İki ülke arasında sıkışan kimliksiz kadınlar
Kirmanşah ve İlam kırsalında yaşayan yüzlerce kadın, nüfus cüzdanı olmadığı için eğitim, sağlık, istihdam ve adalet gibi temel haklardan mahrum. Bazıları ise resmi nikâh dahi olmadan zorla evlendirilip, yasal korumadan yoksun bırakılıyor.

NESÎM AHMEDÎ
Kirmanşah- Rojhilat Kürdistan’ın Kirmanşah ve İlam kentlerinde 1970’li yıllarda binlerce İranlı göçmen, Irak’a çalışmak için göç etti. Ancak geri İran’a gönderildiler. Dönüş sonrası bazılarının nüfus cüzdanı verildi, bazılarına ise sadece Nüfus Müdürlüğü’nden alınmış geçici kimlik belgeleri düzenlendi.
1979 yılındaki ayaklanmalara kadar bu kişiler İran’da kaldı, ancak devrim sonrası birçoğu yeniden Irak’a göç etti. Bu defa göçleri sadece iş değil, savaştan ve ölümden kaçmak içindi. Fakat en ağır bedeli yine kadınlar ödedi.
Kimliksiz bir çocuk
Kadınlar bu belirsizlik içinde birçok acı hikaye biriktirdi. İlam’da yaşayan 38 yaşındaki Meryem hikayesini şöyle anlatıyor:
“Babam, devrim öncesi Irak’tan İran’a getirilenlerdendi. Devrim sonrası yeniden Irak’a döndü ve Ramadi’de yaşamaya başladı. Ben orada doğdum. 1991’de İran’a döndüğümüzde 4 yaşındaydım. Annem ve babam Irak’ta evlenmişti ama İran'da resmi nikâhları yoktu. İlk iş olarak resmi nikâhları kıyıldı ama Nüfus Müdürlüğü, resmi nikâhtan önce çocuk sahibi oldukları için bana kimlik verilemeyeceğini söyledi. Sadece kimlik başvurusu yapıldığına dair bir belge aldım. O belgeyle sadece beş yıl okula gittim. Ehliyetim yok, banka kartım yok, hastaneye gitmek bile büyük sorun.”
Kadınlar zorla evlendiriliyor
Kimliksiz kadınlar yalnızca eğitim ve ehliyet gibi haklardan mahrum değil, aynı zamanda çoğu evlilikleri yalnızca bir el yazısıyla yazılmış geçersiz belgelerle yapılmakta. Bu da kadınları korumasız bırakıyor.
Bu kadınların çoğu Kirmanşah ve İlam’ın en yoksul köylerinde yaşıyor. 15 yaşından küçükken evlenmeye zorlanan bu kadınların evlilikleri çoğunlukla köy büyüklerinin huzurunda ve yalnızca bir kâğıda yazılarak gerçekleşiyor. Bu evlilikler yasal olmadığı için erkek eşler kolayca ikinci eş ile evlenebiliyor ya da eşlerini terk edebiliyor. Kadınlar yasal bir hak talep edemedikleri için fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalıyorlar. Hatta bazı erkekler, kadınların bu kimliksizlik durumunu onları aşağılamak ve üzerlerinde tahakküm kurmak için kullanıyor.
Her haktan mahrum bırakıldı
Kirmanşah’ın Serpol Zehab ilçesinde yaşayan 30 yaşındaki bir kadın annesi ve babasının kimlik sorunu yüzünden hiçbir zaman nüfus cüzdanı alamadığını belirterek, şunları söylüyor: “Sadece Nüfus Müdürlüğü’nden aldığım geçici belgeyle ortaokula kadar okuyabildim. Sonra kuzenimle evlendim. Yıllar sonra bir başka kadınla evlendiğini öğrendim. Durumu anladığımda, bana ‘Zaten benim eşim sayılmazsın, susman senin için daha hayırlı’ dedi. Ne okuyabildim ne çalışabildim, ne de başka biriyle evlenme şansım oldu. Mecburen sustum ve onun ikinci evliliğine katlandım.”
Nüfus cüzdanı olanlar da dışlanıyor
Bu sorun sadece belgesiz kadınlarla sınırlı değil. Nüfus cüzdanı alan bazı kadınlar da ciddi ayrımcılıklara uğruyor. Özellikle doğum yeri kısmında “Irak” yazdığı için iş bulmakta büyük zorluk yaşıyorlar.
Mandana’nın deneyimi: Irak’ta doğdu, İran’da dışlandı
40 yaşındaki Mandana kimliğinde doğum yerinin Irak yazdığını belirterek yaşadıklarını şöyle ifade ediyor:
“Bu yüzden şimdiye dek düzgün bir iş bulamadım. Hiçbir işe alım sürecinde kabul edilmedim. Patronlar Iraklı olduğumu düşündüğü için genellikle ya beni reddediyor ya da farklı yaklaşıyorlar. Bu yüzden bugüne kadar hiç düzenli bir işim olmadı.”
İsimsiz, sessiz ve savunmasız
Kirmanşah ve İlam’daki bu kadınların hayatı diğer kadınlardan çok daha farklı. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin dışında, kimliksiz oldukları için her türlü hak ve korumadan mahrumlar. Aile içi şiddete maruz kaldıklarında bile şikayet edemiyorlar. Hatta katledilseler bile bunu ispatlayacak resmi bir belge bulunmuyor.