Urmiye Gölü için çağrı: Hükümet sorumluluk üstlensin
Urmiye Gölü, 2025 yazında tamamen kururken, son görüntüler kısa süreli su artışını gösterse de gölün büyük bölümü hala kuru. Uzmanlar, kalıcı restorasyon için sürdürülebilir yönetim ve hükümetin sorumluluk üstlenmesini şart koşuyor.
SAYEH MOHEBBİ
Urmiye- Urmiye Gölü, İran’ın en büyük iç gölü olarak bilinirken, son on yıllarda hızla düşen su seviyesi ve artan kuraklık nedeniyle ciddi bir çevresel krizle karşı karşıya kaldı. 2025 yazında tamamen kuruduğu resmen ilan edilen göl hakkında yapılan bu açıklamadan yaklaşık dört ay sonra, son günlerde dijital medyada gölde yeniden su birikimine işaret eden görüntüler paylaşıldı. Bazı medya kuruluşları, bu görüntülerin Ekim ayının ilk günlerine kıyasla yaklaşık 2,5 ay öncesine ve ortalama 40 santimetrelik bir su seviyesi artışına karşılık geldiğini belirtti. Bu gelişme, kamuoyunda kısa süreli de olsa umut ve sevinç yarattı.
Kuraklık gerçeği değişmedi
Ancak uzmanlar, bu görüntülerin Urmiye Gölü’nün kuraklık gerçeğini değiştirmediği konusunda uyarıyor. Gölün büyük bölümü hala kuru durumda ve saha incelemeleri, Urmiye Gölü’nün artık kalıcı bir göl olmaktan çıkıp mevsimsel bir alan haline geldiğini ortaya koyuyor. Yaşamı yalnızca birkaç aylık yağışa bağlı olan bu alan, sıcak mevsimin başlamasıyla yeniden tamamen kurumaya yaklaşıyor. Ayrıca göl yatağındaki suyun dengesiz dağılımı krizin derinliğini gösterirken, su artışı ağırlıklı olarak orta ve kuzey kesimlerde, özellikle Tebriz–Urmiye viyadüğü çevresinde görülüyor. Gölün doğu ve güney bölgeleri ise hala kuru ya da yarı kurak durumda bulunuyor.
Etkili ve sürdürülebilir politika yok
Kamuoyunun taleplerine ve çevreci aktivistlerin uzun süredir yaptığı uyarılara rağmen, hükümetin son yıllarda Urmiye Gölü’ndeki bu büyük çevre krizine yaklaşımı eleştiri konusu olmaya devam ediyor. Uzmanlara göre, krizin boyutuna karşın etkili ve sürdürülebilir politikalar hayata geçirilmezken, güvenlik odaklı bir yaklaşım benimsenmesi gölün kurumasını hızlandıran unsurlardan biri oldu. Bu süreçte atılan en somut adım, göl alanının yaklaşık yüzde 80’inin tahrip olmasının ardından 2013 yılında Urmiye Gölü Restorasyon Merkezi’nin kurulması ve çeşitli planların açıklanmasıyla sınırlı kaldı.
‘Ciddi bir irade eksikliği söz konusu’
Çevre aktivisti Shaida Karimi, gölün restorasyonu ve hükümetin uygulamalarına ilişkin değerlendirmesinde, “Urmiye Gölü’nün mevsimlik bir alana dönüşmesi, sürdürülemez politika yapımının, restorasyon projelerinin durdurulmasının ve su haklarının tahsisi konusunda ciddi bir irade eksikliğinin sonucudur. Hayati bir ekosistemi korumak yerine kısa vadeli tarımsal ve kalkınma çıkarları önceliklendirildi. Farklı dönemlerde restorasyon için çeşitli merkezler kuruldu ancak yapıların sürekli değiştirilmesi, öncelik eksikliği ve projelerin tam olarak uygulanmaması, bu girişimlerin gölün durumunda kalıcı bir iyileşme sağlamasına engel oldu” dedi.
Yağışların yetersiz olduğuna dikkat çeken Shaida Karimi, alınan önlemlerin geç ve etkisiz kaldığını vurgulayarak, “Restorasyon Merkezi’nin kurulmasından ve gölün tamamen kurumasına ilişkin alarmın verilmesinden yaklaşık on beş yıl sonra, mevcut su yılında Bulut Gübreleme Projesi’nin ilk operasyonu 14 Kasım’da Urmiye Gölü havzasında gerçekleştirildi. Ancak bu tür önlemler ve yalnızca yağışlara bel bağlanması, gölün tahribatı sorununa kalıcı bir çözüm değildir” sözlerine dikkat çekti.
‘Köklü bir değişimle krizler aşılabilir’
Uzmanlar, mevcut eğilimin sürmesi halinde Urmiye Gölü’nün mevsimsel bir alan olarak kalıcılaşacağı uyarısında bulunuyor. Bunun ise bölgede yaşayan milyonlarca insan için çevresel tahribattan halk sağlığı sorunlarına ve geçim kaynaklarının kaybına kadar uzanan ciddi sonuçlar doğuracağı belirtiliyor. Bu koşullar altında gölün gerçek anlamda restorasyonunun, yalnızca geçici önlemlerle değil, sürdürülebilir su akışını garanti altına alan ve krize karşı açık sorumluluk üstlenen köklü bir yönetim anlayışı değişikliğiyle mümkün olabileceği vurgulanıyor. Uzmanlara göre bu sorumluluk, bugüne kadar hükümet yetkilileri tarafından defalarca ertelenmiş durumda.