Gazzeli astım hastası Ala savaş ve zehirli gaz arasında nefes almakta zorlanıyor
Gazze’de astım hastası Ala El-Kaferna, savaş koşulları ve ilaç kıtlığı nedeniyle nefes almakta büyük zorluk çekerken, kalabalık barınaklarda ve soğuk açık alanlarda hayatta kalmaya çalışıyor.
RAFIF ESLEEM
Gazze- Astım, hastayı ölüme kadar takip edebilen kronik bir solunum yolu hastalığıdır. Hastalığın seyri, hava değişiklikleri, hastanın psikolojik durumu ve özellikle yüksek derecede zehirli gazların yaygın olduğu çatışma bölgelerinde yaşamak gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak değişiyor. Bombardıman seslerinin zehirli gaz kokularıyla karıştığı Gazze Şeridi’nde astım hastaları, nefes darlığı ve ilaçsızlık arasında sıkışarak iki kat daha fazla acı çekiyor. Hastalardan Ala El-Kaferna, savaş koşullarında inhaler (nefes açıcı sprey) veya solunum cihazı temin etmenin bile günlük bir hayatta kalma mücadelesi haline geldiğini anlatıyor.
Savaş hastalığını ağırlaştırdı
Henüz 14 yaşındayken astım teşhisi konan Ala El-Kaferna, Gazze Şeridi’ndeki savaş koşullarının hastalığını ciddi şekilde ağırlaştırdığını anlattı. Fosfor gibi zehirli gazlara maruz kalmak, ilaç ve tıbbi ekipman eksikliği ile açlık ve korkunun birleşimiyle astım krizini kritik boyutlara taşıdığını kaydeden Ala El-Kaferna, “Saldırılar sırasında nefes alamadığım anlarda bile yalnızca kritik vakalar hastaneye yatıyordu. Nefes alamazsam ve yüzüm morarsa bile durumum yatak gerektirecek kadar kritik sayılmadı. Önceden astım krizlerim nadiren bu seviyeye ulaşıyordu, savaş koşulları ise her şeyi dramatik şekilde değiştirdi” dedi.
İlaç bulmakta zorluk yaşadı
İlaç kıtlığından yakınan Ala El-Kaferna, “Durumum kritik bir noktaya ulaştığında, babam sabahın erken saatlerinden gün batımına kadar yürüyerek Gazze eczanelerini dolaştı, ama sadece bir inhaler bulabildi. Hastanede yaşadığım aşağılanmadan bıkmıştı ve bir gece, gün doğumundan önce beni kaybetmekten korkmuştu. O inhaler o dönem bizim için adeta bir sevinç kaynağıydı, çünkü bir kriz anında tek bir nefesin beni hayatta tutabileceğini bilmek, hepimize rahat bir uyku sağlıyordu” sözlerine dikkat çekti.
Bombardımanda nebülizatör cihazını kaybetti
Savaştan önceki koşullarından söz eden Ala El-Kaferna, “Ventolin adlı ilacımı veren nebülizatör cihazımı kullanıyordum. Bu cihaz, ilacı buhar haline getirip küçük damlacıklar halinde solumamı sağlıyordu. Maske aracılığıyla ilacı doğrudan akciğerlerime çekiyordum ve solunum sistemim böylece normal işlevine kavuşuyordu. Ancak İsrail güçleri evimi bombaladığında, bizden başka kimse hayatta kalmadı, kıyafetlerimiz bile molozların altında kaldı. Nebülizatörümü de kaybettim” diye ekledi.
Alternatif tıbba başvurdu
Astım hastalarının roket, fosfor, gaz, çöp, kanalizasyon ve yakıt kokusu gibi belirli gaz ve kokuları solumaktan boğulma yaşadıklarını anlatan Ala El-Kaferna, “Sobanın önüne oturmasam da dumanından etkileniyorum. Astım inhalerini günde üç kez kullanmam gerekiyor, ancak ilacın yüksek maliyeti ve sürekli bulunamaması nedeniyle günde yalnızca bir kez kullanmak zorunda kalıyorum. İlaç eksikliği nedeniyle alternatif tıbba başvurdum. Düzenli olarak nane, papatya ve diğer bitkileri içeren doğal bitkileri kullanıyorum. Bazen papatya kaynatıyorum ve kafama bir bez örterek buharını soluyorum. Bu yöntemin etkinliği ise saldırının şiddetine bağlı olarak değişkenlik gösteriyor” sözleriyle yaşadığı zorlu koşulları vurgu yaptı.
Savaş nedeniyle yerinden edilen Ala El-Kaferna, “Bir gün Gazze Şeridi’nin güneyindeki Nuseyrat bölgesinde, yerinden edildiğim çadırda oturuyordum. İsrail uçakları, akrabalarımızın kaldığı yan çadırı vurdu. Cenaze parçaları yüzüme ve ellerime saçıldı. Nefes alamadım, yüzüm morardı, öldüğümü sandım. Hastanede, yüzüme takılmış bir solunum cihazıyla uyandım” sözleriyle kaldığı çadırda yaşadığı dehşeti anlattı.
‘Evime güvenle dönmek istiyorum’
Ala El-Kaferna, astım hastalarına verilen ilaçların içeri girmesine izin verilmesini ve evine güvenle dönebilmesini umuyor. Çok sayıda kadın ve çocuğun toplandığı bir yerde uyuyan Ala El-Kaferna, bu aşırı kalabalık nefes almada zorluk çekmesine ve boğulmasına neden oluyor. Alaa El-Kaferna, nefes alabilmek için çoğu zaman gecenin bir yarısı soğukta açık havada oturmak zorunda kalıyor.