Gülistan Kılıç Koçyiğit: Komisyon 1 Ekim’e kadar yasa tasarılarını tamamlamalı

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarını ve önündeki yol haritasının nasıl ilerlemesi gerektiğini değerlendirdi.

ELİF AKGÜL

Ankara- DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit Kürt sorununun demokratik çözümü için mecliste kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nu ve çalışmalarını ajansımıza değerlendirdi.

Komisyon sürecinin ‘siyasi bir olgunlukla’ yürütülmesinin umut verici olduğunu ifade eden Gülistan Kılıç Koçyiğit “Kürt sorunun bir demokrasi sorunu” olduğunu bu nedenle komisyon ismindeki demokrasi vurgusu olmasının önemli olduğunu kaydetti. Komisyonun 1921’deki Koçgiri Komisyonu’ndan bu yana Meclis çatısı altında Kürt sorunu bağlamında kurulan ilk komisyon olduğunu hatırlatan Gülistan Kılıç Koçyiğit, sürecin ilerlemesi için yasa çalışmalarının yapılması ve bu tasarıların 1 Ekim itibariyle görüşülüp kanunlaşmak üzere ihtisas komisyonlarına gönderilmesi gerektiğini ifade etti.

‘Devlet, hükümet ve Meclis zemininde atılmış ilk adım’

Sorularımızı yanıtlayan Gülistan Kılıç Koçyiğit, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 26 Şubat’taki çağrısıyla PKK’nin kongre toplaması ve 11 Temmuz’daki silah yakma töreninin ardından bir adım atılması gerektiğini ifade ederek “Meclis'te kurulan komisyonu aslında devlet nezdinde ya da Meclis zemininde atılmış ilk önemli adım olarak, ilk somut adım olarak değerlendirmek gerekir” diye konuştu. “Meclis'te bu komisyonun geniş bir siyasal katılımla kurulmuş olmasını çok önemli buluyoruz” diyen Gülistan Kılıç Koçyiğit şöyle devam etti:

“Çünkü Sayın Öcalan’ın da ilk günden beri söylediği gibi, bu sorunun muhataplığını Meclis olarak, toplum olarak ifadelendirmiştik. Sadece AKP'nin sorunu, sadece MHP'nin sorunu, sadece partinin, sadece Kürtlerin sorunu değil, bu ülkede yaşayan 86 milyon yurttaşın sorunu. Meclis’te grubu bulunan, bulunmayan bütün siyasi partilerin de bu konuda sorumluluk alması gerekiyordu. Ama tabi ki birinci öncelikli yer Meclis’te halkın iradesinin tecelli ettiği yer. Meclis’in bu konuda sorumluluk üstlenmesi, elini taşın altına koyması, Kürt sorunu demokratik çözümü için bir zemin oluşturması çok anlamlı ve çok değerli. Bu anlamıyla bu çağrının yerine gelmiş olması, bu komisyonun kurulmuş olmasını çok kıymetli buluyoruz.”

Komisyon tartışmalarının ‘her siyasi parti farklı anlam yüklemiş olmasına, beklentilerin farklı olmasına rağmen’ olgunlukla ilerlediğinin altını çizen Gülistan Kılıç Koçyiğit, hem komisyonun ilk toplantısındaki çalışma hukukuna ilişkin mutabakatın hem de komisyonun üçüncü toplantısında ortaya çıkan ‘siyasi olgunluğun’ umut verici olduğunu kaydetti.

‘Kürt sorunu aynı zamanda demokrasi sorunu’

Komisyonun adına ilişkin tartışmalara dair değinen Gülistan Kılıç Koçyiğit ismin beklentilerini tam olarak karşılamamakla beraber isimdeki ‘demokrasi’ ve ‘kardeşlik’ vurgusunun olmasının kendileri için önemli olduğunun altını çizdi. “Bugünkü en yakıcı sorunumuz belki de demokrasi. Kürt sorunu aynı zamanda bir demokrasi sorunu” diyen Gülistan Kılıç Koçyiğit TBMM Başkanı ve Komisyon Başkanı Numan Kurtulmuş’un açılış konuşmasının ‘katılmadıkları yerler olmasına rağmen oldukça pozitif olduğunun’ altını çizdi:

“Bu komisyonun kuruluş aşamasında gerçekten pozitif bir yaklaşım olduğunu, kurulması için ciddi bir çaba sergilediğini, bir diplomasi yürüttüğüne de tanıklık ettik. Bu anlamıyla herkesle görüşen, herkesi komisyon sürecine dahil etmeye çalışan, en geniş zeminde bu komisyonun kurulması için çaba sarf eden bir yaklaşımı olduğunu da gözlemledik. Açıkçası bu da gerçekten olumlu ve memnuniyet verici bir tutum.”

