yerel girişimler kurmaya çalışıyorlar.
Anneler otizmli çocuklar için girişimlerde bulunuyor
Sabha şehrinde Fizan Kadın Konseyi ile iş birliği yapan Farsan El-Kardabiye Kulübü, otizmli çocuklar için ata binme gibi spor ve eğlence etkinlikleri düzenliyor. Bu girişim sembolik olsa da, devletin yokluğunu ve annelerin çocuk hakları mücadelesindeki önemli rolünü gözler önüne seriyor.
‘Otizmli çocuklara yönelik kapsamlı bir proje yok’
Fizan Kadın Konseyi ofisi müdürü ve Otizmli Çocukların Anneleri Vakfı'nın kurucularından Jamila El-Jamali, Güney Libya'daki annelerin yaşadığı zorlukları ve deneyimlerini paylaşarak, “İster spor olsun ister sosyal aktiviteler, otizmli çocuklara yönelik her türlü girişimi destekliyoruz. Biz, parklar, binicilik merkezleri ve bu alandaki diğer kuruluşlar arasında koordinasyon sağlıyoruz. Ancak acı gerçek şu ki, otizmli çocuklara yönelik kapsamlı bir proje yok. Mevcut merkez, diğer güney bölgelerindeki merkezlere kıyasla sadece 150-200 çocuğa hizmet verebiliyor ve oldukça küçük ve yetersiz” dedi.
‘Annelerin de desteğe ihtiyacı var’
Çocukların eğitime, öğretime ve tedaviye ihtiyaç duyduğuna dikkat çeken Jamila El-Jamali, “Ancak annelerin de psikolojik ve sosyal desteğe ihtiyacı var. Yakın bir akrabamın, özellikle 14 yaşına girdikten sonra çocuğuyla yaşadığı zorluklara tanık oldum; çünkü çocukların yetişkinliğe geçerken sorunlar giderek artıyor. Anneler, çocuklarının hareket edememesi, yemek yiyememesi veya iletişim kuramaması gibi durumları gördükçe psikolojik olarak zorlanıyor ve bu durum onları ciddi baskı altına alıyor. Vakfı kız kardeşimle birlikte kurduk. Amacımız, anneleri desteklemek, evde çocuklarıyla nasıl başa çıkacakları konusunda eğitmek ve çocukların konuşma ile iletişim becerilerini geliştirecek eğitim araçları sağlamaktır” ifadelerinde bulundu.
‘Çocukların özgüven kazanmalarına yardımcı oluyoruz’
Eğlence aktivitelerinin önemine değinen Jamila El-Jamali, “Çocuklar için at binme, pazarlar ve parklar gibi etkinlikler düzenlemeye çalışıyoruz. Bu aktiviteler, çocukların hareket ve dijital iletişim becerilerini geliştirmelerine ve özgüven kazanmalarına yardımcı oluyor. Anneler ise psikolojik olarak fayda sağlıyor; çünkü evden çıkarak bu etkinliklere katılmak, günlük çocuk bakımının yol açtığı depresyon ve izolasyonu azaltıyor. Bu girişimler, annelere sosyalleşme imkânı ve bir çıkış yolu sunuyor” sözlerine dikkat çekti.
‘Hükümet bu konuda destek sağlamıyor’
Jamila El-Jamali, otistik çocukların anneleriyle çalışmanın kademeli adımlarla başladığını belirterek, şöyle konuştu:
“Meclis olarak annelere çocuklarıyla nasıl başa çıkacaklarını öğretmek için adımlar atıyoruz. Bu süreçte davranış değiştirme kursları, konuşma eğitimi ve yaşam becerileri eğitimleri yer alıyor. Ayrıca çocuklar ve anneleri için hukuki ve eğitimle ilgili sorularını sorabilecekleri diyalog seansları düzenlemeye çalışıyoruz. Küçük ve destekleyici bir topluluk oluşturarak, çocukları izolasyondan çıkarıp onlara sağlıklı iletişim, öğrenme ve gelişme fırsatları sunmayı amaçlıyoruz. Her annenin büyük bir sorumluluğu var; çocukların sürekli eğitime ve uzman merkezlere ihtiyacı olmasına rağmen, hükümet bu konuda destek sağlamıyor. Yerel girişimler geçici bir çözüm sunuyor ancak gerçek ihtiyaçları karşılamaktan uzak. Otizm, annelerin günlük yaşamında derin psikolojik ve sosyal etkiler bırakıyor ve bu yüzden anneler acının odak noktası olmaya devam ediyor.”
‘Bölgemizde uzmanlaşmış eğitim merkezleri bulunmuyor’
Otizmli bir çocuğun annesi olarak yaşadığı deneyimi paylaşan Masoudah Saleh, “Güney bölgesinde otizmli çocuklar için uzmanlaşmış rehabilitasyon merkezlerinin eksikliğinden büyük ölçüde muzdaribiz. Bir çocuğa teşhis konulduğu andan itibaren, konuşma, davranış değişikliği ve yaşam becerileri eğitimi gibi çeşitli alanlarda uzmanların yer aldığı entegre bir terapötik ortama erişebilmesi gerekiyor. Bu bakım sadece çocuklar için değil, anneler için de çok önemli; çünkü böylece evde çocuklarıyla nasıl doğru ilgilenebileceklerini öğreniyorlar. Ancak bölgemizde uzmanlaşmış eğitim merkezleri bulunmuyor ve bu da uygun tedavi ve eğitim arayışında uzun mesafeler kat etmemize neden oluyor” dedi.
Bu tür merkezlerin varlığının çocukları için bir umut ışığı ve yeni bir hayat anlamına geldiğine dikkat çeken Masoudah Saleh, “Onlara topluma entegre olma ve hayatlarını daha düzenli sürdürme fırsatı sunuyor. Davranış değişikliği kursları ve otizmli çocuklarla nasıl başa çıkılacağına dair aldığımız eğitimlerden büyük ölçüde faydalandık. Otizmli çocuklar genellikle başlangıçta konuşamazlar, ancak bu kurslar bize onları konuşmaya ve iletişim kurmaya motive edecek etkili yöntemler sağladı. Böylece çocuklarımız, başkalarıyla etkileşimlerinde mümkün olduğunca normal bireylere yakın olmaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.