‘Gazzeli kadınlar için başlatılan kampanya sloganların ötesine geçmeli’

İsrail saldırılarına karşı başlatılan uluslararası kampanyanın sloganların ötesine geçmesi gerektiğini belirten Sahar Al-Qawasmeh, “Kampanya İsrail’i Filistinli kadınlara karşı işlediği suçlardan sorumlu tutacak fiili çabalara dönüşmeli” dedi.

NAGHAM KARAJEH

Gazze- İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarını ve kadınlar başta olmak üzere halkın yaşadığı acıları anlatan Adwar Vakfı Genel Müdürü Sahar Al-Qawasmeh, saldırılar sonrası büyük bir trajedinin yaşandığını belirtti.

Sahar Al-Qawasmeh, “Saldırılarda evlerini, yaşam alanlarını, ailelerini, çocuklarını kaybeden kadınların acıları göç ettikleri barınma merkezlerinde de devam ediyor. Gazze'ye yönelik devam eden soykırım saldırılarında 12 bin kadın katledildi. Birçok aile yaşadıkları alanların sürekli bombalanması sonucu enkaz altında kaldılar ve hiç yaşam şansları dahi olmadı” dedi. 

Çocuklarını bulabilmek için vücutlarına isimlerini yazıyorlar

Gazzeli kadınların eşi benzeri görülmemiş insani bir krizle karşı karşıya kaldıklarını dile getiren Sahar Al-Qawasmeh, kayıpların sayısının gün geçtikçe arttığına dikkat çekti. Sahar Al-Qawasmeh, “Enkaz altında hayatını kaybeden çok sayıda insan var ve sayıları henüz belirlenmiş değil. Korkunç sahneler sürekli tekrarlanıyor ve katliamlar devam ettiği için aileler olası saldırılara karşı çocuklarını daha rahat bulabilmek için onların vücutlarına isimlerini yazıyorlar” diye belirtti.

‘15 bin hamile kadın sağlıklı tedavi hakkına erişemiyor’

Kadınların yaşadıklarına da işaret eden Sahar Al-Qawasmeh, “Bir diğer sorun ise hamile kadınların ayrı bir trajedi yaşamalarıdır. BM verilerine göre, kentteki 15 bin hamile kadın sağlıklı tedavi hakkına erişemiyor, yeterince beslenemiyor ve erken doğum riski ile karşı karşıya. Hamile kadınlar, aşırı kalabalık barınaklarda ilkel, uygunsuz aletlerle doğum yapmak zorunda kalıyor ve bu durum anne-çocuk ölümlerine yol açıyor. Çocuklarını doğurabilen anneler ise süt, mama, bez gibi bebeklerine gerekli bakımı sağlayamıyor” ifadelerinde bulundu.

‘Kent açık bir mezarlığa dönüşmüş durumda’

Gazze Şeridi'ndeki kadınların durumunun, İsrail güçlerinin kuşatması ve baskıcı politikalarıyla boğuşan Batı Şeria'daki durumlarından çok da farklı olmadığını kaydeden Sahar Al-Qawasmeh, “Kaybettikleri çocuklarına ulaşamayan kadınlar, kayıp çocuklarına veda etmekten mahrum kalıyor. Kent açık bir mezarlığa dönüşmüş durumda ve ölenlerin birçoğunun kimlik bilgilerine ulaşılamıyor. Gazze'de kadınlar her gün ve her an katlediliyor. İnsanlar enkaz altında hayatlarını kaybettikleri için kayıpların boyutunu gösteren kesin veriler yok” sözlerine yer verdi.

İsrail cezaevleri: Kadın tutsakların sayısı artıyor

İsrail cezaevlerinin durumuna da dikkat çeken Sahar Al-Qawasmeh, konuşmasına söyle devam etti: “İsrail cezaevlerinde kadın tutukluların sayısı gün geçtikçe artıyor. İsrail cezaevlerindeki kadınlar ve erkekler işkenceye maruz bırakılıyor. Diğer yandan 7 Ekim 2023'ten sonra ekonomik koşulların kötüleşmesiyle insani yardım ihtiyacı daha da arttı. Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki kadınların yardım almak amacıyla Adwar Vakfı'na başvuruları arttı. Kısıtlı da olsa yardım edilmeye çalışılıyor. İşgal nedeniyle rahat bir şekilde halka yardımları ulaştıramıyoruz ve işgal saldırıları gelen yardım kamyonlarının sayısını da azalttı.”

Özel gereksinimli kadınların durumu

Altyapının tahrip edilmesi ve hizmet eksikliği nedeniyle özel gereksinimli kadınların zor koşullar altında yaşadığını kaydeden Sahar Al-Qawasmeh, “Engeli bulunan kadınlar zorla yerinden edilmenin getirdiği sorunlar nedeniyle çifte acı yaşıyor. Yaz ayında kavurucu sıcaklar altında uzun mesafeleri kat etmek zorunda kalan engelli bireylerin sağlık durumları daha da kötüleşti. Kaçarken ailelerinden ayrılan ve güvenli alanlara ulaşamayan kadınlarda var. Engelli kadınlar sığınma evlerine geldiklerinde özel ihtiyaçlarına uygun hiçbir şey bulamıyorlar. Hastanelerde ilaç neredeyse yok ve mevcut alternatif çözümler yarardan çok zarar getirebiliyor" şeklinde konuştu.

‘Uluslararası toplum savaş suçlarına karşı harekete geçmeli’

Kadına yönelik ihlallerin arttığı bir dönemde, kadına yönelik şiddetle mücadeleye yönelik başlatılan küresel kampanyanın Filistin'de kana bulanmış bir tabloya dönüştüğünü belirten Sahar Al-Qawasmeh, “Gazze'de kadınlar, bir yılı aşkın süredir devam eden bir imha savaşıyla karşı karşıya. Hayatlarını kaybediyor, hakları gasp ediliyor, yaşamları tamamen yok ediliyor. Bu kampanya sloganların ötesine geçerek, İsrail güçlerini Filistinli kadınlara karşı işlediği suçlardan sorumlu tutacak fiili çabalara dönüşmeli. Kampanya kapsamında mümkün olduğunca psikolojik destek seansları sağlandı, yardım paketleri ve kadın onur çantaları dağıtmak için çok çalışıldı. Asgari düzeyde psikolojik ve fiziksel güvenlik sağlanmasına rağmen, İsrail güçlerinin uyguladığı kısıtlamalar ve insani yardımların kasıtlı olarak azaltılması nedeniyle bu çabalar büyük zorluklarla karşı karşıya kaldı. Filistinli kadınların maruz kaldığı sistematik ihlaller ve uygulamalar belgelenmeli ve sesleri tüm dünyaya duyurulmalı. Uluslararası toplum ve insan hakları örgütleri, İsrail’in savaş suçları konusunda sorumlu tutulması için harekete geçmeli” çağrısında bulundu.

‘Tüm acılara rağmen her cephede mücadele ediyorlar’

Filistinli kadınların bu yıkımın ortasında dimdik ayakta durduğunu vurgulayan Sahar Al-Qawasmeh, sözlerini şöyle tamamladı: “Filistinli kadınlar kimsenin hayal edemeyeceği yükler taşıyor ve devam eden mücadeleleri, direnişlerinin ve kurtuluş umutlarının boyutunun bir kanıtı olmaya devam ediyor. Filistinli kadınlar, tüm acılara rağmen her cephede mücadele ediyor. Kadınlar adaletsizlik karşısında, yaralarına rağmen dimdik ayakta duruyor ve yaşam mücadelesi veriyor.”