‘Öz savunma ve ortak kadın mücadelesiyle kadınlar istedikleri dünyayı kurabilir’

Kadınların öz savunmasının önemine değinen YPJ Komutanı Sarya Efrîn, kadınların ortak mücadelesine dikkat çekerek, "Kadınlar, dünya çapındaki ortak mücadeleleri ile istedikleri gibi bir dünya kurabilir ve bütün kadınların emeklerine sahip çıkar” dedi.

BÊRÎVAN ÎNATÇÎ

Haber Merkezi – Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınlar 19 Temmuz 2012’de gerçekleşen devrime öncülük ettiler ve ardından öz savunma sistemlerini geliştirdiler. Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) Komutanlarında Sarya Efrin, kadınlar cephesinden öz savunmanın önemine, devrim sürecinin başladığı ve kadınların öz savunma sistemlerini kurdukları sürece dikkat çekti.

"Rojava devriminde YPJ gibi kadın ordusunun kurulması devrimdir ama kadınların silah taşıyamayacağını söyleyen akla karşı katılımları, silah kaldırmaları ve savaşmaları daha büyük bir devrimdir” diyen Sarya Efrîn, kadınların öz savunmasının önemine vurgu yaptı. Dünya kadın konfederalizmi etrafında kadınların birliği oluşturulabilirse, birçok değişimin yaratılabileceğine vurgu yapan Sarya Efrin kadınların ortak mücadelesiyle kadınların istedikleri gibi bir dünya yaratabileceğini ve kadınların emeklerinin görünür olacağını belirtti. 

Sarya Efrîn, "2011 yılında devlet sistemine, devlet faşizmine ve Baas rejiminin milliyetçiliğine karşı başlayan bir devrimdir" diyerek, Kadın Devrimi’nin başlangıç sürecini şu şekilde anlattı: “Bu anlayışa karşı başkaldıran, çok uluslu bir halktı. Onların arasında bile Kürt halkı Baas Rejimi’nin baskısı altında işkence ve tutuklamalar ile yüz yüze kaldı. Önderliğin kadınlar kendilerini örgütlemeli kendi özgürlük mücadelelerini yürütmeli ve öz savunmalarını örgütlemeli sözlerini kendilerine esas aldılar.”

Kadınlar askeri ve siyasi alanda öncülük yaptı

Sarya Efrîn, içinde yaşadıkları sistemin, var olan erkek egemen sisteme karşı bu tür bir devrim ihtiyacını ortaya çıkardığını ve devrimi başlattığını belirterek, şöyle devam etti: "Ama kadınlar olarak hem rejimin iktidarı hem de toplumdaki erkek zihniyetine karşı özgürlüğe ulaşma çabası içindeydiler. Bu gerekliliklerden yola çıkan Rojava Devrimi tüm kadınlara ilham kaynağı oldu. Devrim Kürt kadınlarının öncülüğüyle başladı. Hem askeri hem siyasi alanda hem de toplumsal alanda kadınlar öncü rol üstlendi. Kadınların belli bir örgütlenmesi ve bilinci vardı. Bu örgütlenme kadınlara askeri alanda da kendilerini ifade edebilme konusunda ilham kaynağı oldu."

‘Öz savunma gücü olmadan özgürlük davası yürütülemez’

Sarya Efrin kadınların öz savunmasının önemine dikkat çekerek, şunları söyledi: “İçerisinde yaşadığımız yüzyılda eğer askeri olarak bir güç değilsen ya da öz savunma gücünü oluşturmazsan haklarını elde edemezsin. Eğer öz savunma gücün olmazsa özgürlük mücadelesi veremezsin. Bunun için YPJ’nin devrim içerisinde özgün olarak örgütlenmesi ve öz savunmayı geliştirmesine ihtiyaç duyuldu. Ya da YPJ çatısı altında kadınlar kendilerini örgütledi ve kadın savunma gücü olarak adlandırdılar. Hem DAİŞ’e karşı hem de toplumdaki erkek baskısına karşı hem de içerisinde yaşadığı sisteme karşı devrimde yer alan tüm kadınlar adına öz savunma gücü oldu. YPJ 4 Nisan 2013’te ilan edildi ve bu şekilde bütün Rojava şehirlerinde kendisini örgütledi ve Kuzey ve Doğu Suriye’ye yayıldı.” 

‘Kadınların silah alması devrim içinde devrim oldu’

Sarya Efrin, “Bugün ilk zamanlarda katılan arkadaşların Kürdistan Kadın Özgürlük mücadelesindeki tecrübeleri ve direnişleri sayesinde YPJ Ortadoğu’da öz savunma modeli olarak sembol haline geldi. YPJ’ye çok sayıda genç kadın katıldı. Erkek egemen sistemin toplum içerisinde oluşturduğu akıl basit değildi. Bu tek başına bir devrimdi. Binlerce yıllık oturmuş bir iktidar sistemi var. Rojava devrimi içerisinde YPJ’nin oluşturulması bir devrimdi. Özellikle de kadınların silah alıp savaşamayacaklarını düşünen bir toplumda bu büyük bir devrimdi. Neden devrim diyoruz? Çünkü gerçek anlamda iktidar aklı yıkıldı, kadınların her zaman kendilerini güvensiz ve yaptıkları işler belliydi. Toplum içerisinde de kadınlar tarafından da ben güçlüyüm ve yapabilirim, kendime güvenirsem, emek verirsem ve kendimi yorarsam bende her şeyi yapabilirim anlayışı açığa çıktı” şeklinde konuştu.