Komisyon toplantılarına ilişkin ilkinin çalışma hukukunun belirlendiği, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Savunma Bakanı Yaşar Güler, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Genelkurmay Başkanı Selçuk Bayraktaroğlu’nun dinlendiği ve kapalı yapılan ikinci toplantının üyelerin sürecin geldiği aşamalar hakkında bilgilendirildiği ve sorularına yanıt verildiği bir toplantı olduğunu kaydeden Gülistan Kılıç Koçyiğit, üçüncü toplantıda ise bundan sonraki aşamada yürünecek yolların tartışıldığı bir toplantı olduğunu kaydetti.

Gülistan Kılıç Koçyiğit komisyonun son toplantıdaki önerilerini şöyle özetledi:

“Bundan sonra kurumların dinlenmesi, mağdur kesimlerin dinlenmesi, Kürt sorunu, demokratik çözümü için görüşleri olan akademisyenlerin, aydınların dinlenmesi, yine farklı dünya deneyimlerini çalışmış akademisyenlerin, aydınların dinlenmesi noktasında genel bir öneri vardı. Yine geçmiş çözüm sürecini yürütenlerin dinlenmesine dönük de öneriler oldu. Şimdi herkes kendi listesini, dinlenmesini istediği kurum kişi listesini Meclis Başkanlığı'na sunacak ve onlar ortaklaştırılacak. Ortak bir havuz oluşturulacak ve onun içerisinde de öncelikli olarak dinlenmesi gerekenlere dair bir tartışma yürütülecek. Bir yol haritası belirlenecek. Gelecek hafta iki günlük bir mesai bizi bekliyor ve iki gün boyunca da kurumları dinleyeceğiz.”

‘Komisyonun şeffaflık sorunu yok’

Komisyon toplantılarının şeffaflığı ve kapalı toplantı tartışmalarına ilişkin de konuşan Gülistan Kılıç Koçyiğit, ilk günden beri komisyon görüşmelerinin şeffaf olması gerektiğini, kamuoyunun bilgilendirilmesi gerektiğini ifade ettiklerini hatırlatarak “Komisyonun şeffaflık sorunu olmadığını” dile getirdi.

Komisyon üyelerinin basın üzerinden kamuoyunu bilgilendirdiğini, tutanakların da Meclis sitesinde bulunduğunu belirten Gülistan Kılıç Koçyiğit “Bu anlamıyla şeffaf olmayan, gizli kapaklı yürütülen bir süreç değil. Aksine bütün kamuoyunun önünde, bütün Türkiye halklarının gözü önünde bir tartışma süreci yürüyor” diye konuştu.

104 yıl sonra Kürt sorunu bağlamında oluşturulmuş ilk komisyon

1921’deki Koçgiri Komisyonu’ndan 104 yıl sonra Kürt sorunu bağlamında Meclis’te bir komisyon kurulduğunun altını çizen Gülistan Kılıç Koçyiğit şu ifadeleri kullandı:

“Bu anlamıyla tarihsel öneminin farkındayız ve bu komisyona çok ciddi bir önem atfediyoruz. Bu komisyon tabi ki öncelikle sürece odaklanmalı. Yani bu komisyonun süreç odaklı kurulduğunu, Kürt sorununun demokratik çözümü odaklı kurulduğunu hiç unutmamak gerekiyor. Bugün sürecin ihtiyaçlarını karşılayacak yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Silah bırakanların nasıl bir hukuki statüye saygılı olacaklarını, döndüklerinde siyasal sosyal hayata nasıl katılacaklarına dair bir düzenleme yapılması gerekiyor. Çok açık ve net şunu söylüyorlar: ‘Biz gelmek ve siyaset yapmak istiyoruz.’ O zaman bunun mekanizmalarını, bunun yasal dayanaklarını, bu meclisin, bu komisyonunun tartışması ve oluşturması gerekiyor. Kürt sorunu bağlamında açığa çıkmış dünya kadar ayrımcı uygulama var. Birçok yasal mevzuat var. Bütün bu mevzuatın hızlı bir şekilde tartışılıp ortadan kaldırılması gerekiyor.”

