İç bölgelerdeki Tunuslu kadın gazeteciler: Eşit fırsatlar talep ediyoruz
Tunus’un iç bölgelerinde çalışan kadın gazeteciler, kaynak eksikliği, sınırlı eğitim ve bürokratik engellerle mücadele ediyor. Başkentteki meslektaşlarına kıyasla dezavantajlı kalan kadınlar, eşit fırsatlar ve adil bir medya ortamı talep ediyor.
İHLAS HAMRUNİ
Tunus- Tunus’un iç bölgelerinde kaynakların kıtlığı ve fırsat eşitsizliği, kadın gazetecilerin mesleki yolculuklarını her gün daha da zorlaştırıyor. Başkent ve kıyı bölgelerindeki medya merkezlerinin aksine, El Kef ve Kasserin gibi bölgelerde çalışan kadın gazeteciler, sınırlı kaynaklarla mücadele ederken, eğitim, fon ve lisanslama gibi engellerle karşılaşıyor. Radyo ve yerel medya üzerinden vatandaşların sesini duyurmaya çalışan bu gazeteciler, ötekileştirme ve fırsat eksikliği karşısında seslerini yükseltiyor, eşit fırsatlar için adil bir medya ortamı talep ediyor.
‘Kısıtlı kaynaklara rağmen üretmeye çalışıyoruz’
Radyo El Kef’te gazeteci olarak çalışan Kholoud El Fani, iç bölge olarak kabul edilen El Kef vilayetinde yürüttükleri çalışmanın zorluklarına dikkat çekerek, görevlerinin bölgedeki tüm gelişmeleri takip etmek ve yurttaşların sesini duyurmak olduğunu söyledi. Kholoud El Fani, “Gençler, kadınlar ve farklı sosyal gruplarla yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Onlara yaklaşmaya, endişelerini dinlemeye ve seslerini mümkün olduğunca geniş kitlelere iletmeye çalışıyoruz. İç bölgede faaliyet gösteren bir kuruluşta edindiğim deneyime dayanarak, mevcut kısıtlı kaynaklara rağmen en iyi içerikleri üretmeye çabalıyoruz” ifadelerinde bulundu.
‘Lisans talebi işimizi ciddi şekilde geciktiriyor’
Eğitim imkanlarının sınırlılığına da değinen Kholoud El Fani, “Kaynaklarımızda ciddi eğitim eksikleri olabiliyor. Diğer kuruluşlarla düzenlenen eğitim oturumlarına katılıyoruz, fakat her zaman daha fazlasına ihtiyaç duyuyoruz” diyerek, bölgedeki gazetecilerin gelişim olanaklarının yetersizliğine dikkat çekti. Çalışmalarını en çok aksatan günlük engelin ise yayın lisansları olduğunu kaydeden Kholoud El Fani, “Bir haber ya da kültürel etkinliği yayınlamak için çoğu bölümün ayrı lisans talep etmesi, işimizi ciddi şekilde geciktiriyor. Oysa biz vatandaşların sesini duyurmayı amaçlayan bir radyo istasyonuyuz; ancak bu süreç büyük bir engel oluşturuyor. Buna rağmen bilgi aktarmak için çabalamayı sürdürüyoruz” dedi.
‘İşimiz başkentteki meslektaşlarımıza kıyasla daha zor’
Yerel gazeteci Malak Qarmazi, başkent ile iç bölgeler arasındaki medya eşitsizliğine dikkat çekerek, şöyle konuştu:
“Yerel bir gazeteci olarak işim başkentteki meslektaşlarıma kıyasla çok daha zor. En temel sorunlarımızdan biri bilgiye erişim. Onlar kaynaklara çok daha hızlı ulaşabilirken, biz doğru ve güvenilir bilgi edinebilmek için sürekli mücadele veriyoruz. Eğitim konusunda da durum farklı değil. Başkentte ya da uluslararası alanda sunulan eğitimlerle bize sunulan kurslar arasında ciddi bir kalite farkı var. Bizim aldığımız eğitimler hem sınırlı hem yetersiz. Şimdiye kadar yurt dışına çıkma fırsatım bile olmadı. Büyük şehirlerdeki gazetecilere her zaman daha fazla olanak sağlanırken, biz iç bölgelerde hep geride bırakılıyoruz. Burada verilen eğitim kursları gerçekten yetersiz. Konuların içeriği bile çoğu zaman eksik kalıyor. İç bölgelerdeki eğitimler, kapsam ve kalite açısından dar bir çerçeveye sıkışırken, diğer bölgelerdeki kurslar daha iyi tasarlanmış, daha yüksek standartlara sahip ve daha geniş bir perspektif sunuyor.”
‘Bizi ayakta tutan şey işimize olan tutkumuz’
Kasserin bölgesinden medya aktivisti İntissar el-Kadri, iç bölgelerde yaşanan eşitsizliğin uzun süredir devam eden bir sorun olduğunu söyleyerek, “İç bölgelerdeki medya alanında, başkent ve kıyı bölgelerine kıyasla büyük bir eşitsizlik var. Bu yeni bir durum değil; yıllardır böyle. Bizi ayakta tutan şey ise alana duyduğumuz sevgi ve işimize olan tutkumuz. Ancak Kasserin’de fırsatların neredeyse hiç olmaması, bu tutkuyu zamanla içimizde öldürebiliyor” dedi.
‘Eğitim olanakları yok denecek kadar az’
Eşitsizliği derinleştiren eksiklere dikkat çeken İntissar el-Kadri, “Eğitim olanakları yok denecek kadar az. Seyahat imkanı yok, büyük medya kuruluşlarında çalışan gazetecilerle deneyim paylaşımı fırsatı yok. Bir gazeteci kıdemlilerle seyahat edip fon alabilirken, diğeri hiçbir eğitim almamış olabiliyor. Bu iki kişiyi aynı düzeyde değerlendirmek nasıl mümkün olabilir? İç bölgelerde bir eğitim kursu düzenlense bile, katılmak için çoğu zaman başka bir ülkeye gitmek gerekiyor ve bu da büyük bir yük” diye kaydetti.
‘Değişim fırsatlarına ihtiyaç var’
İntissar el-Kadri, kadın gazetecilerin yaşadığı ötekileştirmenin sistematik bir hal aldığını belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
“Yerel medyada çalışan biz kadın aktivistler için bu ayrımcılık artık pratik bir gerçeklik. Eğitim kursu açıldığında mekanı hep onlar seçiyor ve hangi kriterlere göre belirlendiğini bile bilmiyoruz. Eğitime erişebilmek için uzun yollar kat etmek zorunda bırakılıyoruz. Biz tüm fırsatları değil, sadece paylaşılmış adil fırsatları istiyoruz. Kırsal kesimdeki kadın gazetecilerin eğitime, fona ve değişim fırsatlarına ihtiyaç duyuyor.”