Gazzeli kadınlar: Artık eskisi gibi çalışacak gücü bulamıyoruz

Gazze’de savaş ve kıtlık, kadınların yaşamını derinden sarsıyor. Çoğu, temel ihtiyaçlarını karşılamak ve hayatta kalmak için savaşıyor.

RAFIF ESLEEM

Gazze- Gazze’de savaşın ve kıtlığın yükünü en ağır şekilde taşıyan kesimlerden biri kadınlar. Uzun süren saldırılar ve artan gıda yetersizliği, Gazze Şeridi’nde çalışan kadınların üretkenliğinde keskin bir düşüşe yol açtı. Hem ev içinde hem de iş hayatında verimlilik ciddi biçimde azaldı; kadınların eskiden birkaç saat içinde tamamlayabildiği işler artık günler sürüyor. Sahadaki tanıklıklar, bu durumun tersine dönebilmesi için çalışan kadınların rehabilitasyonuna ve temel yaşam koşullarının iyileştirilmesine ihtiyaç olduğunu ortaya koyuyor.

‘Basit işleri yapacak gücü bulamıyorum’

Savaş sonrası çalışmanın artık eskisi gibi olmadığını söyleyen Gazzeli kadınlardan Mona Akila, eskiden kadınların enerji ve umutla dolu olduğunu, büyük hayallere inanıp onları gerçekleştirmek için çabaladıklarını anlattı. Mona Akila, “Ancak bugün Gazze’deki birçok kadın çadırlarda yaşıyor; savaşın getirdiği yıkım ve ağır yaşam koşulları, onları hem enerjilerinden hem de daha iyi bir yaşam hayallerinden uzaklaştırmış durumda. Yalnızca iş yerinde değil, evde de artık eskisi kadar üretken olamıyorum. Her sabah yaptığım basit işleri bile yapacak gücü bulamıyorum. Eskiden sekreterlik, satış temsilciliği, öğretmenlik gibi farklı alanlarda çalıştım. Sonunda kendi fırınımı açmayı başarmıştım ama evim bombalanınca fırınım, ekipmanlarım ve bütün emeğim enkaz altında kaldı” dedi.

‘Herkes hayatta kalma mücadelesi veriyor’

Savaş öncesinde düzenli bir yaşam sürdüğünü anlatan Mona Akila, günlerine ev işlerini tamamlayıp yemek hazırlayarak başladığını, ardından çalışmak için evden ayrıldığını söyledi. Ancak savaşın başlamasıyla bu düzenin tamamen bozulduğunu dile getiren Mona Akila, artık günlük bir rutini sürdüremediğini ifade ederek, “Talihsizlikler asla tek başına gelmiyor. Su kaplarını doldurmak için saatlerce kuyrukta bekliyoruz. Yiyecek almak için yardım kuruluşlarının önünde başka sıralara giriyoruz. Kadınlar arasında bile artık gerginlikler arttı; herkes hayatta kalma mücadelesi veriyor” ifadelerinde bulundu.

‘Gazze’de çalışan kadınlar ötekileştiriliyor’

İster özel sektörde ister kurumlarda olsun, işverenlerin bulundukları koşulları anlamadığını kaydeden Mona Akila, son olarak şunları anlattı:

“Kadınların görevlerini yerine getirmekte zorlanmalarının nedenini anlamak yerine, sadece üretim düşüşüne bakıyorlar. Sürekli ‘Çalışırsan paranı alırsın’ diyorlar ama üretim azaldığında hemen seni değiştirecek birini arıyorlar. Gazze’de çalışan kadınlar ötekileştiriliyor, haklarımız elimizden alınıyor. Burada kadın işçiler için hiçbir yasal koruma yok. Oysa bizler birçok sorumluluk taşıyoruz ve ay sonunda bu yükümlülükleri yerine getirebilmek için elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz. Filistinli kadınlar doğası gereği çalışkan kadınlardır. Saldırılardan önceki yıllarda hem özel projelerde hem de kurumsal işlerde becerilerimizi gösterebiliyorduk. Bu yüzden işimizden vazgeçemeyiz, vazgeçmeyeceğiz. Biz kadınlar yaptığımız işe erkeklerden bile daha çok bağlıyız. Şimdi tek isteğimiz, kurumların kadın çalışanlarına değer vermesi ve onlara adil davranması.”

‘Odaklanma son derece zorlaştı’

Kadınlardan Marouj Al-Jarou ise, saldırıların yalnızca günlük yaşamı değil, kurumsal çalışmaları da felce uğrattığını söyledi. Artık toplumun belirli bir kesimini güçlendirmeyi amaçlayan hizmetleri üretmenin neredeyse imkansız hale geldiğine dikkat çeken Marouj Al-Jarou, “Toplum içinde faaliyet yürütmek bile bir engel hâline geldi. Hareketlilik ve odaklanma son derece zorlaştı. Üstelik kadınlar, üzerlerindeki ağır yükler nedeniyle kendi isteklerini gerçekleştirmeye zaman bulamıyor” diye kaydetti.

Saldırıdan önceki ve sonraki çalışma düzenini karşılaştıran Marouj Al-Jarou, “Eskiden haftada beş gün, günde sekiz saat aralıksız çalışırdım. Şimdi haftada iki ya da üç gün çalışabiliyorum; o da en fazla iki-üç saat sürüyor” dedi. Hem kendi zihinsel ve fiziksel kapasitesinin hem de birlikte çalıştığı kadın ekibin, saldırı öncesindeki performansa ulaşamadığını vurgulayan Marouj Al-Jarou, iş performansının yeniden iyileşmesinin, çalışanların rehabilitasyonuna, yeni gerçekliğe uyum sağlamasına ve ortaya çıkan yeni fikirlerin toplum tarafından kabul edilmesine bağlı olduğunu söyledi. Marouj Al-Jarou, “İşçilerin ihtiyaç duyduğu su, yeterli barınma, yiyecek ve diğer temel yaşam koşullarının sağlanması çok önemli” diyerek sözlerini tamamladı.