“Kürt Sorunu'nun çözümü dediğimiz şey sadece silahtan ibaret bir sorun değil. Silahlar devreden çıktı, şiddet devreden çıktı, Kürt sorunu çözüldü diyemeyiz” diyen Gülistan Kılıç Koçyiğit, Kürt sorununu açığa çıkan nedenleri ortadan kaldıracak çözüm formüllerinin geliştirilmesi gerektiğini söyledi.

‘Kayyım uygulamalarının tarihe gömüleceği bir yaklaşım gerekli’

Türkiye’nin Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na yönelik şerhini hatırlatan Gülistan Kılıç Koçyiğit “Bugün Kürt sorunu çözülecekse, gerçekten ortadan kaldıracaksak o zaman uluslararası, sözleşmelerdeki çekincelerin ortadan kaldırılması gerekiyor. Yerel demokrasinin güçlendirileceği, kayyım gibi uygulamaların tarihe gömüleceği bir yaklaşıma, bir bakış açısına ihtiyaç var” diye konuştu.

Öte yandan komisyonun “her sorunu çözmeye muktedir bir komisyon” olmadığını vurgulayan Gülistan Kılıç Koçyiğit, komisyonun öncelikli olarak Kürt sorunu nedeniyle açığa çıkmış ayrımcı yasaların hızlı bir şekilde ayıklanması, kayyım gibi uygulamaları ortadan kaldıracak bir yasal düzenlemenin olması ve bugüne kadar demokratikleşmenin önündeki engelleri ortadan kaldıracak bir bakış açısını benimsemesi gerektiğini söyledi.

Sürecin toplumsallaşmasının önemine de dikkat çeken Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Geçmiş deneyimlerden kalan negatif bir bakış olduğunu görüyoruz. O zaman bunları da ortadan kaldıracak güven arttırıcı adımların, güven arttırıcı önlemlerin bu komisyon eliyle hızlı bir şekilde alınması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

‘Sürecin toplumsallaşması gerekli’

Komisyonun toplumun çeşitli kesimlerinin bu konuda mağdur olmuş, bu konuda gerçekten sorun yaşamış kesimleri dinlemesinin bu toplumsallaşmanın ilk adımı olduğunu ifade eden Gülistan Kılıç Koçyiğit şöyle devam etti:

“Ama bu yetmez. Aynı zamanda demokratik kitle örgütlerinin, sivil toplumun, sürece katkı sunacak mekanizmaların da açığa çıkarılması gerekiyor. Bu komisyon bunları da tartışabilir, bunlara dair karar alabilir. Bununla beraber farklı kentlerde toplantılar almak, halkla bir araya gelmek, süreci halka anlatmak, halkın desteğini arttırmak gibi bir yaklaşım da açığa çıkarsa inanıyorum ki toplumsal destek her geçen gün daha da artacaktır. Ve bu süreci sadece sınırlı siyasi partilerin sorunu, sadece Meclis’te 51 kişilik komisyonun sorunu ya da onun konuştuğu bir mesele olmaktan çıkarıp bütün toplumun konuştuğu, bütün toplumun barıştan, çözümden taraf olduğu bir sürece evriltmenin de adımlarını örmüş olacağız.”

‘Ekim ayına kadar yasa taslakları hazırlanmalı’

Komisyonun hızlı bir şekilde ekim ayına kadar yasa taslaklarını hazırlaması gerektiğini söyleyen Gülistan Kılıç Koçyiğit, tasarıların 1 Ekim itibarıyla ihtisas komisyonlarına görüşülmek, konuşulmak ve kanunlaşmak üzere de göndermesi gerektiğini ifade etti.

Bununla birlikte Gülistan Kılıç Koçyiğit dilin değişmesi, yeni bir dilin inşa edilmesi, barış dilinin hâkim kılınması, topluma, siyasete, basına sirayet etmesi konusunda da komisyonun çok önemli bir görevi olduğunun altını çizdi.