Haber Merkezi- Afganistan’ın doğusunda meydana gelen 6 büyüklüğündeki depremin ardından insani kriz derinleşiyor. Uluslararası yardım kuruluşları, bölgede 91 binden fazla kişinin acil beslenme ve sağlık desteğine ihtiyaç duyduğunu, en çok çocuklar ve kadınların risk altında olduğunu açıkladı.

Uluslararası yardım kuruluşu Save the Children yayımladığı son raporda 91 binden fazla kişinin acil beslenme desteğine ihtiyaç duyduğunu, bu kişiler arasında özellikle çocukların ve kadınların ciddi tehlikeyle karşı karşıya olduğunu açıkladı. Rapora göre, yaklaşık 37 bin çocuk (5 yaş altı) ile 10 bin hamile ve emziren kadın şiddetli yetersiz beslenme sorunu yaşıyor. Uluslararası yardımlardaki kesintiler nedeniyle bu yıl yalnızca doğu Afganistan’da 80 sağlık merkezi ve mobil ekip kapatıldı ve bu durum yaklaşık 564 bin kişinin hizmetlere erişimini kısıtladı.

Acil sağlık hizmeti ihtiyacı

Öte yandan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) de aynı gün yayımladığı raporda, deprem bölgesinde yaşayan 498 bin 130 kişinin acil sağlık hizmetine ihtiyaç duyduğunu, bunlar arasında 11 bin 600 hamile kadının bulunduğunu duyurdu. Rapora göre, bu kadınların yüzde 15’i doğum sırasında komplikasyonlarla karşılaşma riski taşıyor. DSÖ ayrıca, kış mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte kalabalık geçici barınaklarda yaşayan ailelerin kızamık, akut solunum yolu enfeksiyonları ve ishal gibi salgın hastalıklarla daha fazla karşı karşıya kalacağı uyarısında bulundu.

Nüfusun yüzde 48’i yoksulluk sınırının altında

Afganistan’da 2021’de Taliban’ın yönetime el koymasıyla birlikte uluslararası yardımların büyük oranda azalması, ülkeyi derin bir insani krize sürükledi. Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi’nin verilerine göre, bugün 23 milyon 700 bin Afgan insani yardıma muhtaç durumda. Nüfusun yüzde 48’i yoksulluk sınırının altında yaşarken, yüzde 12,4’ü gıda güvencesizliği ile karşı karşıya.

Durumu daha da ağırlaştıran bir diğer gelişme, Taliban’ın 2022’de kadınların ulusal ve uluslararası yardım kuruluşlarında çalışmalarını yasaklaması oldu. Gelen tepkiler üzerine bazı alanlarda sınırlı muafiyetler tanınsa da yardım kuruluşları bu düzenlemelerin ihtiyaca cevap vermediğini vurguluyor.