Öz savunma farklı bileşenleri yan yana getirdi

Sarya Efrin konuşmasının devamında şunları belirtti: “Bugün hangi eve gidersen işleri olmayan kadın yoktur. Yaşamın bütün alanlarında kadınlar çalışmanın içindedir. Hiçbir kadın ben bu işi yapamam şeklinde konuşmaz. Kadınlar bu inancı kendilerini yaratma ve var olma süreçlerinde kendilerine daha fazla güven duymaya başladı ve buna göre çalışmalara katılımları da oldu. Yaşadığımız bölgede bütün kadınlara örnek oldu. Toplumdaki kadınlar hangi halktan olursa olsun sonuç olarak kadındır. Sonuç olarak Kürt kadınlarının mağduriyetlerinin aynısını Arap kadınları da çekiyor, onların çektiklerini Hristiyan, Asuri ve Ezidi kadınları da yaşıyor.

Belki ulus, isim ya da dinlerimiz farklı olabilir ama bizler kadınız. Sistemin kadınlar için biçtiği rol aynı, bütün kadınlar bu roller içinde yaşıyor. Bu nedenle tüm kadınlar bir arayış içerisindeler. YPJ’nin kuruluşu kuruluşuyla birçok halktan kadınlar kendi savunmalarını yapabilecek düzeye geldi ve kendilerini burada gördü. Bu nedenle YPJ farklı halklardan kadınların da kimliği oldu. Bugün Kürt, Asuri, Süryani, Arap, Alevi, Ezidi kadınları kendi temsiliyetlerini YPJ içerisinde bulabilirler. YPJ ulusal birliği sağladı bu başlı başına iktidar zihniyetine karşı bir mücadeledir.”

 ‘Öz savunma temelinde örgütleniyoruz’

Sarya Efrin, "Öz savunma temelinde örgütleniyoruz" diye konuştu ve şöyle devam etti: "Bugün bütün kadınlar bizi koruyacak bir erkeğe ya da bir rejime ihtiyacımız olmadığını düşünüyor. Kadınlar olarak kendimizi koruyacak güce ve örgütlülüğe sahibiz. Özellikle son yıllarda düşmanımızın kadın komutanlarımızın ve öncülerimi hedef alması sıradan bir olay değildir.  Bu bizim gücümüzün düzeyini gösteriyor. Bu örgütlülüğümüzün, ordumuzun ne kadar büyük olduğunu, tüm dünyaya etki eden bir iradeye sahip olduğumuzu gösteriyor. YPJ olarak kadınların öz savunması konusunda örgütlenerek bu seviyeye ulaştılar. Sadece silahlanarak değil, IŞİD'in saldırılarını da yenerek zaferi ve kendi varoluşumuzu kazanabildik.

Elbette YPJ gibi bir kadın ordusunun kurulması dünyada bir ilktir. Orduda kadınların olduğu doğrudur ama bu kadınlar çoğunlukla okullarda ya da yönetim kademesinde idari işler yapıyor. Ancak saldırılarda düşmanla kahramanca mücadele eder, fedakar bir ruhla kendilerini düşmanın üzerine atar, yaralansalar bile mücadeleden vazgeçmezler. Böyle bir direniş var ve bu direniş Önder Apo düşüncesiyle ve Önder Apo'nun kurduğu militanlık YPJ içinde temsiliyetini gördü.”

‘En çok mücadele eden kadınlardır’

Sarya Efrîn, “YPJ’nin oluşumunda temel olarak iktidarcı zihniyetle oluşturulan ordulara karşı alternatif olarak oluşturulan bir modeldir” diyerek devamında şunları belirtti: “Ordu denilince akla şiddet, savaş, yangın, soygun, tecavüz vb. gelir. Ama şimdi YPJ bu ordu anlayışını yıkıyor. Şimdi savaş özgür, istikrarlı, kimlikli bir yaşam inşa etmek için yürütülüyor. Bugün Ortadoğu'da ve tüm dünyada yürütülen savaşların tamamı iktidar kavramının iflasıdır. Çünkü topluma verecek hiçbir şey kalmamıştır. Sınırlarını genişletmek istedikleri için hepsi birbiriyle savaş halinde. Başka bir halkı yok etmek için savaş veriyorlar ve bu savaşlardan zarar görenlerde hep kadınlar oluyor. Ancak en çok mücadele eden de kadınlardır."

