Öğretmen Semer Al-Hacar: Eğitim müfredatı Suriye halklarını birleştirmeli

Suriye'de cihatçı HTŞ’nin hazırladığı eğitim müfredatının, Baas rejimi ile ortak noktasının kadın düşmanlığı olduğuna vurgu yapan Öğretmen Semer Al-Hacar, müfredatın Suriye halklarını birleştirmesi gerektiğini belirtti.

ROCHELLE JUNİOR

Süveyda- Suriye’de düşen Baas rejimi ardından hızlı yaşanan değişimler belli kesimler tarafından umut verici adımlar olarak tanımlansa da Suriye halkları bu konuda oldukça endişeli. Son olarak Alevilere dönük katliam ülkenin geleceği açısından oldukça karanlık bir resim çiziyor. Cihatçı Heyet Tahrir El Şam’ın (HTŞ) kurduğu geçici yönetim ve cumhurbaşkanı olarak atanan Colani’nin tüm halklar, inançlar ve kadın düşmanı yaklaşımına karşı kadınlar mücadele kararlılığı içinde. Tüm bu politikaları ortak mücadele ile bertaraf ederek, Suriye’yi demokratik bir ülke statüsüne getirmeyi amaçlıyorlar.

12 Mart’ta Colani tarafından imzalanan tekçi, merkeziyetçi zihniyetle yazılmış geçiş süreci anayasası ve o anayasa çerçevesinde şekillenecek toplumsal yapı kadınların itiraz duvarına çarpıyor. Özellikle hazırlanan eğitim müfredatına dönük itirazlar ise daha güçlü geliyor.

Gelecek nesillerin yetişmesinde ve Suriye’nin demokratikleşmesinde en önemli alanlardan biri eğitim. Talep ise Suriye’nin halklar, inançlar ve kültürler bakımından zenginliğini taşıyan, farklılıkları da ortaya koyacak fakat ortak değerleri de ifade edecek bir eğitim müfredatı.

Konuyla ilgili olarak konuştuğumuz Süveyda kentinden Arapça öğretmeni Semer Al-Hacar, Suriye’de eğitim müfredatının iktidarın ideolojisine göre şekillendiğini vurgulayarak, ortak noktanın kadınların yok sayılması olduğunun altını çizdi.

‘Erkek egemen zihniyet devam ediyor’

HTŞ’nin müfredattan Suriye coğrafyasına ait önemli bir değer olan Kraliçe Zenubya’nin çıkarıldığını hatırlatan Semer Al-Hacar, bu durumun bile tek başına erkek egemen zihniyetin devam ettiğinin göstergesi olduğunu söyledi. Ayrıca, müfredatlara İslami bir yön verilmesinin, Suriye'nin çok dinli ve çok mezhepli bir ülke olma gerçeğini göz ardı ettiğini ve bu nedenle bu yaklaşımın adaletsiz olduğunu vurgulayan Semer Al-Hacar, hiçbir yönetimin topluma yeni bir kimlik dayatamayacağını, Baas rejiminin yıllarca süren yönetimine rağmen Suriye'nin çeşitliliğini ortadan kaldırmada başarısız olduğunu kaydetti.

‘Eğitim birliği pekiştirmeli’

Semer Al-Hacar, Suriye'nin, yalnızca tek bir dini kimliği benimseyen bir devlet değil, Hristiyanlar, Dürziler, Kürtler, Aleviler ve Ezidiler gibi farklı dini ve mezhebi grupların bulunduğu bir ülke olduğunu, bu çeşitliliğin Suriye kimliğinin bir parçası olduğunu ve bu çeşitliliğin eğitim müfredatlarına doğru bir şekilde ve adil bir şekilde yansıtılması gerektiğini ifade etti. Semer Al-Hacar, eğitim sisteminin ulusal birliği pekiştirmek için bir araç olması gerektiğini ve bölünmeleri güçlendirmemesi gerektiğini belirterek, "Müfredatların dini açıdan tarafsız olması, tüm dinlere saygı göstermesi gerekir" dedi.

‘Yapılacak her değişiklik, bilimsel ve pedagojik temellere dayanmalı’

Geçici yönetimin müfredatı kendi ideolojisine göre hazırlama yetkisinin olmadığını kaydeden Semer Al-Hacar, "Eğitim müfredatı, bilimsel ve pedagojik temeller üzerine kurarak geliştirilmelidir. Aceleyle alınan kararlar, eğitim sürecinde karışıklıklara yol açabilir. Yapılacak her değişiklik, bilimsel ve pedagojik temellere dayanmalı, bilimsel ve teknolojik gelişmeleri dikkate almalı, öğrencilerin ve toplumun ihtiyaçlarını karşılamalıdır" diye ekledi.

Müfredatta tarihi kadın şahsiyetler yer almalı

Kadınların tarih anlatımlarından dışlandığını söyleyen Semer Al-Hacar, buna örnek olarak da Palmira kentinin Kraliçesi Zenubya’nın yeni müfredattan adının ve resminin çıkarılmasını verdi. Zenubya’nın Suriye tarihinin en önemli dönemlerinden birini yöneten bir kraliçe olduğunu hatırlatan Semer Al-Hacar,"Kadınların tarihsel katkılarının yok sayılması, cinsiyetler arasındaki uçurumu derinleştiriyor ve ayrımcılığı pekiştiriyor" dedi.

Semer Al-Hacar, oluşturulacak müfredatta Suriye kadın tarihi açısından Zenubya, Julia Domna, Nazik Al-Abid gibi önemli isimlerin ve yine kadının toplumsal rolünü, statüsünü, cinsiyet eşitliğini güçlendirecek içeriklere yer verilmesi gerektiğini ifade etti. Müfredatın hazırlanma aşamalarına kadınların aktif katılması gerektiğinin altını çizen Semer Al-Hacar, kadınların bilim alanında da desteklenmesi gerektiğini vurguladı.