NAGHAM KARAJEH

Gazze- İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik devam eden saldırıları nedeniyle özellikle kadınlar ve çocuklar zor şartlar altında yaşam sürmek zorunda kalıyorlar. Gazze’nin Shujaiya mahallesinde yaşayan ve mahallenin işgalinden sonra bir okulda oluşturulan sağlık noktasında çalışan hemşire Aya Al-Ajla, tüm korkularına rağmen yaşama tutunmaya çalışıyor

Yaşadıklarını ajansımıza anlatan Aya Al-Ajla, “Evim okulun yanında bulunuyor ve İsrail güçlerinin saldırılarına rağmen evde üç çocuğumu yalnız bıkarak üzerime düşeni yapmaya çalışıyorum. Yaralıları tedavi etmek benim için insani bir görev ve tüm saldırılara meydan okuyarak sorumluluğumu yerine getiriyorum. Sürekli bombardıman sesleri geliyor ve bir anne olarak kaygılarım olsa da görevim korkularımdan daha büyük” şeklinde konuştu.

Yaralı ve hastalara müdahale ederken İsrail güçlerinin saldırısı nedeniyle ailesiyle bir süre iletişiminin kesildiğini söyleyen Aya Al-Ajla, “Bölge tamamen İsrail güçleri tarafından işgal edilmişti ve evime giden yol çok uzamıştı. Eve gidemiyordum ve İsrail güçlerinin geri çekilmesini umuyordum. Ailem bana yerimde kalmam için yalvarıyordu, ancak annelik duygusu her türlü tavsiye veya uyarıdan daha güçlüydü. Çocuklarım için duyduğum korkuya yenik düştüm ve bu riski göze almaya karar verdim. Dışarı çıkıp onların yanına gitmeye karar verdim. Yaralıların kanı üniformama bulaşmıştı. Eve doğru yürüyordum ve İsrail tankları sokaklarda dolaşıyordu. Sokaklar yaşamını yitirmiş insanlarla doluydu, her yer yıkılmıştı” dedi.

Çocuklarını yıkıntıların arasından çıkardı

Aya Al-Ajla, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Attığım her adıma endişe eşlik ediyordu. Yürümeye devam ettim ve ara sokaklara girdim. Ana caddelerde İsrail askerleri hareket eden her şeyi vuruyordu. Eve vardığımda mahalle adeta moloz yığınına dönmüştü. Molozların arasından dumanlar yükseliyordu. Yerlerde kan izleri vardı ve İsrail tankları birçok noktada park halindeydi. Mahallede yaşayanları öldürmek için bekliyorlardı. Hızlıca yürümeye devam ettim ve eve vardığımda ellerim titreyerek kapıyı iterek açtım. Çocuklarım küçük bir köşede eski bir ahşap masanın altında saklanıyordu. Gözlerinde korku vardı, yüzleri solgundu ve gözyaşları içindeydiler. Onlara sarıldım ve sakinleştirmeye çalıştım. Dinlenmeye vakit yoktu ve tehlike hâlâ devam ediyordu. Evden sadece çocuklarımı alarak oradan uzaklaşmaya çalıştım. Güvenli bir yere ulaştım. Onları güvenli bir şekilde oradan çıkarabildiğim için derin bir huzur hissettim.”

‘Yıllar içinde inşa ettiğim evim küle dönmüştü’

Gazze Şeridi’nin batısındaki barınaklardan birine ulaştığını dile getiren Aya Al-Ajla, “Burası başka bölgelerden yerlerinden edilmiş ailelerle doluydu ve orada gördüğünüz yüzler aynı acı ve korku belirtilerini taşıyordu ve her birinin başka bir hikayesi vardı. Çocuklarıma her şeyin yoluna gideceğini söyledim. Eski yaşamımıza dönmemiz mümkün değildi ve kolay da olmayacağını çok iyi biliyordum. Barınakta günlerce bekledikten sonra İsrail güçleri mahalleden çekildi ve gidip eve baktım. Gördüğüm sahne hayal edemeyeceğim kadar büyüktü. Evim tamamen yıkılmıştı. Yıllar içinde inşa ettiğim evim küle dönmüştü. Çocuklarıma dair tüm anılarım yok olmuştu. Artık geri dönme şansım kalmamıştı” ifadelerinde bulundu.

‘Tüm zorluklara rağmen hayatlarımızı yeniden kuracağız’

Bir süre sonra yaşananları kabul ettiğini kaydeden Aya Al-Ajla, son olarak şöyle konuştu: “Savaş her şeyimi elimden almıştı ama umudumu yitirmedim. Elbet bu savaş bir gün bitecek ve her şey normale dönecek. Gerçekler tam tersini söylese de ben umudumu korumak istiyorum. Pes etmek istemiyorum ve elimden geleni yapıyorum. Gücümü çocuklarımdan alıyorum ve adaletin bir gün yerini bulacağını umuyorum. Tüm zorluklara rağmen hayatlarımızı yeniden kuracağız.”