Kadınların erkek devlet iktidarına karşı mücadelesi

Sarya Efrîn, Ortadoğu'da kadınların erkek-devlet anlayışına ve zihniyetine karşı verdiği mücadeleye dikkat çekerek, şöyle konuştu: "Rojhilat Kürdistan’ında Jîna Emini'nin katledilmesiyle başlayan Jin Jiyan Azadî devrimi bunun bir işaretidir. Bugün Afganistan'da kadınlar büyük bir çaba içerisindeler ve Taliban sistemine karşı duruyorlar. Bu baskı ve zulmü kabul etmiyorlar. Afgan kadınların IŞİD'den hiçbir farkı olmayan bir sisteme karşı direnişi saygı duyulması gereken bir durumdur. Dünyanın her yerinde hükümetlerin baskılarına direnen kadınlar var. Biz YPJ olarak bu kadınlara şunu söyleyebiliriz; kadın olarak örgütlenmek, özgüven, kendin olmak ve kendine ait olmak örgütünüzü kurmanıza, ordulaşmanıza ve kadın düşmanı bu güçlere karşı büyük bir mücadele vermenize vesile olacaktır.”

‘Kendimize ait olmak egemen sisteme karşı silahımızdır’

YPJ olarak zorluklar yaşadıklarını, toplumun bunu kabul etmesinin kolay olmadığını söyleyen Sarya Efrîn, şöyle devam etti: "Ordunun oluşumunda çok zorluklar var. Ancak bu konuda en önemli şey eğitim, ikincisi ise örgütlülüktür. Bir yerde kadın örgütlülüğü varsa irade gelişir. Kadınlar olarak tek yolumuz bu. Eğer tüm dünya kadınlarına örnek oluyorsak ve kadınlar için umut kaynağıysak bunun nedeni bizim örgütlülüğümüz ve irademizdir. Tüm kadınları temsil ediyoruz, onlara ilham kaynağı, model olduk. Bu aynı zamanda çalışmalarımızın bir sonucudur. Bugün YPJ'yi kendisine model gören tüm kadınlara şunu söylemek istiyorum; kadınlar olarak eğitimli, bilinçli, kendine güvenen, kendine ait olmak bu iktidarcı sisteme karşı en güçlü silahımızdır.”

 ‘Çözüm dünya kadın konfederalizmi olacak’

Konuşmasının devamında Dünya Kadın Konfederalizmi’ne vurgu yapan Sarya Efrin, "Dünya kadın konfederalizminin inşasından bahsedilince heyecan duyuyor insan. Çünkü biz kadınlar bu temel üzerinde örgütlenebiliyoruz, dünyada kadının karşısında durabilecek bir güç yok. En son Rojhilat Kürdistan’ında Jin Jiyan Azadi sloganıyla başlayan devrim, Rojhilat’ın küçük bir şehrinde başladı tüm dünyada yankılandığını gördük. Bütün kadınların ‘Jin jiyan azadi’ slogana sahip çıkması kadınların birliğini ortaya koydu. Kadınlara yönelik bahsettiğimiz konfederalizm budur. Bu konuda bir birlik sağlanırsa dünyada çok şey değişir. Her tarafı etkiler. Kadınların aklı ve iradesiyle bir şey yapılırsa elbette dünyadaki her şey etkilenir. Önder Apo da ‘21. yüzyıl kadınların yüzyılı olacak’ dedi. Bugün biz Kürt kadınları olarak YPJ'yi kurduk ve birçok ulusu bünyemize kattık. Bana göre dünyada Önder Apo'nun fikir ve felsefesine dayalı kadın konfederalizmi kurulsa tüm toplumların, halkların ve dinlerin çözümü olacaktır. Ancak bu kolay değil. Çünkü iktidarcı sistemin kendi sistemini ayakta tutabilmek için her şeyi yaptığını biliyoruz. Bir kadının en başta şunu bilmesi gerekir; tüm kadınları, toplumu temsil edebilmek için önce kendimi korumalıyım. Ancak bununla istediğimiz gibi bir dünya kurabilir, tüm kadınların emeğine sahip çıkabiliriz” şeklinde konuştu.

 ‘Öz savunma ile kadınların rengiyle bir dünya kurabiliriz’

Sarya Efrin, başta genç kadınlar olmak üzere tüm kadınlara çağrı yaparak, “Artık biz kadınlar olarak örgütlülüğümüze, öz savunmamıza, irademize, kimliğimize sahip çıkmamızın zamanı geldi. Çünkü örgütlülüğümüzü kuramazsak ve bir gücümüz olmazsa bu sistem tekrardan ayaklarının üzerinde durmaya başlar ve yürür.  Dolayısıyla halk ne kadar güçlü olursa olsun, özellikle de kadınlar olarak ancak öz savunmayı inşa ederek, kendimizi eğiterek, bilincimizi esas alırsak ayaklarımızın üzerinde durabiliriz. Böylece güçlü bir iradeyle bu ataerkil sistemi yıkıp kadınların rengiyle bir dünya inşa edebiliriz” dedi.